| Sen herkes değilsin Willie, istediğin zaman gelebilirsin. İçeri gel. | Open Subtitles | لست كأي أحد ياويلي أنت على الرحب في أي وقت |
| Eğittiğim en iyi hemşiresin ve istediğin zaman geri dönebilirsin. | Open Subtitles | أنت أفضل ممرضةِ تَدرّبتُ أبداً، ومرحبا بكم يَدْعمُ أي وقت. |
| Kendi başımıza olmanın en iyi tarafı istediğin zaman yemek yiyebilmen. | Open Subtitles | حسناً، هذا أروع ما في الأمر، يمكنك أن تتغدى وقتما تشاء |
| Öğrenmek istediğin zaman bir kitap alman gerekmez. Biriyle konuşursun. | Open Subtitles | عندما تريد التعلم، لا تقرأ كتاباً تكلم مع شخص ما |
| Seni anladığımızı bilmeni istiyoruz. İstediğin zaman gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | نريدك أن تعرفي أننا نتفهم الأمر ويمكنك الرحيل متى شئت |
| Para; istediğin zaman, istediğin yere getirilecek. | Open Subtitles | سيتم تسليم المال إليك بأي وقت وبأي مكان تريده |
| Bu arada, sen de, çubukların arkasına güvende, hayvan senin insafına kalacak, ve istediğin zaman onu vuracaksın. | Open Subtitles | ويصبح الوحش تحت رحمتك بينما انت فى امان خلف القضبان وتطلق عليه النار متى تشاء |
| Sana bir daire, bir araba ve istediğin zaman her istediğini yapacak dükkanlar ayarladım. | Open Subtitles | و العديد من المحلات المستعدة لخدمتك في اي وقت تريدين التسوق فية |
| Beni, yarın öğlen 4'ten sonra kesinlikle istediğin zaman arayabilirsin. | Open Subtitles | إدعُني بالتأكيد أيّ وقت بعد 4: 00 بعد ظهر الغد. |
| İstediğin zaman kullanabilirsin, ben evde değilken bile. | Open Subtitles | يمكنك استخدامه في أي وقت تريد حتى عندما لا اكون هنا |
| İstediğin zaman onları deneyebilirsin. İstersen hafta sonu evine götür. | Open Subtitles | حاولي معهم في أي وقت يمكنكِ ذلك في عطلة نهاية الأسبوع |
| Bana göre istediğin zaman dışarı çıkıp kendini öldürtebilirsin. | Open Subtitles | علي الرغم من تحذيرك تستطيع الذهاب إلي الشارع وتُقتل في أي وقت تحب |
| İstediğin zaman yine çalışmaya hazırmış. | Open Subtitles | انه مستعد للذهاب مرة أخرى في أي وقت تريده. |
| İstediğin zaman beni yenebileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | يُمكنك الفوز وقتما تشاء لو حاولت بإصرار . أنت تعلم ذلك |
| -Madem adayı taşıyabiliyorsun hem de istediğin zaman silahlı sapıklar gelmeden önce niye yapmadın ki? | Open Subtitles | اذا كنت تستطيع نقل الجزيرة وقتما تشاء فلماذا لم تنقلها قبل قدوم المجانين وأسلحتهم؟ |
| İstediğin zaman gel, ayda hatta yılda bir kere ama beni bırakma. | Open Subtitles | تعال عندما تريد مرة في الشهر، مرة في السنة ولكن لا تتركني. |
| Yoksa benimle dürüst olmak istediğin zaman bu tek başvurun mu? | Open Subtitles | أو أنّ ذلك ينطبق فقط عندما تريد أن تكون صريحاً معي |
| Ben döndüm, yani istediğin zaman gidebilirsin. | Open Subtitles | حسنا انا بالمنزل وعلى ذلك يمكنك ان تخرج متى شئت |
| Yani, her istediğin zaman her istediğini yapabiliyor olmak sonuçları olmadan. | Open Subtitles | أعني لقد كُنَّا قادرات على فعل أي شيء نريده، و بأي وقت من دون عواقب |
| Bana ömrünün yarısını verirsen onu istediğin zaman öldürebilirsin! | Open Subtitles | مقابل أن تعطيني نصف حياتك تستطيع قتله متى تشاء |
| - Bisikleti istediğin zaman gönderebilirsin. - Ne? | Open Subtitles | يمكنك ان ترسلي تلك الدراجه في اي وقت ماذا؟ |
| Elvis, bu binayı terk etmeden önce, istediğin zaman bunları yazabilirsin. | Open Subtitles | ألفيس، يَشْعرُ بالحرية لكِتابَة هذا، أيّ وقت قبل ذلك تَتْركُ البنايةَ. |
| Bayım, istediğin zaman kız arkadaşımla işi pişirebilirsin. | Open Subtitles | أنت يا سيّدي، تستطيع مداعبة خليلتي متى ما أردت. |
| Bir dahaki sefere bir iyilik istediğin zaman söyle yeter. | Open Subtitles | عندما تريدين منّي معروفاً في المرّة القادمة، قومي بطلبه مباشرةً |
| O iyileşene kadar istediğin zaman bize akşam yemeğine gelebilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | حين يتحسن , يمكنك حضور العشاء هنا فى أى وقت , إتفقنا؟ |
| Dinle. İstediğin zaman oynalım. Cidden diyorum bak. | Open Subtitles | همممم اسمعى العبى فى ملعبى هنا اى وقت تحبى |
| İstediğin zaman gidiyor, istediğin zaman dönüyorsun. | Open Subtitles | , أنتِ ترحلين متى تشائين و تعودين متى تشائين |
| İstediğin zaman gelebilirsin, sadece senede bir kez değil. | Open Subtitles | لعلمك، أنتِ مرّحب بكِ متى شئتِ ليس فقط مرة واحدة في السنة |
| İstediğin zaman takım çantasını ne de güzel kullanıyorsun. | Open Subtitles | عجباً ، تجيد استخدام الأدوات عندما ترغب بذلك |