Daha yeni, insanoğlunun sırlarını barındıran bir topluluğun içinden geldim. | TED | انا عائدة من مجتمع يحمل في طياته سر نجاة البشرية |
İnsanoğlunun hiçbir zaman kendine neden yaşamayı hak ettiğini sormadığını söylediniz. | Open Subtitles | لقد قلت أن البشرية لم تسأل نفسها لماذا هي تتسحق البقاء |
Yani veri deneyimi güçlendirdi, insanoğlunun hikayeleri ise yön vericiydi. | TED | إذن لقد قوّت البيانات التجربة لكن قصص البشر كانت الدافع. |
Şu an insanoğlunun düşündüğümüzden çok daha önce evrimleştiğinin kanıtına bakıyor olabiliriz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن الدليل أولائك البشر تطوروا قبل فترة طويلة مما اعتقدنا |
Ve insanoğlunun düşünce tarzı otomobiller yüzünden yavaş yavaş değişecek. | Open Subtitles | و أعتقد أن عقل الإنسان سيتغير بشكل خفى بسبب الأوتوموبيل |
Olimpos Dağı'nın zirvesinde, tanrıların kralı ve insanoğlunun efendisi olarak oturmaktadır. | Open Subtitles | و جلس فوق عرش الأوليمب كعظيم الآلهة و سيد الجنس البشري |
Zamanın başlangıcından beri insanoğlunun öğrendiğinden çok daha fazla bilgi Kim'de bloke edilmiş. | Open Subtitles | أكثر معرفه من ما قد تعلمته البشرية منذ بِداية الوقتِ مغلقُ داخل كيم. |
İnsanoğlunun geçmişinden de öteye ait cehennemde bulunan eski varlıklar. | Open Subtitles | تلك المخوقات القديمة القادمة من عالم آخر قبل عهد البشرية |
Sonunda insanoğlunun en gelişmiş ve gizemli aracı bilgisayar ortaya çıktı. | TED | فان البشرية قد وصلت الى الاداة السحرية الحاسوب |
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun insanoğlunun karşılaştığı en büyük salgın olduğunu belirtiyor. | TED | وتقول أيضا منظمة الصحة العالمية أن الإكتئاب هو أكبر وباء واجهته البشرية على الإطلاق. |
İnsanoğlunun elindeki en karmaşık tekniklerle bu şişenin içeriğini araştırdım. | Open Subtitles | حلّلتُ محتويات هذه القارورة بأكثر التقنيّات المتطوّرة المتوفّرة لدى البشر. |
İnsanoğlunun iletişim kurmaya her zaman ihtiyacı vardı ve daha iyisi gerekmediği halde ayak uyduramayacağımız kadar hızlı değişiklikler yaptık. | Open Subtitles | البشر كان دوما لديهم الحاجة للتواصل والطرق التي تواصلنا بها تغيرت أسرع من قدرتنا على مجاراتها لكن ليس للأفضل بالضرورة |
Ama görünüşe göre, insanoğlunun açgözlülüğü, Tao Tei'den farklı değil. | Open Subtitles | لكنني أستشفّ أن جشع البشر لا يختلف عن الوحوش الضارية |
Bu ideal savana manzarası insanoğlunun her yerde, benzer görsel deneyimle güzel olanı bulduğu en açık örneklerden biridir. | TED | المشهد المثالي السافانا هو أحد الأمثلة الواضحة حيث البشر في كل مكان يجدون الجمال في تجربة بصرية مماثلة. |
Sadece bir anlığına görülmeleri gerekiyor sonra, insanoğlunun uyanışı gerçekleşecek. | Open Subtitles | إلى حيث يعيش الإنسان إنهم بحاجة فقط إلى أن يُلمَحوا |
Her birinizin içinde bir yerde insanoğlunun şimdiye kadar gördüğü en güçlü araç var. | TED | بداخل كل شخص منكم هناك أقوى جهاز عرفه الإنسان. |
Bayanlar ve baylar, bu silaha bakarken insanoğlunun çirkin tarafıyla yüleşiyoruz. | TED | سيداتي سادتي بالنظر الى هذه البندقية نحن نواجه الجانب المظلم من العقل البشري |
Ama asla bilemezsiniz, çünkü bir tarihçi olarak insanoğlunun aptallığını asla yabana atmamak gerektiğini savunuyorum. | TED | ولكن لا يمكنك أن تكون واثقًا أبدًا، لأني كمؤرخ، أعلم أنه لا ينبغي التقليل من شأن الغباء البشري أبدًا. |
Bu bize insanoğlunun 50 yıl evvel ulaşmış olduğu uzaya insanlığı taşıma konusunda daha fazla bir genişleme vermeyecek. | TED | وسوف لن يترك لنا أي زيادة في التوسع العام للبشر في الفضاء اكثر مما كنا عليه قبل 50 عاما. |
Bu bahar dansı insanoğlunun icat ettiği en saçmasapan eğlence şekli. | Open Subtitles | رقصة الموريس هي أكثر أنواع الترفيه بلاهةً اخترعها الانسان على الاطلاق. |
Bugün yapay zekâ ve insanoğlunun nasıl birlikte var olabileceğinden konuşacağım ama öncelikle insani değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeliyiz. | TED | سأتحدث حول كيف يمكن أن يتعايش الذكاء الاصطناعي والجنس البشري، ولكن أولاً، يجب علينا إعادة التفكير في قيمنا الإنسانية. |
Burada insanoğlunun ilk itaatsizliğinin tohumu özgür iradenin kendisi var. | Open Subtitles | هنا تكون بذور أول عصيان للإنسان بسبب ارادته الحرة بالفعل |
Bazı ölçülere göre, insanoğlunun yaşayabileceği en güzel zamanı yaşıyoruz. | TED | استنادا الى بعض المقاييس نحن الان في الوقت الأفضل للبشرية. |
İnsanoğlunun güzel fikirleri alıp, inançlarını bunların üzere kurarak herşeyi yanlış yorumladığını söylerdi. | Open Subtitles | هو قال الجنس البشرى فهم كل خطاء يأخذ الفكرة الجيدة ويبنى اعتقادة عليها |
İnsanoğlunun bu zor zamanında tüm insanlar hep birden Amerika Başkanı'nın bilgeliğine ve liderliğine sığındı. | Open Subtitles | وفى أكثر ساعات البشريه ظُلمه تحول العالم بأكمله كوحده واحده إلى حكمة وقيادة |
İnsanoğlunun gelişiminin ve doğa üzerindeki nihai zaferinin bir sembolü. | Open Subtitles | رمز التقدم ورمز انتصار الأنسان على الطبيعة |
İnsanoğlunun sağladığı yiyecek kaynakları, martı nüfusunun normalden çok daha fazla artmasına olanak sağlamıştır. | Open Subtitles | وفرة الغذاء من البَشَر سمحت لتعداد النورس بالإنفجار عن معدلها الطبيعي. |
Eğer bu bir okyanus gezegeniyse ve biz sadece küçük bir azınlıksak bu insanoğlunun düşündüğü bir çok şeye müdahele ediyor. | TED | اذا كان هذا كوكب محيط ولدينا فقط أقلية صغيرة من هذا الكوكب، انه فقط يتعارض مع الكثير من ما تعتقده الانسانية. |
İnsanoğlunun sunabileceği en iyi genetik malzeme. | Open Subtitles | المادّة الوراثيّة الأجود التي يمكن أن تقدّمها البشريّة. |