| Tek söylediği, istasyondan bir kadın aldığı ve onu göldeki otele götürdüğü. | Open Subtitles | كل ما قاله هو أنه أقل امرأة من المحطة وأخذها لفندق البحيرة |
| Bu tren istasyondan kalkıyor, benim tavsiyem "sen de atla". | Open Subtitles | الآن، سيغادر القطار المحطة و أقترح أن تكون من راكبيه |
| Dikkat çekme ve seninle konuşana kadar da istasyondan ayrılma. | Open Subtitles | فلتهدأ وتسترخي فقط لا تُغادر تلك المحطة قبل أن نتحدث |
| İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi. | TED | خرجت من المحطة واتجهت إلى أقرب هاتف عمومي |
| İstasyondan silah geçirmek misafirler için yasaktır. | Open Subtitles | فإنّ الضّيوف محظورون من حمل الأسلحة على المحطّة. |
| Tren istasyondan kalktı. Kedi, çantadan çıktı. | TED | القطار غادر المحطة. خرجت القطة من الحقيبة. |
| Üçümüz içeri tırmandık ve uzay gemisi istasyondan ayrıldı ve atmosfere düştü. | TED | ثلاثة منا يركبون فيها، وبعدها تنفصل هذه السفينة عن المحطة وتطفو في الفضاء. |
| Tren çoktan istasyondan çıktı ve basılabilecek bir fren yok. | TED | القطار غادر المحطة بالفعل، ولا يوجد مكابح لشدها. |
| İstasyondan çıktığımdan beri takip edildiğimin neredeyse farkına varamamıştım. | TED | قليلاً كان ما أدركته، لقد كنتُ متبوعةً على طول الطريق منذ اللحظة التي غادرت فيها المحطة. |
| İstasyondan baktığım manzara bana şunu gösterdi ki hepimiz aynı yerden geliyoruz. | TED | وأيضاً المنظر من المحطة أراني أننا جميعاً من المكان نفسه. |
| Orada durup treninin istasyondan çıkışını izledim. | Open Subtitles | وقفت على الرصيف وشاهدت قطاره يغادر المحطة |
| Paranın istasyondan nasıl götürüldüğü konusunda emin değillermiş. | Open Subtitles | إنهم ليسوا متأكدين كيف خرج المال من المحطة |
| İstasyondan çıkmış olmalılar. Büyükelçiliğe gitmelisin. | Open Subtitles | لابد إنهم قد غادروا المحطة الآن للذهاب إلى سفارتهم |
| Bir kaç günde kendine geldi, ama bir daha istasyondan ayrılmadı ve Okyanusu manzaralı pencereye bir daha yaklaşmadı. | Open Subtitles | تعافى فى يومين ولكنه لم يغادر المحطة قط ورفض الإقتراب من النافذة المطلة على المحيط |
| İstasyondan buraya zor bela gelebildim. | Open Subtitles | يا لها من مشاحنة دائرة من المحطة إلى هنا |
| Benim için ölümcül bir gelişme. Bugünlerde istasyondan beş mil mesafe ne kadar ki? | Open Subtitles | كارثي.ماهي الخمسة الأميال من المحطة,هذه الأيام؟ |
| Seni istasyondan alırım. Gelince bana telefon et. | Open Subtitles | سأمر لإصطحابك من المحطة اتصلي بي عندما تصلين إلى هناك |
| Bu istasyondan bir başka sefer daha olacak. | Open Subtitles | ستكون هناك واحدة أخرى سترحل من هذه المحطة |
| Ve ben de o mekikle istasyondan GY gemisini çalmaya giderken sana güvenmiştim. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}ووثقتُ بك بدوري لمّا حلّقت بذلك المكوك لمتن المحطّة لأسرق سفينة السلطات. |
| İstasyondan yürüyerek geldiniz ve parktan geçerek evin arka tarafına ulaştınız, öyle mi? | Open Subtitles | أذن.أنت أتيت سيرا من المحطه,عابرا خلال الحديقه الى خلف المنزل الرئيسي.أليس هذا صحيح؟ |
| Daha fazla kaldıramayınca da, kendimi istasyondan dışarı attım ve öylece yürüdüm. | TED | وعندما لم أقدر أن أتحمل أكثر من ذلك، هربت من محطة القطار وذهبت للمكان الذي أردته مشياً. |
| İstasyondan çıkana dek onu takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعتها إلى خارج المحطّه |
| Bu çarpıcı görüntüler, üye bir istasyondan yeni geldi... | Open Subtitles | هذا الفلمِ المذهلِ حصرى مِنْ محطةِ .... مؤسستنا الفرعيةِ |
| Hangi istasyondan demek istemiştim. | Open Subtitles | أقصد من أيِّ محطّة إطفائيّة أتيت؟ |
| Vücut parçalarının taze izlerini takip etmişler ve bu izler de onları istasyondan benim evime getirmiş. | Open Subtitles | لقد اتبعوا اجزاء من اجسام أدمية التى قادتهم حتى بيتى |