Sen kendini buna inandırmışsın, çünkü, kızını kurtaranın, sen olmasını istiyorsun. | Open Subtitles | أنت أقنعت نفسك بأنها هناك لأنّك تريد أن تكون الذي ينقذها |
Bir şekilde kendini çipin amacının karını bulmana yardım etmek olduğuna kendini inandırmışsın. | Open Subtitles | لقد أقنعت نفسك بطريقة ما أن غرض الشريحة أن تساعدك للعثور على زوجتك |
Sanki hiç zarar vermemişsin gibi kendini inandırmışsın, ama zarar verdin, Erin. | Open Subtitles | يبدو انك أقنعت نفسك انك لم تقومي بأي ضرر لكنك فعلت,ايرين |
Orada yüzünü gördüm. Ariel için bunun kötü sonlanacağına kendini inandırmışsın. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك هناك، كنت مقتنعة أن نهاية موضوع أريل ستكون سيئة |
Mahvolmuş bir evlilik, boktan bir iş, şimdiden kendini kısır olduğuna inandırmışsın. | Open Subtitles | زواج فاشل عمل سيء مقتنعة بأنكِ عاقر |
Kötü durumda olsan bile olaya atlıyorsun ve buna değdiğini düşünüyorsun çünkü kendini kötüden çok iyi şeyler yaptığına inandırmışsın ama bu doğru değil. | Open Subtitles | أنت تهجم، و حتى عندما تفسد الأمور تظن أن ما تقوم به يستحق ذلك لأنك أقنعت نفسك |
Bak, yaşadığın şeylerin insanlığını götürdüğüne kendini bir şekilde inandırmışsın. | Open Subtitles | انظر، أقنعت نفسك بأن كلّ ما خضته سلبك إنسانيّتك. |
Gerçekte olduğun kişiyi olmamış gibi herkese inandırmışsın gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنك أقنعت الجميع أنك لست مَن أنت حقًا |
Kendini buna inandırmışsın. | Open Subtitles | لقد أقنعت نفسك بهذا |
Bir tane dâhi dürüst genim olmadığına inandırmışsın kendini. | Open Subtitles | أنت مقتنعة بأني غير صادق تمامًا |
Kendini seni aldatacağım konusunda o kadar inandırmışsın ki, | Open Subtitles | (يا إلهي يا (لينيت أنتِ مقتنعة تماماً أنني سأخونك |