"inşa etme" - Translation from Turkish to Arabic

    • لبناء
        
    • بناء
        
    • البناء
        
    dediler. Ve biz de teleskobu ilk dört aynayla inşa etme hazırlığındayız. TED ولذلك خططنا لبناء ذلك التلسكوب باستخدام الأربع مرايا الأولى.
    Dmitry ile birlik olduk ve bu teknolojiyi inşa etme yolunda çalışmaya başladık. TED شكلت فريقًا أنا وديمتري، وباشرنا العمل على طريقة لبناء تلك التكنولوجيا.
    Bu da, 21. yüzyılda neredeyse sıfırdan bir enerji sistemi inşa etme olanağı sağlıyor. TED لذا، فهذا يمثل في الحقيقة فرصة فريدة لبناء نظام للطاقة في القرن الـ 21 بدءًا من الصفر تقريبًا.
    Bunu bir kere aklına koyduktan sonra sesi inşa etme işine nasıl koyuluyorsun? TED وعندما تكون لديك تلك الفكرة، كيف يمكنك أن تسعى إلى بناء هذا الصوت؟
    Ebeveynlerimin de yaptığı gibi bu acil Afrika'yı tekrardan inşa etme görevine adım adım başlayın. TED وكما فعل والديّ، نبدأ المهمة الملحّة لإعادة بناء أفريقيا حجرًا تلو الآخر.
    Ve bence yaşama dair fikirlerimizi inşa etme hakkında düşünmeye başlamamız gereken nokta burası. TED وأعتقد أننا من هنا ينبغى أن نبدأ من حيث طريقة التفكير البناء من خلال أفكارنا فى الحياة.
    Şehirleri, altyapıyı ve binaları inşa etme baskısı en yüksek seviyesinde, bunun sonucunda da büyük bir bina artışı var. TED الضغط لبناء المدن، والبنية التحتية والمباني في ذروتها، وكنتيجة، هناك طفرة بناء ضخمة أيضا.
    Mehmet geçiti kapamak için stratejik bir noktaya hisar inşa etme gereği duydu. Open Subtitles محمد أحتاج لبناء حصن إسترتيجى فى موقعه لقطع الطريق
    Kelebek Etkisi filmini izledikten sonra panik odası inşa etme fikri aklıma geldi. Open Subtitles حسنا، جائتني فكرة لبناء غرفة الذعر بعدأنشاهدتالفيلم، تأثير الفراشة
    ...o bölgeye bir kumarhane inşa etme niyetinde olduklarını bildirdiler. Open Subtitles أعلنوا نواياهم لبناء نادى قمار على الموقع
    Katedraller, tüm bir şehir, gerçek dünyada var olmayan asla var olamayacak şeyleri inşa etme fırsatı. Open Subtitles إنّها الفرصة لبناء الكاتدرائيّات‏، مدنٌ كاملة، أشياء لم توجد من قبل أشياء لم يكن من الممكن أن توجد في العالم الحقيقي
    Ve satıştan gelecek para sana bir gelecek inşa etme şansı verecek. Open Subtitles ومال البيع سيفتح لك المجال لبناء مستقبل.
    Sıfırdan yeni bina inşa etme yerine. Open Subtitles بدلاً من أن نضطر لبناء المباني الضخمة، قمنة بالترميم, والتجديد
    Aslında bu yaklaşım zaten Sanayi Devrimi'nden önce asırlarca bu çeşit imece usüllerinde bina inşa etme metodumuzdu. TED انها في الواقع كيف قمنا ببناء المباني لمئات من السنين قبل الثورة الصناعية في هذه الأنواع من بناء حظائر المجتمع.
    Cumhurbaşkanı Tong bana halkının yaşadığı küçük adaları yüzdürme veya yeniden inşa etme planından bahsetti. TED وقد حدثني الرئيس تونغ عن فكرته الطموحة وهي بناء جزرهم الصغيرة التي يعيش فيها شعبه أو تركها تطفو.
    Programlama bana kendi kuralları, paradigmaları ve uygulamalarıyla kendi küçük evrenimi inşa etme gücü veriyor. TED منحتني البرمجة هذه القدرة المذهلة على بناء الكون الصغير الخاص بي بقواعده الخاصة وبارادايماته وممارساته.
    Kredi notu gibi basit bir şeyle, insanlara kendi geleceklerini inşa etme gücü veriyoruz. TED من خلال أمر بسيط مثل نقاط الأهلية الائتمانية، نقوم بإعطاء الناس القدرة على بناء مستقبلهم.
    Tarih boyunca insanlar birbirlerinin kuyusunu kazdılar ama hepimiz bunları aşarak köprüler inşa etme yetisine sahibiz. TED حُفرت الخنادق بين الناس، نعم، لكننا جميعًا لدينا القدرة على بناء الجسور التي يمكنها أن تمتد فوق تلك الخنادق.
    Demokratik toplumlar için vatandaşlarına inşa etme hakkı tanımaları ne manaya gelir? TED ماذا يعني ذلك للمجتمعات الديمقراطية لإعطاء حق البناء لمواطنيها؟
    İnşa etme konusunda mimarlar için ve toplum için meydan okumanın boyutu bu insanları ev sahibi yapacak bir çözümün bulunmasıdır. TED حجم التحدي للمهندسين المعماريين وللمجتمع مع البناء هو إيجاد حلاً لإيواء هؤلاء الناس.
    Bruce, iyileştirmek için inşa etme yöntemini kullanıyordu. Sadece hasta olanlar için değil, bir bütün olarak, tüm topluluk için. TED كان بروس يستخدم طريقة البناء من أجل الشفاء، ليس من أجل اولئك المرضى فقط، بل للمجتمع ككل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more