Tamamdır, şimdi gidin ve sözlü ironi ve alay örnekleri bulun. | TED | حسنا، انطلق الآن وقم بإيجاد أمثلة عن السخرية اللفظية و التهكم. |
"Fare kapanına kısılmış bir kedi, bu nasıl bir ironi." | Open Subtitles | قطة وقعت في مصيدة فأر ما رأيكم بهذه السخرية ؟ |
Tekdüze duygulanımın hemen altında ironi yapamaz, kelime anlamıyla konuşur yazıyor. | Open Subtitles | غير قادرة على السخرية وتبالغ في الحرفية تحت بند مستوى العاطفة |
Sözlü ironi ise, bir şey söylerken aslında bunun tam tersini kastetmektir. | TED | المفارقة اللفظية هي عندما يقول شخص شيئا ، ولكنه بالحقيقة يقصد عكسه. |
Bütün bunlardaki ironi elbette, bütün işaretleri tek bir kategoriye dikkatlice sınıflandırdıktan sonra, bir sonraki adımımın, farklı tipteki görüntüler belirlenip ayrıştırıldıkça onları tekrar birbirinden ayırmak olacağını düşünüyorum. | TED | المثير للسخرية في كل هذا، طبعا، مجرد وجود تصنيف واضحٍ للعلامات في فئة واحدةٍ، لدي شعور بأن وجهتي المقبلة سيشمل تقسيمها بما أنه وقع تحديد الأنواع المختلفة للصور وفصلها. |
Bu kadar çok cami yapmış biriyle ilgili bir ironi daha vardı. | Open Subtitles | لكن كما كان الرجل وراء العديد من المساجد، كانت هناك مفارقة أخرى |
Sonunda bizi öldüren... ironi de burada zaten. | Open Subtitles | سخرية القدر التي وضعتنا في هذا المكان سوف تقتلنا في النهاية |
İroni oldukça aşikâr, teknik erişim hiç bu kadar büyük ve kültürel erişim hiç bu kadar zayıf olmamıştı. | TED | إن السخرية واضحة, الوسيلة التقنية لم تكن أقوى, الوسيلة الثقافية لم تكن أضعف. |
Anlamlı bir mesaj, estetik, güzellik, kompozisyon, biraz ironi ve yapıtları dengelemeye odaklanıyorum. | TED | أركز على إرسال رسائل ذات مغزى، الجمالية والجمال والإنتاج وبعض السخرية والتحف. |
Sözlerin arkasındaki tavır hafifçe değiştiğinde sözlü ironi dediğimiz şey ortaya çıkar. | TED | هذا التغيير غير الملحوظ في المواقف وراء العبارات، هو ما يطلق عليه اسم السخرية اللفظية. |
Kastedilen, söylenen şeyin tam tersi ise burada sözlü ironi vardır, ancak alayda buna bir de alaycı tavır eklenir. | TED | إن السخرية اللفظية هي عندما يكون المقصود معاكسا للذي قبله. في حين أن التهكم يضيف القليل من السلوك. |
Hatırlıyor musun, geçen gün bana ironi'nin anlamını sormuştun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما سالتني عن تعريف كلمة السخرية ؟ |
İroni diye buna derim ben. Boşanma davası açılmış. | Open Subtitles | أنظر إلى السخرية المبهجة يتم رفع علي دعوى طلاق |
Ama ironi şu, yalnızca kısıtlamalarımız fark ederek gerçekten onların üstesinden gelebiliriz. | TED | ولكن المفارقة أن أنه فقط بتعرفنا على قصورنا وعوائقنا يصبح بإمكاننا تجاوزها. |
İroni ise seni öldürecek kişi, o adamın kızı olacak. | Open Subtitles | المفارقة يجري انها سوف تكون ابنته الذي يضع لك موتك, |
Bana göre Facit'in hikâyesindeki ironi Japonya'dan ucuz, küçük elektronik hesap makineleri alan Facit mühendislerinin kendi hesap makinelerini çifte kontrol etmek için kullandıklarını duymaktı. | TED | بالنسبة لي ، المفارقة في قصة فاسيت هو أن تسمع أن مهندسين فاسيت، اشتروا آلات حاسبة إلكترونية بسيطة ورخيصة في اليابان. استخدموها لتقييم آلاتهم الحاسبة. |
İyi şans getirir demişti. Ne ironi değil mi? | Open Subtitles | قالت أنه من أجل الحظ الجيد, و الذي نوعاً ما مثير للسخرية, أليس كذلك؟ |
Durumsal ironi; beklediğiniz şeyin tam tersinin gerçekleşmesidir. | TED | مفارقة الظرفية هي عندما تتوقع شيء معين، ولكنك تحصل على عكسه. |
Sonunda bizi öldüren... ironi de burada zaten. | Open Subtitles | سخرية القدر التي وضعتنا في هذا المكان سوف تقتلنا في النهاية |
Hah, içinde bulunduğum duruma bakılırsa, bu bir ironi değil mi? | Open Subtitles | اذا وضعت وضعنا في الحسبان ستجد ان الموقف ساخر |
İroni yoluyla saf inanışın zarar görmeyeceği, parçalanmayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | الأمر لم يكن مجرد معتقدات ساذجة يتم تقويضها وتفكيكها بطريقة ساخرة |
Dışarı bir göz atın ve gerçek ironi örnekleri bulun. | TED | إذهب و ابحث عن هذه الامثلة الحقيقة لسخرية القدر |
Eğer onun ölmüş olması seni sevindirseydi işte bu ironi olurdu. | Open Subtitles | سيكون ساخراً لو جعلك موتها تشعر بحال أفضل. |
Buna ironi denmez mi? | Open Subtitles | ،حيث يدعوا الكاتبون هذا الأمر بسخرية القدر |
Alay etme sözlü ironi tanımına uysa da, her sözlü ironi alay değildir. | TED | فكل تهكم هو سخرية لفظية لكن ليس كل سخرية لفظية هي تهكمية. |
Oysa ironi tanrılar üzerinde kaybolmadı. | TED | ومع ذلك فطن الآلهة للمفارقة. |
Evet hayatı bir ironi içinde gören sadece sen değilsin. | Open Subtitles | أجل، لست الوحيد الذي رأى العالم عبر نظارات سخرية الأقدار المتلونة. |
Üç tür ironi vardır. | TED | يوجد ثلاث أنواع من المفارقات. |