Örneğin mağdurların başlarına gelenleri sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz. | TED | فمثلًا، لا نعتقد أن الناجين عليهم إعادة سرد تفاصيل قصصهم مرارًا وتكرارًا. |
Birçoğumuz yardıma direnç gösteren şikayetçilerden değiliz ya da en azından öyle olduğumuza inanmıyoruz. | TED | الآن، معظمنا ليسوا رافضي مساعدة متذمرون، أو على الأقل لا نعتقد ذلك. |
- Elbette. - Yok ya biz evliliğe pek inanmıyoruz. | Open Subtitles | نعم بالطبع فى نهاية المطاف لا نحن لا نؤمن بالزواج |
Bir noktada, biliyorsunuz, sizin gerçekten aya gittiğinize inanmıyoruz, ama gittiniz dediler. | TED | يقولون من ناحية نحن لا نصدق أننا وصلنا إلى القمر، لكننا فعلنا |
Buna inanmıyoruz. Bunun takma isim olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لن يفيد , لا نصدقك نعرف أنه أسم الشهرة |
Bir şekilde, bu davada bunun olması gerektiğine inanmıyoruz. | Open Subtitles | ولكن على اي حال لا نظن ان هذه هي الحالة في هذه القضية |
Sana inanmıyoruz, Jehan. Bize biraz bilgi ver. | Open Subtitles | لا نصدقكِ (جيهان ) قولي لنا شيء |
Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. | Open Subtitles | ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام |
Bugün ölümcül sonuçlar doğuran bir saldırı düzenlemiş olsa bile bunun asıl amacı için zorunlu olduğuna inanmıyoruz. | Open Subtitles | حتى تصعيد الامر لقنبلة قاتلة اليوم لا نعتقد ان هذا كان بالضرورة نيته |
Komutanım, biz babamın Allah'ın emriyle öldüğüne inanmıyoruz. | Open Subtitles | ايها النقيب، نحن لا نعتقد ان ولدنا قد توفي وهو في طاعة الله. |
c:#0000FFİnsanın maymundan geldiğine inanmıyoruz! c:#0000FFİnsanı Tanrı Yarattı! | Open Subtitles | لا نعتقد أنّ أصل الإنسان قرد, فالله هو من خلق الإنسان. |
Biz ölçeklere inanmıyoruz çünkü biz kaliteye inanıyoruz, ve ölçekler ve sayılar otomatik olarak gerçekleşiyor. | TED | لا نؤمن بالتسلق لأننا نؤمن بالمساواة والأحجام والأرقام حتما ما ستحدث تلقائيا |
Tamam. Bir çocuğa zarar verecek hiç birşeyi yapmaya inanmıyoruz. | Open Subtitles | حسنا انظر،نحن لا نؤمن بعمل أيّ شئ يآذي الطفل |
Resmi soruşturmanın bir tek kelimesine bile inanmıyoruz. | Open Subtitles | و لا نؤمن بما تقوله جهات التحقيق الرسمية |
Fakat kalbimizde buna tamamen inanmıyoruz. | TED | ولكن في قلوبنا، نحن لا نصدق ذلك تماماً. |
Kümes hayvanları endüstrisi bunu artık yapmadıklarını söyleselerde, biz buna inanmıyoruz. | Open Subtitles | صناع الدواجن يدعون أنهم لا يفعلون ذلك بعد الآن ولكننا لا نصدق بذلك |
Öncelikle şunu söyleyeyim, sevdikleri insanların geminde olduğuna inanmıyoruz. | Open Subtitles | قبل أن تفعلي ذلك لا نصدق أن أحباءهم على متن سفينتك |
Ne söylediğini biliyoruz ama sana inanmıyoruz. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ما ذكرته نحن فقط لا نصدقك |
Neden sana inanmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نصدقك ؟ |
Artık, vurulma olaylarının bu olayla ilgisi olduğuna inanmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نظن ان تلك الحوادث مرتبطة |
Sana inanmıyoruz, Jehan. Bize biraz bilgi ver. | Open Subtitles | لا نصدقكِ (جيهان ) قولي لنا شيء |
Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. | Open Subtitles | ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام |
Demek öyle! Sana inanmıyoruz! | Open Subtitles | هذا يعني بأننا لا نُصدقكِ |