"imzaladığı" - Translation from Turkish to Arabic

• موقعة
• وقعها
• وقعه
• يوقع
• وقعته
• وقّعه
• عليها توقيع
• توقيعه

Bu, askeri valinin imzaladığı bir tutuklama kararı.
هذه مذكرة اٍعتقاله موقعة من قبل الحاكم العسكرى

O gece rüyamda, Bebek Ruth'un imzaladığı koca bir topun... üzerime düşüp beni demir yolu çivisi gibi...
وفى هذه الليلة حلمت بكرة بيسبول موقعة من باب روث تسقط من السماء على رأسى وتسقطنى أرضا

Her biriniz için Valinin imzaladığı birer belge var.
لدّي مذكرات عفو وقعها الحاكم لكم جميعاً

Bana ihanet ettiği günki imzaladığı ölüm hükmünü uyguluyorum sadece.
أنا فقط أنفذ حكم الإعدام الذي وقعه يوم غدر بي

Kral fermanı imzaladığı takdirde, masum insanlar, değer verdiğimiz insanlar yakalanıp işkence görecek.
الملك يوقع المرسوم، والناس الأبرياء من نعرفهم ونهتم لهم يتعرضون للإستجواب والتعذيب

Hannah Geist'ın Lucas'la imzaladığı sözleşme hastalığını satmanızı engelliyordu.
العقد الذي وقعته هانا جايست مع لوكاس

İmzaladığı kontrat kayıp.
العقد الذي وقّعه مفقود.

-Hanımefendi, o çocuğun ailesinin imzaladığı kağıtlar var.
-أيتها السيدة ، لدينا أوراق عليها توقيع والدي هذا الفتى.

Richmond şehri şerifine, kızların topluca imzaladığı bir mektup yazıldı ve kendisinin çok özel bir şerif olduğunu söylemeliyim
لذا تم كتابة خطاب لنقيب شرطة مدينة ريتشموند، و تم توقيعه من كل الفتيات، و يجب أن أشير ، إلى أنه نقيب شرطة مميز للغاية.

Ve haritaya zarar vermesini önlemek için onun kopyasını çıkardığı bir metnin arkasına konuldu 55 kişinin imzaladığı bir karar metni.
لقد وضعت خلف النصوص هذا ما قصد النصوص موقعة من قبل خمسة وخمسين شخص

49 devletin imzaladığı bir antlaşma ile tüm insanlığın paylaştığı bir hazine haline geldi.
معاهدة موقعة بين تسع وأربعون بلداً جعلت منها كنزا مشتركا بين جميع الدول

Balonlarla eğlenin ben de iş yerine gidip pek tanımadığım insanların imzaladığı tebrik kartlarına bakayım.
و انا يجب عليا العودة للعمل و إفتتاح بطاقة عملاقة موقعة من حفنة ناس بالكاد أعرفهم

General de Gaulle'un imzaladığı transit geçiş mektupları.
تصاريح عبور موقعة من الجنرال ديجول.

Başkan Logan ile Başkan Suvarov'un... imzaladığı anlaşmanın bir parçası.
(هذا جزء من الاتفاقية التي وقعها الرئيس (لوجان (والرئيس (سوفاروف

George'un imzaladığı ordudaki terfi ile alâkalı bir mektup.
وقعها صاحب الجلالة الملك جورج الثاني

Bu Duncan'ın bölge savcısının odasında dört gün önce imzaladığı anlaşmanın bir kopyası
إنه نسخة من صفقة إدعاء (وقعها (دانكان مع مكتب مدعي عام المقاطعة منذ أربعة أيام مضت

Sonra onu Bay Sommersby'nin 7 yıl önce imzaladığı bu ipotekteki imzasıyla karşılaştırsın.
...توقيعه على صك رهن بنكي ... وقعه السيد ساميرز بي قبل 7 سنين

"Simon Dunnu'ın imzaladığı belgeyi bulamadım."
لم أتمكن من استعادة التوكيل الذى وقعه سايمون دان

Elimde muhbirimken imzaladığı teyitli bir konuşması var.
سأجعله يوقع على تأكيد بأثر رجعي أنه كان يعمل تحت إمرتي

Avukatın bunu imzaladığı zaman gerçekten çok şaşırdım,
كنت متفاجىء من محاميك ان يوقع ذلك

Kraliçe, bizimle imzaladığı anlaşmayı tanımadı.
الملكة أنكرت العقد الذي وقعته معنا.

Hapishaneden çıkmak için imzaladığı bu sözleşmeye göre ne zaman istersek CIA için çalışmak zorunda.
بموجب هذا العقد الذي وقعته حتي تخرج من السجن فهي ملزمة علي العمل مع الـ(سي اي ايه) وقتما وأينما نشاء

Bu, Wayne Rigsby'nin imzaladığı yeminli ifadesi ve söylediğine göre sen ve o, bir öğleden sonra Rigsby'nin sabıkalı babasıyla birlikteymişsiniz.
هذا إقرار وقّعه (واين ريغسبي)، يقول أنّكَ قضيتَ بعد ظهر ذلك اليوم مع والده المجرم

Reggie Jackson'ın imzaladığı beyzbol topu da vardı.
و تلك كرة المضرب المدون عليها توقيع (ريقي جاكسون)