"inşa etmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • بناء
        
    • ببناء
        
    • لبناء
        
    • بنائه
        
    • البناء
        
    • وبناء
        
    Savcı iddianame hazırlar. İddianame hazırlamak, ev inşa etmeye benzer. Open Subtitles المدعي العام يحاول بناء قضية وبناء القضية يشبه بناء بيت
    Koca bir kültürü tekrar inşa etmeye çalıştığımı görmüyorlar mı? Open Subtitles لا يستطيعون رؤيه هذا انا احاول إعادة بناء ثقافة بأكملها؟
    Winesburg Üniversitesi'nde süre gelen ahlak anlayışını tekrar inşa etmeye çalıştım. Open Subtitles أحاول أن أعيد بناء بتلك الأخلاق التي واكبتني في كلية وينسبيرغ
    Bu projeyi ben 12 yada 13 yaşlarımda inşa etmeye başlamıştım. TED لقد بدأت ببناء هذا المشروع عندما كان عمري 12 أو 13 سنة.
    Wikipedia gibi, Açık Rehber Projesi gibi, platformlar inşa etmeye başlıyorsunuz, ve bunu bir model olarak görüyorsunuz. TED مثل ويكي بيديا، مثل مشروع الفهرس المفتوح، أنت تقوم ببناء أطر، وترونه كنموذج.
    Fiziksel ve kültürel açıdan çok çeşitli binalar inşa etmeye nasıl geri döneriz? TED كيف نتمكن من العودة لبناء مدن تكون متنوعة في الشكل و في الثقافة مرة أخرى؟
    Ev Dekoru mağazasından alınan parçalarla Onu garajlarında inşa etmeye başladılar. Open Subtitles بدأ بنائه في المرآب مع أجزاء من هوم ديبوت.
    Yıllarımı ve son ayları bu hisarı tekrar inşa etmeye harcadım. Open Subtitles لقد أهدرت سنوات من حياتي والشهور الأخيرة محاولاً بناء هذا المكان
    Aptallıktan ya da başka sebeplerden kendi evimi inşa etmeye karar verdim. TED وكنوع من الحماقة أو خلاف ذلك قررت بناء منزلي بنفسي.
    Bu Amerika'nın inşa edilmiş tüm altyapısını 15 yıl içinde inşa etmeye eşdeğer bir durum. TED هذا يعني بناء ما يساوي كل ما تم بناؤه من بنية تحتية للولايات المتحدة في 15 عام.
    Suçlandıkları şey neydi? Vadesi dolmuş bir hava alanı inşa etmeye, onu yeniden yapılandırmaya çalışıyorduk. TED كنا نحاول بناء، أو إعادة بناء إلى حد كبير، مطار عفى عليه الزمن.
    Ve sonra onu rastgele sallarsın ve kendi kendine hata düzeltmeye ve yapı inşa etmeye başlar. TED ثمّ تقوم بهزّه بطريقة عشوائيّة. فيقوم بإصلاح الأخطاء و بناء الهيكل بنفسه.
    Bu enstitü New York şehri dışındaki Hudson'da olacak ve Rem Koolhaas'la inşa etmeye çalışıyoruz, bir fikir. TED سيتم تأسيس المعهد بهدسن، شمال ولاية نيويورك، ونحن في طور محاولة بناء فكرة مع ريم خولاس.
    DNA yaşamı inşa etmeye yarayan genetik yönergeleri taşımak için gerekli temel bir moleküldür. TED الحمض النووي هو الجزيء الأساسي الذي يحمل الأوامر الجينية التي تساعد على بناء عالم الأحياء.
    Bu kelimenin tam anlamıyla toz yığınından bir heykel inşa etmeye çalışmak gibiydi. TED الأمر يشبه حرفياً محاولة بناء تمثال من كومة من الغبار.
    Kendi nesilleri ve bizler için, insan güvenliğini korumak için sosyal kurum inşa etmeye kafa yordular. TED بل تحدثوا عن بناء مؤسسات لحماية الأمن البشري، لجيلهم وأيضاً لجيلنا.
    Seyircilerinizin akıllarında bir şeyler inşa etmeye başlamadan önce, sizi davet etmeleri için izinlerini almalısınız. TED قبل أن تقدر بالشروع ببناء الأشياء داخل أذهان المستمعين، يجب عليك أن تحوز على موافقتهم لتدخل إلى عقولهم.
    Diğer suyla ilgili gösterilerle birlikte MS. 70’de eski bir gölün yerinde Kolezyum’u inşa etmeye başlayan Hükümdar Flavius Vespasian’dan doğruca yukarı doğru Roma çevresindeki doğal ve yapay su kaynaklarında düzenleniyorlardı. TED كانوا يقامون بالترافق مع مناظرات مائية أخرى على الأجسام المائية الطبيعية أو الصنيعة في أرجاء روما حتى عهد الإمبراطور فلافيوس فيسباسيان، الذي بدأ ببناء الكولوسيوم في عام 70م على موقع بحيرة سابقة.
    mezarlar inşa etmeye karar verdiler. Open Subtitles لماذ لا يقومون ببناء مقابر لايستطيع احد رؤيتها او الكشف عنها
    Bugün genç bir insan olduğunuzu, bir iş bulup geçiminizi sağlamak zorunda olduğunuzu, bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu ve fırsatların zor bulunduğunu düşünün. TED إذاً، تخيل أنك من شباب اليوم، تحتاج إلى وظيفة، تبحث عن الرزق، تستعد لبناء المستقبل، ومن العسير الحصول على الفرص.
    Düşüncesi bile güzel olan şey şu ki, eğer bize yakın bir yıldızın yörüngesindeki gezegende zeki yaratıklar varsa ve bizim inşa etmeye çalıştığımız türden karmaşık uzay teleskobu yapmışlarsa tüm görecekleri bu soluk mavi nokta, iğne deliği kadar ışık. TED لكن الأكثر روعة هو اعتبار أنه إذا كان هناك فضائيون أذكياء يدورون داخل كوكب حول نجم قريب منا وصنعوا تلسكوبا فضائيا متطورا مثل هذا التلسكوب الذي نحن في طور بنائه كلما سيرونه هو تلك النقطة الزرقاء الشاحبة بصيص من الضوء
    Yani inşa edebiliriz. (Kahkaha) Ve inşa etmeye devam ettik ve sonuç bu. TED بإمكاننا البناء أستمرينا في البناء, وهذه هي النتيجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more