Trene doğru gitme. İnsanların bunu görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | ليس من خلال القطار , لا أريد أن يرى الناس ذلك |
İntikam yasal değildir. İnsanların bunu anlaması lazım. | Open Subtitles | الإنتقام غير قانوني يجب أن يعرف الناس ذلك |
İnsanların bunu söylemesinden nefret ediyorum. İyi görünmediğimin farkındayım. | Open Subtitles | اكره عندما يقول الناس ذلك اعرف مظهري سيء |
Büyülenmiştim, bu insanların bunu nasıl yaptığını merak ediyordum. | TED | وكنت منبهراً وأردت أن أعرف كيف يقوم هؤلاء الناس بذلك |
-Galiba insanların bunu öğrenmesine hazır değilim. -Müthiş. | Open Subtitles | أظن بأنني غير مستعدة لإعلام الناس بذلك رائع |
Özel birşeyin olduğunda insanların bunu bimesini sağlamalısın. | Open Subtitles | أن تدع الناس يعلمون أن لديك شيئاً مميزاً |
İnsanların bunu öğrenip bizim için mutlu olması gerek. | Open Subtitles | وأريد ان يعلم الناس ذلك ويكونوا سعداء من أجلنا |
İyi bir babaydı. Ve ben de insanların bunu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | و أب حنون، و أريد أن يعرف الناس ذلك |
İnsanların bunu görmesi gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يرى الناس ذلك ، كما تعلم ؟ |
İnsanların bunu söylemesini hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق عندما يقول الناس ذلك |
İnsanların bunu demesinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أن لاأحب أن يقول الناس ذلك. |
Hayır. İnsanların bunu okumasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا, لا أريد أن يقرأ الناس ذلك |
Siz insanların bunu bilmesi gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يعلم كل الناس ذلك |
Diyelim ki Metropolis'in askeri kesiminde bir kokuşmuşluk var ve ben bazı insanların bunu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لنقل فقط إن ثمة عنفاً في المكتب العسكري في (ميتروبوليس)... ويجب أن أتأكد... من علم بعض الناس بذلك |
Ve siz insanların bunu çekmesine izin vermiyorsunuz, neden? | Open Subtitles | وانت لا تدع الناس تلتقط صورا لهذا لماذا؟ |