| En başından beri tek istediğin şeyin benimle yaşamak olduğunu söylüyordun. | Open Subtitles | أنتٍ تقولين منذ فترة أن كل ما تريديه هو حياة معى |
| Belki çocuklarını bulmana yardımcı olur. Şansını bir dene. İstediğin şeyin bedeli sensin. | Open Subtitles | ربما سيساعدك في العثور على أطفالك. جربي حظك. أنت هي السعر للحصول على ما تريديه. |
| İstediğin şeyin bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا هو ما كنت رغبتهم في أن يروه للسماح. |
| İstediğin şeyin bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا هو ما كنت رغبتهم في أن يروه للسماح. |
| Ama bu benden istediğin şeyin tam tersi. | Open Subtitles | ولكن هذا عكس ما طلبت مني أن أفعل |
| Benden istediğin şeyin tam tersini yapacağıma yemin ettim ben. | Open Subtitles | لقد أديت قسماً لأفعل عكس ما تطلبينه مني. |
| İstediğin şeyin bu olduğunu sandım. Kurtarılmak. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن هذا ما تريديه لكى أنقذك |
| Bu sabah sana, vazgeçmemi istediğin şeyin farkında olup olmadığını sormuştum. | Open Subtitles | عندما سألتك في الصباح ما سيحصل إذا ما طلبت مني أن استسلم للامر الواقع... |
| İstediğin şeyin imkânsız olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن ما تطلبينه مستحيل |
| Yanılıyorsun. Yapmamı istediğin şeyin ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعلمين ما تطلبينه منى |
| Gerçekten istediğin şeyin, tadına bakmalısın. | Open Subtitles | تحتاجين لتذوق ما تطلبينه منى |