Sonra da insanlı mini denizaltının gitmesine karar verildi. | Open Subtitles | لذا قرر إرسال غواصة مأهولة في المرة القادمة |
Tarihteki en hızlı insanlı araç Apollo 10'du. | Open Subtitles | إن أسرع مركبة مأهولة في التاريخ هى أبوللو 10 |
O bir insanlı uçuş olduğu için NASA bu değere ulaştı. | Open Subtitles | وصلت ناسا لذلك الرقم لانها كانت رحلة مأهولة |
Süreç oldukça hızlı ilerliyor, fareler üzerinde yapılan testler farelerin geçici ölüm durumuna alınması 2005'te oldu, ilk insanlı çalışmalar 2008 yılında yapıldı ve birkaç yıl içinde işe yarayıp yaramadığını görmüş olacağız. | TED | لقد حدث هذا التقدم بشكل سريع، وتجارب الفئران لسبات الفئران حدثت في ٢٠٠٥، أول الدراسات على البشر حدثت في ٢٠٠٨، وسوف نعرف في سنوات قليلة إن كانت فعالة أم لا. |
Bu Hubble Uzay Teleskobundan bir fotoğraf. Atlantis uzay aracı tarafından, Hubble'a yapılan son insanlı uzay uçuşundan sonra çekildi. | TED | هذه صورة، صورة لتلسكوب الفضاء هابل بواسطة المكوك اتلانتيس عندما كان مغادراً بعد رحلات الفضاء البشرية الأخيرة لهابل |
Bu ülkedeki insanlı uzay uçuşlarının geleceğini etkileyebilecek önümüzde büyük, hayati bir görevimiz var. | Open Subtitles | لدينا مهمة ضخمة , أساسية أمامنا والتي قد تعتمد في المستقبل على الرحلات الفضائية المأهولة في ه\ا البلد |
Bilim insanları bu yüzyılın 30'lu ya da 40'lı yıllarında, Kırmızı Gezegen'e insanlı bir ziyaret yapılmasını bekliyorlar. | Open Subtitles | العلماء حاليا يتوقعون مهمة مأهولة الي الكوكب الاحمر في ثلاثينيات أو أربعينيات هذ القرن |
İnsanlı uzay uçuşunun sekizinci yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi tarihin en gelişmiş görevi için gerekli malzeme ve adamları hazırladı. | Open Subtitles | في السنة الثامنة من الرحلة المأهولة إلى الفضاء، علوم الطّيران القوميّ و إدارة الفضاء أعدّت الرجال والمعدات لأكثر بعثة مأهولة تطورا حتى الآن. |
Ulaşsam bile insanlı bir görevin bana ulaşması 4 yıl sürecektir. | Open Subtitles | حتى تأتي بعثة مأهولة وتتواصل معي .. |
İlk insanlı özel uzay aracı. | Open Subtitles | أول سفينة فضاء مأهولة خاصة |
Kepler şirketinin ilk gerçek insanlı görevi sadece yıllar önceydi, öğrenmemiz gereken bu dört astronotun gemideki beklenmedik zorluklara karşı ne yapabilecekleri. | Open Subtitles | مع كبلر الأول الفعلي بعثة مأهولة فقط _ سنوات قليلة، نحن بحاجة لمعرفة كيف يمكن لهذه أربعة الطامحين رائد الفضاء سيكون رد فعل ل |
(Gülüşmeler) Artık insanlı deneme sürecine geçtiğimizi söyleyebilirim. | TED | (ضحك) وبهذا فأريد أن أقول بأننا في مرحلة التجربة على البشر. |
insanlı uzay uçuşlarından yanayım. Ben tüm hayatım boyunca kainatı anlamaya ve | TED | رحلات الفضاء للأشخاص. طيلة حياتي سعيت لفهم الكون |
Tahmin ediyorum ki, bu alana yağılacak yatırım Amerikalı bir vergi ödeyeninin NASA'nın insanlı uzay araçlarına harcadığının yarısı kadar olacak. | TED | أتوقع أيضاً, أن الاستثمار الذي سيتدفق إلى هذا المجال سيصبح قرابة نصف ما يؤديه دافع الضرائب الأمريكي ينفق على أعمال رحلات الفضاء المأهولة لوكالة الفضاء ناسا. |
Ülke aylarca bekledi, birçok başarısız insansız roket testleri ve planlanmış on insanlı görev oldu. | Open Subtitles | انتظرت البلاد أشهراً عديدة، خلال العديد من تجارب الصواريخ عير المأهولة الفاشلة. ثم جدولت مهاماً مأهولة، |