Bu tarz laflar duymak istemiyorsanız profesyonel yapıyı korumaya çalışın.. | Open Subtitles | ان كنتم لا تريدون سماع مثل هذه الاهانات فكونوا عمليين |
İşlenmiş gıda istemiyorsanız neden işlenmiş şehirler isteyesiniz ki? | TED | اذاً، اذا لم ترغبوا بالغذاء المُعالج، لما قد تريدون المدن المُعالجة؟ |
Ve eğer birini kavgaya teşvik etmek istemiyorsanız, normalde hiç kimseye hiçbir şey yapmazsınız fakat birazdan kavga çıkacak. | TED | وأنت في العادة لا تريد فعل شيء لشخص إن لم ترد استفزازه للدخول معك في مشاجرة. و هذا ما يبدو قريب الحدوث بينهم. |
Ona zarar veriyor, asıl zayıf noktasını biliyorum. Yani gideceğiz, tabii ayrılmak istemiyorsanız. | Open Subtitles | إنه يؤلمه، وأعرف نقطة ضعفه الحقيقية لذا سنذهب، إلا لو أردتم الخروج الآن. |
Donarak ölmek istemiyorsanız şu parkaları giyin. Hemen şimdi. | Open Subtitles | ارتدوا هذه المعاطف اذا لم تريدوا ان تتجمدوا بسرعة الان |
Eğlenceyi kaçırmak istemiyorsanız, acele edin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تتحركوا لو أنكم ترغبون بالإستمتاع |
Sizinle birlikte pek çok masum insanın ölmesini istemiyorsanız. | Open Subtitles | الااذا كنتم تريدون ان يقتل هؤلاء الناس الابرياء معكم |
Hadi herkes köprünün altına. Tabi kulaklarınızın çiğnenmesini istemiyorsanız. | Open Subtitles | ليختبأ جميعكم أسفل هذا الجسر ما لم تريدون أن تُقطع آذانكم |
Eğer çalışmak istemiyorsanız neden bir oyun oynamıyoruz? | Open Subtitles | اذا كنتم لا تريدون العمل فلماذا لا نلعب لعبة؟ |
Eğer o uçakların benzinlerinin bitip Potomac'a çakılmasını istemiyorsanız, ne istediğim çok önemli. | Open Subtitles | حسنا ان لم تكونوا تريدون تلك الطائرات ان تبدأ بالتحطم بما ان وقودها بدأ ينفذ ما أريد هو المهم |
Bunu ciddiye almak istemiyorsanız bu sizin seçiminiz. | Open Subtitles | إن لم ترغبوا بأخذ ذلك بجديّةً، فالأمر يعود لكم |
Oyuna katılmak istemiyorsanız hemen defolup gidin. | Open Subtitles | إذا لم ترغبوا بالدخول باللعبة اخرجوا الآن |
Bir namlu dolusu saçmayı kuyruğunuza yemek istemiyorsanız, size önerim düldülünüzü başka kapıya çekmenizdir. | Open Subtitles | وإذا لم ترد اصابتك بعدد من الرصاصات، فأقترح عليك ركن سيارتك البالية أمام نافذة شخص آخر. |
Bana inanmak istemiyorsanız, bunun için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاَن, إذا لم ترد أن تصدقني ليس هنالك شيء يمكنني فعله حول ذلك |
Gitmek istemiyorsanız gitmeyin ama ben diyorum ki gelecekseniz, gelin. | Open Subtitles | إذا كنتم تودّون البقاء، فأبقوا. لكن أنا أقول، إذا أردتم الحضور، فاحضروا |
Kemerlerinizi bağlamak istemiyorsanız, bağlamayın. | Open Subtitles | اذا لم تريدوا ان تحكموا حزام الامان فهذا من شانكم |
Ziyaretin sona ermesini istemiyorsanız sesinizi kısarsınız. | Open Subtitles | أن كنتم لا ترغبون بأنهاء الزيارة أبقوا الصوت منخفضا. |
Bana yardım etmek istemiyorsanız, ben de tek başıma yaparım. | Open Subtitles | إذا كنتما لا تريدان مساعدتى فسأقوم بهذا وحدى |
Olamaz, daha yeni çalışıyordu yardımcı olur. Eğer istemiyorsanız gitmeyin. | Open Subtitles | . يا إلهي ، لقد كنت أحاول أن أساعد . لا تذهبي إذا لم ترغبي بذلك |
Şayet bana yardım etmek istemiyorsanız delilleri tek başıma bulurum. | Open Subtitles | إذا لم تريدا مساعدتي فسأحضر الدليل بنفسي |
Eğer birbirinizi tokatlamak istemiyorsanız, sırayla beni öpebilirsiniz. | Open Subtitles | اذا لم تردن صفع بعضكن بعضاً يمكنكن تقبيلي بالتعاقب |
Eğer bu işi istemiyorsanız başka birini bulurum. | Open Subtitles | إذا لم تكن تريد الوظيفه فسوف أعين شخصا آخر |
Tabi donarak ölmek istemiyorsanız. | Open Subtitles | مالم تودوا الموت برداً |
Şimdi, eğer hukuki bir durumla karşılaşmak istemiyorsanız, size bir koşu mutfağa gidip, | Open Subtitles | والآن اذا كنت ترغب تجنب مواجهه قانونيه انا اقترح ان تجري الى المطبخ |
Onu almak istemiyorsanız barınağa bırakmanızı öneririm. | Open Subtitles | اقترح ان تأخذيه الى الملجأ, ان لم تريدي الحتفاظ به. |
Benim için çalışmak istemiyorsanız ve tercihiniz dışarıda olmaksa, şimdi gidin. | Open Subtitles | إذا لا تُريدون أن تعملون معي و تُفضّلوا أن تكونوا في الخارج , إذاً إرحلوا الآن |