Bu alışılmadık bir durum. Kendisini ispatlamak için aşırıya kaçtı. | Open Subtitles | هذا وضع غير معتاد، لقد بالغ في محاولة إثبات نفسه |
O yüzden ben de bana verdiğin bu şansı hak ettiğimi ispatlamak istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد أن أثبت لك أنّي أستحقّ تلك الفرصة الثانية التي منحتني إيّاها. |
İki buçuk sene boyunca, mahkeme salonlarında masumiyetimi ispatlamak için savaştım. | TED | وخلال عامين ونصف، من الوجود داخل وخارج المحاكم، ساعية لإثبات براءتي. |
Fakat bu olayı ispatlamak için güneş pilinin ışığını engelliyorum. | TED | لكن من اجل اثبات ذلك استطيع حجب الضوء عن الخلية الشمسية |
Bunu size ispatlamak için bir röntgen filmi sunmalı mıyım? | Open Subtitles | هل عليّ أن أقدم صورة بآشعة إكس لأثبت ذلك ؟ |
Durumun ciddiyetini ispatlamak için bölümde ölen kişi benim. | Open Subtitles | ولكنى مُضحى أنا الشخص الذى يموت فى الحلقات ليثبت أن الموضع خطر. يجب أن أخرج من هنا |
En iyi olduğumu ispatlamak için. | Open Subtitles | لكي اثبت أني الافضل حسنا , ماذا اذا كسب هو ؟ |
İddia ettiğimiz etkilere gerçekten sahip olduklarını ispatlamak zorundayız. | TED | علينا أن نثبت حقا أن لديها تلك الآثار التي ندعي. |
Emin olun, eğer hırsızlığı ve kullanımı ispatlamak isteseydik, ispatlamıştık. | Open Subtitles | اطمئن تماماً، لو أردنا إثبات السرقة والإستعمال، فإنّ بإمكاننا ذلك. |
Değerimi ispatlamak için yapacağım birşey yoktu. | Open Subtitles | كونى نصف بقرة يعتبر نقصاً لم أتمكن من إثبات قيمتى |
Kendine bir şey ispatlamak istiyorsa, onu durdurmam. | Open Subtitles | هــي،إن أراد إثبات شـيء لنفسه لـنأردعـه. |
Düğünü iptal etmenin tek yolu aşkın varolduğunu ispatlamak. | Open Subtitles | يقول أن الطريقة أن يبتعد عن طريقي إذا أثبت له أن الحب موجود |
Ona haksız olduğunu ispatlamak için, günlerimi bu kondisyon salonunda geçirdim. | Open Subtitles | وقال انني لم اكن قاسي بما فيه الكفايه ولم أكن قويا بما فيه الكفايه. حتى أثبت بأنه خاطىء |
Peki, haklı olduğunu ispatlamak için eğer sen buraya gelip memelerini gösterirsen ben de strpitiz yapacağım. | Open Subtitles | حسنا، لكي أثبت بأن كلامك صحيح، سأقوم بعمل التعري هنا، عندما تقومين بعرض أثدائك لكل شخص |
İşimi iyi yaptığımı ispatlamak için ilk sayfa fotolarına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى باقة صور الصفحة الأولى لإثبات أعمل شغلي. |
Yalnız bir şartım var. Değersiz bilginliğinizi ispatlamak için, kütüphanemizin bilgi dağarcığına katkıda bulunmalısınız. | Open Subtitles | لإثبات شخصيتكم كدارسين ، فيجب أن تتبرعوا بمعرفة مهمة |
Pek çoğunuz için bu görevi alabilmenin tek yolu... kendinizi burada ispatlamak. | Open Subtitles | الطريق الوحيد للعديد منكم من سيبقى فى قائمة الاسماء عن طريق اثبات وجودك هنا |
Umarım değerli biri olduğumu ispatlamak için bir katille sevişmek zorunda kalmam. | Open Subtitles | هناك فرق كبير بينهما أتمنى أن لاأصبح مجرم لأثبت لكِ أننى أصلح |
İzleyiciler o kadar şaşırmıştı ki Tesla, içeride kimsenin olmadığını ispatlamak için kapağı kaldırmak zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | كان الحضور مبهورين اضطر تيسلا لإزاله الغصاء ليثبت انه لا يوجد احد بالداخل |
Erkek futbol takımında oynayabileceğimi ispatlamak için son iki hafta senin gibi görünmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا من أسبوعين لكي اثبت أنني أستطيع اللعب في فريق كرة القدم للرجال |
Bak, Clark, artık tek yapabileceğimiz deneyip onun haklı olduğunu ispatlamak. | Open Subtitles | انظر, كلارك, كل ما نستطيع فعله الآن ان نثبت انه كان على حق. |
Senin kadar iyi olduğunu ispatlamak için. | Open Subtitles | حتّى يُثبت أنّه يماثلك في المستوى |
Eğer ispatlamak istiyorsan, o paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | اذا تريدي ان تثبتي صدقك , احتاج ذلك المال |
Öte yandan bunu ispatlamak çok zor olacak. | Open Subtitles | بالطبع، الجانب الآخر سيكون من الصّعب جدا إثباته |
Birçok kız Laura gibi gizlice bırakır kontrolün kendilerinde olduğunu ispatlamak için. | Open Subtitles | الكثير من البنات في سنها يتوقفون خفية لاثبات انهم يتحكمون في الموقف |
Kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لقد عدت. أنت الرئيس. ليس لديك شيء لتثبته. |
Voliyi vuracağımız yatırım için teminatı olduğunu ispatlamak için. | Open Subtitles | للإثبات أنّ لديه ضمانات للإستثمار في صندوقي الإستثماري |
O yüzden bu gece zararsız olduğunu ispatlamak için kendimi uçurmaya çalışacağım. | Open Subtitles | ولذا، اللّيلة بالترتيب لإثْبات ذلك هو من المستحيل ضارّ، أنا سَأَسْعي لرَفْع نفسي. |