Küçük kızın inatçılığı onun istediği üniversiteye gidememesine mâl oldu. | Open Subtitles | بالطبع عناد الفتاة الصغيركلفها جامعة من اختيارها |
Cumhuriyetçilerin inatçılığı, senin onun için savaşmana rağmen, iyi bir adamın ölümüne neden oldu. | Open Subtitles | عناد الجمهوريين جعله يموت ولكنك قاتلت من أجله |
Onun bir çocuğun inatçılığı olduğunu düşünüyordum ama... | Open Subtitles | وكان ذلك أعتقد عناد للطفل، ولكن .. |
Bence cesaretle inatçılığı karıştırmış. | Open Subtitles | ولكنه يخلط هذه بين العناد والشجاعة، كما أعتقد. |
Bu doğru Amanda, takımın parçası olmak istiyorsan inatçılığı bırakmalısın. | Open Subtitles | أماندا عليك أن بدء العمل على العناد الخاص بك إذا كنت ترغب أن يكون جزءا من الفريق. |
İnatçılığı ve bağımsızlığına düşkün olmasıyla diğerlerinden ayrıldı. | Open Subtitles | هذا إلى جانب عناده واستقلاليته الشديدة أدى ذلك إلى عزله عن باقى الأولاد |
Söylemekten nefret ediyorum, ama inatçılığı muhtemelen bundan kurtulmasında yardımcı oldu. | Open Subtitles | لكنّ عناده ساعده على تحمّل هذه المحنة -لن نخبره ذلك |
Çocuklarındaki inatçılığı farkedip... bunun sebebinin senden başka herkes olduğunu düşünmene. | Open Subtitles | بأنّك يمكن أن تجد عناد من أطفالك... و تعتقد أنّ يأتي من أي شخص , لكن أنت . |
Çocuklarındaki inatçılığı fark edip... bunun sebebinin senden başka herkes olduğunu düşünmene. | Open Subtitles | بأنّك يمكن أن تجد عناد من أطفالك... و تعتقد أنّ يأتي من أي شخص , لكن أنت . |
Kadınların inatçılığı, sanırım, canım. | Open Subtitles | عناد النساء -أفترض ذلك، عزيزي |
Ve sonunda inatçılığı bıraktı. | Open Subtitles | وأتى اليوم ، أخيراً الذي توقفت فيه عن العناد |
Ah, şey, bana bu inatçılığı verdiği için tanrıya şükürler olsun, özellikle de haklı olduğum zamanlarda. | Open Subtitles | -نعم اشكر الله لأعطائي العناد خصوصاً عندما اكون على حق |
- O inatçılığı kendisine... | Open Subtitles | -هذا العناد هو أكثر تكلفة بكثير |
İnatçılığı bırak! | Open Subtitles | ! كفي عن العناد |
Taub'u da inatçılığı için hakaretle ve biraz şamarla tedavi et sonra da beyin yetmezliği için çalıştırmaya başla. | Open Subtitles | عالج (تاوب) بتوبيخه و الضرب الخفيف من أجل كسر عناده و اجعله يذاكر من أجل علاج فشل مخه |
İnatçı şeytan! İnatçılığı yüzünden bir dağ zirvesini kaybettik. | Open Subtitles | إن عناده أفقدنا قمة جبل! |