"inanmıyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

• لا نعتقد
• لا نؤمن
• لا نصدق
• لا نصدقك
• لا نظن
• نصدقكِ
• نصدقه
• لا نُصدقكِ

Örneğin mağdurların başlarına gelenleri sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz.
فمثلًا، لا نعتقد أن الناجين عليهم إعادة سرد تفاصيل قصصهم مرارًا وتكرارًا.

Birçoğumuz yardıma direnç gösteren şikayetçilerden değiliz ya da en azından öyle olduğumuza inanmıyoruz.
الآن، معظمنا ليسوا رافضي مساعدة متذمرون، أو على الأقل لا نعتقد ذلك.

- Elbette. - Yok ya biz evliliğe pek inanmıyoruz.
نعم بالطبع فى نهاية المطاف لا نحن لا نؤمن بالزواج

Bir noktada, biliyorsunuz, sizin gerçekten aya gittiğinize inanmıyoruz, ama gittiniz dediler.
يقولون من ناحية نحن لا نصدق أننا وصلنا إلى القمر، لكننا فعلنا

Buna inanmıyoruz. Bunun takma isim olduğunu biliyoruz.
لن يفيد , لا نصدقك نعرف أنه أسم الشهرة

Bir şekilde, bu davada bunun olması gerektiğine inanmıyoruz.
ولكن على اي حال لا نظن ان هذه هي الحالة في هذه القضية

Sana inanmıyoruz, Jehan. Bize biraz bilgi ver.
لا نصدقكِ (جيهان ) قولي لنا شيء

Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor.
، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام

Bugün ölümcül sonuçlar doğuran bir saldırı düzenlemiş olsa bile bunun asıl amacı için zorunlu olduğuna inanmıyoruz.
حتى تصعيد الامر لقنبلة قاتلة اليوم لا نعتقد ان هذا كان بالضرورة نيته

Komutanım, biz babamın Allah'ın emriyle öldüğüne inanmıyoruz.
ايها النقيب، نحن لا نعتقد ان ولدنا قد توفي وهو في طاعة الله.

c:#0000FFİnsanın maymundan geldiğine inanmıyoruz! c:#0000FFİnsanı Tanrı Yarattı!
لا نعتقد أنّ أصل الإنسان قرد, فالله هو من خلق الإنسان.

Biz ölçeklere inanmıyoruz çünkü biz kaliteye inanıyoruz, ve ölçekler ve sayılar otomatik olarak gerçekleşiyor.
لا نؤمن بالتسلق لأننا نؤمن بالمساواة والأحجام والأرقام حتما ما ستحدث تلقائيا

Tamam. Bir çocuğa zarar verecek hiç birşeyi yapmaya inanmıyoruz.
حسنا انظر،نحن لا نؤمن بعمل أيّ شئ يآذي الطفل

Resmi soruşturmanın bir tek kelimesine bile inanmıyoruz.
و لا نؤمن بما تقوله جهات التحقيق الرسمية

Fakat kalbimizde buna tamamen inanmıyoruz.
ولكن في قلوبنا، نحن لا نصدق ذلك تماماً.

Kümes hayvanları endüstrisi bunu artık yapmadıklarını söyleselerde, biz buna inanmıyoruz.
صناع الدواجن يدعون أنهم لا يفعلون ذلك بعد الآن ولكننا لا نصدق بذلك

Öncelikle şunu söyleyeyim, sevdikleri insanların geminde olduğuna inanmıyoruz.
قبل أن تفعلي ذلك لا نصدق أن أحباءهم على متن سفينتك

Ne söylediğini biliyoruz ama sana inanmıyoruz.
أعلم أن هذا ما ذكرته نحن فقط لا نصدقك

Neden sana inanmıyoruz?
لماذا لا نصدقك ؟

Artık, vurulma olaylarının bu olayla ilgisi olduğuna inanmıyoruz.
نحن لا نظن ان تلك الحوادث مرتبطة

Demek öyle! Sana inanmıyoruz!
هذا يعني بأننا لا نُصدقكِ