"ingiltere'de" - Translation from Turkish to Arabic

    • في بريطانيا
        
    • فى انجلترا
        
    • في المملكة المتحدة
        
    • في إنجلترا
        
    • في انكلترا
        
    • فى إنجلترا
        
    • في انجلترا
        
    • فى أنجلترا
        
    • في إنكلترا
        
    • في أنجلترا
        
    • بإنجلترا
        
    • بإنكلترا
        
    • المملكة المتحدة و في
        
    İngiltere'de bugün tükettiğimiz her bir kalorilik yiyeceğin üretilmesinde 10 kalori harcanıyor. TED فكل كالوري نستهلكه من الطعام في بريطانيا اليوم، يتطلب 10 كالوري لأنتاجه.
    Sadece İngiltere'de ve Amerika'da değil, Fransa ve Macaristan'da, Brezilya'da, Myanmar'da, Yeni Zelanda'da. TED ليس فقط في بريطانيا و أمريكا، بل في فرنسا وهنغاريا والبرازيل ومينمار ونيوزلندا.
    İngiltere'de bir deyiş vardır. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Open Subtitles عندنا مثل فى انجلترا يقول لا يوجد دخان بدون نار
    İngiltere'de 7/24 aktif olan güvenilir bir yardım hattıdır. Çaresiz kalanlar veya intiharı düşünenlere yardım ederler TED خط مساعدة هاتفي سري يعمل على مدار الساعة في المملكة المتحدة لأي شخص يشعر باليأس أو ذا ميول انتحارية
    Annem İngiltere'de doğdu ve Nijerya'da yetişti, şu anda Gana'da yaşıyor. TED والدتي ولدت في إنجلترا وتربت في نيجيريا، حاليا تعيش في غانا.
    Onların inançları yüzünden hala eziyet gördükleri bir İngiltere'de yaşıyoruz. Open Subtitles و يعيشون في انكلترا بينما هم باقون للجهاد بسبب عقيدتهم
    İngiltere'de yaşamayı düşünmezdi bile. Open Subtitles إنها لم ترد سماع شيئاً عن العيش فى إنجلترا
    Unutmayın ki, Hadrianus Duvarı Roma'lıların İngiltere'de 100 yıl fazla kalmalarını sağlamıştı. Open Subtitles تذكر أن سد هيدريان هو ما أبقى الرومان في بريطانيا لمئة عام
    Ve bu İngiltere'de deniz kenarında bir kafe. TED وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا.
    İngiltere'de yaşanacak en kötü yer seçilmişti. TED و حصلت في التصويت على نتيجة أسوأ مكان للعيش في بريطانيا.
    Bu çok iyi bir adımdır. Bana göre İngiltere'de uygulanacak daha da iyi bir yöntem, insanlara TED هذا جميل الى حد ما على سبيل الجدل ، في بريطانيا هناك اطار افضل بكثير للمرجعية
    Kömür üretimi İngiltere'de 1918'de doruğa ulaştı ve ondan bu yana sürekli düştü. TED ثم بعد ذلك، في 1918، انتاج الفحم في بريطانيا بلغ ذروته و هو في انحدار منذ ذلك الحين
    1800lerin başında İngiltere'de, gariptir ki... ..Stonehenge yakınlarında yeni bir tapınım ortaya çıkmış. Open Subtitles طائفه جديده ظهرت فى انجلترا فى بدايات القرن الثامن عشر قرب موقع ستونهنج
    Kahrolasi İngiltere'de... yağmura bu kadar ihtiyaç duyacağını... hiç düşünmezsin değil mi! Open Subtitles لا تتصور أبداً الحاجه للمطر ملحه جداً ولكن ليس فى انجلترا اللعينة
    Tuhafıma gitti de, İngiltere'de aynı isimde bir hizmetçim vardı. Open Subtitles انا فقط فضولية كان عندى خادم بهذا الاسم فى انجلترا
    Mike Oates diye bir adam var. Mike Oates İngiltere'de yaşıyor. TED وهناك هذا الرجل مايك أوتيس . مايك أوتيس يعيش في المملكة المتحدة
    İngiltere'de 5 çocuğu için kariyerine beş yıl ara veren bir nükleer fizikçi. TED انه عالم فيزياء نووية في المملكة المتحدة الذي انقطع عن العمل لمدة خمس سنوات ليتواجد في المنزل مع أطفاله الخمسة.
    Düzen ve geleneğin hala hakim olduğu İngiltere'de olduklarını anlasınlar diye. Open Subtitles لكي يعرفوا أنهم في إنجلترا حيث مازالت التقاليد و النظام سائدين
    İngiltere'de tek bir saldırıya bile karşı koyacak paramız yok. Open Subtitles لا يوجد قلعة في إنجلترا يمكن أن تقاوم طلقة واحدة
    Ve bu geçen Eylül ARS Electronica'da yayınlandı; onu İngiltere'de tekrarladık. TED وهذا فقط خرج في سبتمبر الماضي في آرس إليكترونيكا ؛ كررنا ذلك في انكلترا.
    Önce İngiltere'de, şimdi de New England'da. Open Subtitles أولاً فى إنجلترا والآن فى إنجلترا الجديدة
    İngiltere'de Heston Blumenthal adında biri de kendi öncü mutfağını oluşturdu. TED ورجل في انجلترا يسمى هيلسون بلومينثال, طور مطبخه الطليعي الخاص به.
    İngiltere'de benden daha iyi müzik kulağı olan biri olduğunu sanmıyorum Open Subtitles هناك القليل من الأشخاص فى أنجلترا يتمتعون بسماع الموسيقى مثلى
    Rusya'da biz onları dışarı postalarız İngiltere'de siz kapılarınızı sonuna kadar açıyorsunuz. Open Subtitles في روسيا نحن ندعسهم و نطردهم في إنكلترا أنتم تشرعون أبوابكم لهم
    Benim hikâyem İngiltere'de, beyaz bir sayfayla ve göçmen ailemin sessizliğiyle başladı. TED بدأت قصتي في أنجلترا بصفحة بيضاء و صمت من آبائي المهاجرين.
    Çocukken İngiltere'de annem beni tek başına büyüttü. Open Subtitles عندما كنت صبياً كنت أعيش بإنجلترا وأمي ربتني وحدها
    İngiltere'de kalmayı amaçladığınıza dair bir mektup yazın. Open Subtitles أكتب رسالة تُخبرهم فيها أنك تخطط للبقاء بإنكلترا
    22 yaşında, İngiltere'de mantıksal davranış üzerinde matematik tekniklerini icat etti ve buraya gelince, astrofizikçilere bir sürü fikir verdi. Open Subtitles هذا رجل في المملكة المتحدة و في سن الثانية و العشرين ابتكر مباديء رياضية لدراسة المنطق الرياضي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more