| Benim gibi 9.00'dan 5.00'e çalışan insanlarla birlikte 9.00'dan 5.00'e çalışıyorum | Open Subtitles | مع الناس مثلي على وظيفة من 9: 00 الى 5: 00 |
| İnsanlarla birlikte üzerinde çalışmaları gereken yetilerden bir temelde çok önemli olduğunu fark ettiğimiz iletişimdi. | TED | مثلاُ، إحدى هذه المهارات التي كانوا يحتاجون العمل عليها مع الناس ــ تبين إنها مهمة أساساً ــ ألا وهي التواصل. |
| Tanıdığı insanlarla birlikte olacak. Eğlenceli olacak. Rahat hissedeceksin. | Open Subtitles | سيكون مع أناس يعرفهم سيكون الأمر ممتعاً و مريحاً |
| Ama Hope birbirine bağlı iyi insanlarla birlikte. | Open Subtitles | ولكنها مع أناس جيدون يبقون مع بعضهم البعض ويجدون طرقاً للضحك |
| Artık muhtemelen insanlarla birlikte olabilirim kimseyi öldürmeden. | Open Subtitles | انا استطيع ربما ان امارس الجنس مع البشر الأن |
| - Hayır mı? - İç tabii ki, ama bunu diğer insanlarla birlikte yap. | Open Subtitles | نعم اشرب و احتفل فقط افعل ذلك مع اشخاص اخرين |
| Ben bir çırağım ve bahsi geçen işi gerçekte yapan insanlarla birlikte çalışıyorum. | TED | أنا مبتدئ، و أنا أعمل مع الناس الذين ليس لديهم وظائف فعليا. |
| Benim hayalim, beni seven, birbirlerini de seven... insanlarla birlikte olmaktı. | Open Subtitles | أحلم بأن أكون مع الناس الذين أحبهم الذين يحبون بعضم البعض ويحبونى |
| Bence bu laf insanlarla birlikte anlamlı çünkü tamamen gerçek, anladın mı? | Open Subtitles | لا اعتقد هذه الكلمات تتناسب مع الناس لأنها حقيقية فعلاً |
| Bazen, yataktan çıkmak veya insanlarla birlikte olmak istemeyeceksiniz. | Open Subtitles | و أحيانا لن ترغب بالنهوض من السرير أو أن تكون مع الناس |
| Ellerinden gelen herşeyi yapan insanlarla birlikte. | Open Subtitles | هي مع الناس الذين يفعلون كُل ما بإستطاعتهم |
| Başka insanlarla birlikte çalman gerek anlarsın ya, tecrübe kazanman gerek. | Open Subtitles | تحتاج للعزف مع أناس آخرين تحتاجيإلى،تعرفي... الحصول على خبرة أكثر |
| Farklı renklerden, şekillerden, bedenlerden ve özürlü insanlarla birlikte çalışmak çok hoş. | Open Subtitles | يسعدني العمل مع أناس بألوان، وأشكال وأحجام مختلفة -ومعاقين |
| Senin seven insanlarla birlikte çalıştığım mükemmel bir işe sahipsin. | Open Subtitles | لديك وظيفة رائعة مع أناس يحبونك |
| Hapishanede insanlarla birlikte olmak daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت العيش في سجن مع أناس سيكون أسهل. |
| Yıllarca beyaz insanlarla birlikte yaşadım. | Open Subtitles | لقد عشتُ مع أناس بِيض لوقتٍ طويل |
| İnsanlarla birlikte yaşarken ve çalışırken görüyorum. | Open Subtitles | أراهم يعملون ويعيشون جنبًا لجنب مع البشر |
| İnsanlarla birlikte var olabilmemiz için umudumuz olarak onlara güvenmeliyiz. | Open Subtitles | بالإضافة للتعاون مع البشر يجب أن نعتبرهم أملنا |
| İnsanlarla birlikte yaşamayı amaçlayan saçma planının da onunla beraber ölmesi gerektiğini sana kanıtlamak için. | Open Subtitles | لأثبت لك أن خطة مثيرة للسخرية لها من الذين يعيشون جنبا إلى جنب مع البشر يجب أن يموت معها. |
| Kaçımız gerçekten olmak istediği insanlarla birlikte olabildi ki? | Open Subtitles | كم منًا أنتهى بهم المطاف مع اشخاص نرغب أن نكُن معهم حقاً ؟ |
| Ne sözüme, ne de evlilik yeminime sadık kaldım, biliyorum ama bu odada, beni yargılamayan insanlarla birlikte bulunmak içgüdülerim sayesine şunu anlamamı sağladı bedenim bana ait. | Open Subtitles | اعرف بأني شوهت كلمتي ونذور زواجي ولكن التواجد هنا بهذه الغرفة مع اشخاص لا يحكمون علي |