Aynı günün ilerleyen saatlerinde beni tekrar aradı ve Krogstad'a, ödediği prim miktarını azalttırdığını söyledi ki bu zaten pörsümüş amcığın en başından beri istediği şeydi. | Open Subtitles | حسنا , ثم إتصلت بي مرة أخرى في نهاية اليوم وشرحت لي كيف أنها أجبرت كروجستاد على تخقيض أقساطها من التأمين و هذا بالضبط ما أرادته جريسي توات بالأساس |
Bu her zaman istediği şeydi. Hatırladınız mı? | Open Subtitles | هذا ما أرادته دومًا، أتتذكري؟ |
Bu tam olarak Christian'ın istediği şeydi... hiç bitmeyecek bir acı yaşatmak. | Open Subtitles | هذا ما اراده (كرستيان) تماماً يؤذينا بطريقه تدوم للأبد |
Kaldı ki, bu tam O'Neal'ın istediği şeydi. | Open Subtitles | وهو ما اراده اونيل بالضبط |