| Görevin en savunmasız parçasını güvenceye alıyorlar, yani inişi. | TED | إنها تؤمن أكثر جزء حساس في المهمة، و هو الهبوط. |
| Bir şey bilgisayara aşırı yüklendi ve inişi iptal etmekle tehdit etti. | TED | فقد كان هناك شيءٌ ما يُثقل الحاسوب، مُهدداً عملية الهبوط بأكملها. |
| Helikopterler geldi, ama şiddetli rüzgar inişi riske sokuyor. | Open Subtitles | المروحيات هنا، لكن الرياح العاتية تجعل محاولة الهبوط محفوفة بالمخاطر |
| O inişi görmedin mi? | Open Subtitles | هل رايت كيف تهبط الطائرة ؟ |
| İnişi kusursuz! | Open Subtitles | هبوطها سليم تماما |
| Hatırlarsan sen bir çocukken, Clark, aya ilk inişi izlemiştik. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت طفلا، كلارك، وشاهدنا الهبوط على سطح القمر أول مرة؟ |
| Her gün, aklımın bu inişi engellemeye çalışmasıyla savaşıyorum. | Open Subtitles | الصحيفة اليومية، أحارب الحافز لقطعه بالكامل لتوقّف هذا الهبوط. |
| - Ama pahalı. Umurumda değil. Uçurması basit, yere inişi yumuşak olmalı. | Open Subtitles | لايهم التكلفة فقط أريدها بسيطة فى الطيران وسهلة فى الهبوط |
| Ama efendim, oraya sahte ay inişi için dekor kuruyorduk. | Open Subtitles | لكن سيدي, تلك المنطقة التي زيفنا فيها الهبوط على القمر ؟ |
| Siz ve yalnızca siz mekiğin inişi için koordinatları değiştirmeyi teklif ettiniz, değil mi? | Open Subtitles | انت و انت فقط مسؤوله عن توجيه اوامر الهبوط |
| Günün menüsünde savaş durumu inişi olacağı yine bekleniyor, yani iniş takımlarını tekrar kontrol-- | Open Subtitles | هبوط المقاتلات متوقع خلال باقي اليوم , لذا .. اعد فحص عجلات الهبوط قبل ان |
| İnişi başlatmalıyım veya penceremizi kaybedeceğiz. | Open Subtitles | لابد لي من بدء الهبوط و إلا فسنفقد فرصتنا |
| Bu inişi görmek için uyanık olmadığına sevindim. | Open Subtitles | انا فقط سعيدة انه لم يفيق ويرى هذا الهبوط |
| Ele geçirdiğimiz piknik sepetleriyle de inişi gerçekleştiririz. | Open Subtitles | بإمكاننا تخفيف صدمة الهبوط عن طريق كلّ السلال التي سنسرقها |
| İnişi sağlama alacak ikinci bir takım gerek. Bir takım yeter. | Open Subtitles | حاضر سيدي وسأحتاج فريقاً ثانياً لتأمين الهبوط |
| İnişi yarına ertelediklerine inanabiliyor musun? | Open Subtitles | لماذا يرتدي مظله؟ أتصدق أنهم أجلوا حفل الهبوط للغد؟ |
| inişi iptal edip 24 saat erteleyebilirler. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم سوف يلغون الهبوط وتحريكه 24 ساعة في المستقبل. |
| Bunun tartışmaları bitirmesi lazım. Bir sonraki inişi gerçekleştirdiğimizde, açık bir penceremiz de olacak. | Open Subtitles | وفي المرة القادمة التي نحاول فيها الهبوط ستكون لدينا فرصة |
| Heyecan arayan insanların yükselişinin bir inişi vardır, derler. | Open Subtitles | حسناً يا (ديلمار) لقد قالوا... من طبيعة النفس البشرية أن المعنويات ترتفع ثم تهبط. |
| İnişi konusunda endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلق بخصوص هبوطها |
| Wagner dört yıl önce Uzay mekiğinin dünyaya acil inişi sırasında büyük cesaret gösterdiği zaman ulusal kahraman olmuştu | Open Subtitles | اصبح واجنر بطل وطني قبل أربعة سنوات عندما قام بعمل شجاع هبوط اضطراري في المكوك الفضائي أثناء اعادة دخول |