Polisler "24 saat içinde şehri terk et" dediklerinde, tek istediğim gözüne yumruğu çakmak, şantaj yapıp, haraca bağlamak, seni incitecek her şeyi yapmaktı. | Open Subtitles | :وعندما قال الشرطة اخرجي من المدينة في 24 ساعة كل ما أردت القيام به هو ان ابصق في عينيك ابتزازك استغلالك، أي شيء يؤذيك |
Aklınıza Warren'ı herhangi bir şekilde incitecek birisi geliyor mu? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تفكر بأي شخص ربما يريد أن يؤذي وارن بأية طريقة؟ |
İkinizi de incitecek hiçbir şey yapmazdı asla. | Open Subtitles | ولم تكن أبداً لتفعل أي شئ قد يجرح مشاعركما |
Bu iki çocuğun da Emily'i incitecek bir şey yapmak istediğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان اياً من هذين الولدين سيؤذي إيميلي |
Bazen insanlar kendilerini ya da bir başkasını incitecek bir ideolojiye, plana, araçlara ve zamanlamaya sahip olurlar ve biz de hızını düşüremeyiz. | TED | في بعض الأحيان، يكون لدى الناس الفكرة، الخطة والوسائل والتوقيت لإيذاء أنفسهم أو شخصاً آخر، ولا يمكننا وقف ذلك. |
Seni incitecek hiçbir şey yapmayacağımı bilmelisin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ بأنَّ أنا مَا أعْمَلُ أيّ شئ لإيذائك. |
Seni incitecek bir şey yapacağını düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقدين أنها قد تحاول فعل شيء يؤذيكِ ، صحيح؟ |
Söylemezse onu incitecek, çünkü bu onun da zayıf olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | سوف يؤذيها ان لم تفعل لأن ذلك يعني انها ضعيفة ايضا |
Korkunç göründüğümü biliyorum ama asla seni incitecek bir şey yapmam. | Open Subtitles | أعلم أنا ربما بدوت مخيفة, لكني ما كنت لأفعل شيئا يؤذيك. |
Ben senin ağabeyinim ve seni incitecek bir şeyi asla yapmam, ama isteğimi yerine getirmezsen, arkadaşlarım bu kiliseyi köküne kadar yakarlar. | Open Subtitles | أنا أخوك و لن أفعل أبداً اما يؤذيك أما أصدقائي إن لم تفعل ما طلبت سيحرقون هذه الكنيسة |
Ben senin kardeşinim ve seni incitecek bir şeyi asla yapmam ama senden istediğimi yapmazsan arkadaşlarım bu kiliseyi yakacaklar. | Open Subtitles | أنا أخوك و لن أفعل أبداً اما يؤذيك أما أصدقائي إن لم تفعل ما طلبت سيحرقون هذه الكنيسة |
Eğer ona konuşurken olmalıdır . Onun duygularını incitecek sadece çünkü bu konuda ona söyleyemem. | Open Subtitles | و الذي يجب أن تتحدثي به معه لا أستطيع أن أتحدث معه بذالك لأن هذا يؤذي مشاعره |
Oraya bebeği incitecek bir şey sokmazsın, değil mi? | Open Subtitles | انك لن تضع اي شيء هنا يمكنه ان يؤذي الطفل,أليس كذلك؟ |
O kız çocuğunun duygularını incitecek başka birşey söylemem. | Open Subtitles | لن أتفوّه بشيء يجرح مشاعر الفتاة الصغيرة |
Yaptığın şey çok kişiyi incitecek. | Open Subtitles | أتعلم,ان ما فعلته سيؤذي الكثير من الناس |
Tamam mı? Ve eğer duygularını incitecek bir şey yaptıysam çok özür dilerim. Ya da buna sebep olan. | Open Subtitles | . و آسف جداً إذا فعلت أى شئ لإيذاء مشاعرك |
Seni incitecek bir şey yapmam. | Open Subtitles | أنا لن أفعل شيئاً أبداً لإيذائك |
Seni incitecek bir şey yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه فعل أي شيء كي يؤذيكِ. |
Anneni sevmiştim. Onu incitecek hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لقد أحببت والدتكِ , ولم أكن لأفعل أي شيء يؤذيها |
Beni incitecek şeyler söylememiş olmayı dilediğini söyledi ama hala bunu kastediyordu. | Open Subtitles | و قال إنهُ تمنى انهُ لم يؤذيني ولكن هو لايزال يعنيها |
Elini incitecek bir oyuna izin vermene inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني ان أصدق انك سمحت لبرنارد ان يلعب شيئا من الممكن أن يضر بأصابعه |
Ve de Rose'u incitecek bir şey yapmadığıma kesin eminim. | Open Subtitles | وأنا متأكد من الجحيم لن لم تفعل شيئا لايذاء روز. |
Seni incitecek bir şey yapacağımı sanmazdım ama yaptım. | Open Subtitles | لم أعتقد أنني سأفعل أي شيء لايذائك لكنني فعلت |
Ama eğer onu incitecek bir şey yapacak olursan seni benden koruyabilecek bir serum yok. | Open Subtitles | لكن إن فعلت أي شيء يضرها لن يكون هناك مصل لحمايتك مني |
Peki, tamam, biraz. Ama, yapmayın. Onu gerçekten incitecek değildim. | Open Subtitles | حسناً، أعني، قليلاً، لكن بربكما ما كنتُ لأؤذيها فعلاً |
İkimiz de biliyoruz ki, onu incitecek bir şeyi asla yapmaz. | Open Subtitles | كلانا نعرف أنّه لن يقوم بأيّ شئ لإيذائها |