"istemiyorlardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يريدون
        
    • لم يريدوا
        
    • يُريدوا
        
    • لايريدون
        
    • لم يريدا
        
    • لم يريدون
        
    Bu proje ile ilgili kesinlikle bir şey yapmak istemiyorlardı. TED الواضح أنهم لا يريدون أي شيء من هذا المشروع
    gücün sarhoşluğuna kapılmasını istemiyordu. Ona Kral demek istemiyorlardı, çünkü bunun onun veya onu takip eden kişinin aklına fikirler sokmasını istemiyorlardı. TED أن يصبح مدمنًا للسلطة. كانوا لا يريدون أن يدعوه الملك تحسبًا من أن يعطيه ذلك أفكاراً أو لمن سوف يخلفه.
    Alexandra'nın, Erika ve Thomas'ı yeni çocukları hakkında etkilemesini hiç istemiyorlardı. Open Subtitles لم يريدوا آليكساندر أن تغير مشاعر اريكا وتوماس نحو أخوتهم الجدد
    Ailelerine söylemek istemiyorlardı. Arkadaşlarına söylemek istemiyorlardı. Kendilerini yaralanmış ve kirli hissediyorlardı. TED لم يُريدوا إخبار عائلاتهم، ولم يودوا مصارحة اصدقائهم شعروا بأنهم مُهمشين، كما شعروا بالسوء.
    Belki Kenneth ve Jessica Charlotte'ı evlat edindiklerini kimsenin bilmesini istemiyorlardı. Open Subtitles ربما كينث و جيسكا لايريدون ان يعلم احد. ان شارلوت متبناه.
    Florida'ya taşınmak istemiyorlardı ama 60'lı yaşlardaydılar ve bu bir kanun. Open Subtitles لم يريدا الإنتقال إلى هناك ولكنهما في الـ60 من العمر، وهذا هو القانون
    Daha sonra da şirket bana baskı uygulamaya devam etti, çünkü Hank'in ölümüne neden olan şeyin gün yüzüne çıkmasını istemiyorlardı. Open Subtitles عندما بدأت الشركه بالضغط عليّ بشكل كبير اصبح من الواضح جداً انه مهما كان سبب موت "هانك", لم يريدون ظهور ذلك
    Yine de, insanlar hala bilmek istemiyorlardı. TED على الرغم من ذلك، لا يزال الناس لا يريدون أن يعرفوا.
    Patronlar kumarhanelerden öyle iyi kazanıyorlardı ki... kimsenin başlarına dert açmasını istemiyorlardı. Open Subtitles الزعماء كانوا يكسبون كل هذة النقود من الكازينو و لا يريدون لأحد أن يسبب أية متاعب
    Ailelerini tehlikeye atmak istemiyorlardı. Open Subtitles لا يريدون أن يضعوا أنفسهم أو عائلاتهم في الخطر.
    Beni utandırmak istemiyorlardı; çünkü altımı ıslatmıştım ve ağlıyordum. Open Subtitles لأنهم لا يريدون أحراجي " لأني أبللت نفسي, بدأت بالبكاء
    Şey, işin aslı sihir istemiyorlardı. Open Subtitles أجل، إنهم في الحقيقة لا يريدون السحر
    Onların tek istediği hükûmetimizi ezmekti. Çünkü Avro Bölgesi'ndeki yapısal çatlaklarla uğraşmak istemiyorlardı. TED كانوا ببساطة مهتمين في تدمير وسحق حكومتنا، لمجرد أنهم لا يريدون التعامل مع خطوط التصدعات الهيكلية "الإدارية" الذي كان قيد التشغيل من خلال منطقة اليورو.
    Fransız yetkilileri, işbirliği yapmazlarsa Almanları kızdıracaklarının farkındaydılar ama Fransız vatandaşı olan Yahudileri vermek istemiyorlardı ve sundukları çözüm şu oldu: Open Subtitles السلطات الفرنسية عرفت ذلك أنهم إذا لم يتعاونوا سيواجهون غضب الألمان لكنّهم لم يريدوا أن يسلّموا اليهود الفرنسيين
    "Kamptaki koşulların çok kötü olmasına rağmen uzaklara gitmek istemiyorlardı." Open Subtitles بالرغم من أنّه كان سيئ جدا هناك هم لم يريدوا الذهاب الى مكان آخر
    Ve her ne nedendense, ...onun daha fazla hikaye yayınlamasını istemiyorlardı. Open Subtitles لم يريدوا منها أن تجري مزيداَ من البرامج عنه
    Bebeğin doğumundan önce gidip seni gücendirmek istemiyorlardı. Open Subtitles هم لَمْ يُريدوا إهانتك بالرحيل قبل ولادة الطفل
    Bir süre sonra çıktığımda bütün ailem ölmüştü... gitmişti ya da beni görmek istemiyorlardı. Open Subtitles و حينَ خرَجتُ من السِجن كانَت عائلتي إما ماتوا رَحلوا، أو لَم يُريدوا التعامُلَ مَعي
    Ya ne aradıklarını bilmiyorlardı ya da aldıkları şeyin ne olduğunu kimsenin bilmesini istemiyorlardı. Open Subtitles هم أمّا لَمْ يَعْرُفوا بإِنَّهُمْ كَانوا يَبْحثونَ عنهم، أَو هم لَمْ يُريدوا أي واحد إلى إعرفْ ما هم كَانوا يَأْخذونَ.
    Bütün mallar 60 dolarlık paketlerdeydi, onlar 60 dolarlık paketler istemiyorlardı. Open Subtitles لقد وجدت البعض منه مغلف وبسعر 60 دولار ، ولكنهم لايريدون مايساوي ال60 دولار
    Gerçekleri görmek istemiyorlardı. Open Subtitles أفترض أنهما لم يريدا رؤية الوزة التي وضعت البيضة الذهبية
    Bizi sorguya çekene kadar öldürmek istemiyorlardı. Open Subtitles لم يريدون قتلنا حتى استجوابنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more