| Ya sen? O esnada burada olmak istemiyorsun galiba, öyle mi? | Open Subtitles | و انت لا تريد ان تكون هنا عندما يصلون اليس كذلك |
| Neden bilmek istiyorsun neden benim hakkımda hiçbir şey bilmek istemiyorsun? | Open Subtitles | .. تريدأن تعرفلماذا. لماذا لا تريد معرفة أى شئ عنى ؟ |
| Bravo. Sonra da seni sınıfta bıraksınlar. Neden gitmek istemiyorsun? | Open Subtitles | اذن فالشيطان سيدفع ثمن ذلك لماذا لا تريد تذهب ؟ |
| Çünkü bu insanların, senin gerçekte ne çeşit bir insan olduğunu bilmelerini istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تريدين لهؤلاءِ الأشخاص أن يعلموا من أيِّ نوعٍ من الفتياتِ أنتِ |
| Bu fırsatı kaçırmak istemiyorsun o zaman bir öneri getir. | Open Subtitles | انتِ لا تريدين ان تفوتِك الفرصة حسنا دعينا نسمع إقتراحك |
| Düğüne sırf havadan sudan konuşmayı sevmediğin için mi gitmek istemiyorsun? | Open Subtitles | انت لم ترغب لحظور حفل الزفاف معه لأنك لاتريد الحديث الصغير |
| Dışarı çıkalım! Bu ziyafet demektir. Çay istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنها مناسبة تستحق الأحتفال أنت لا تريد شاي، أليس كذلك؟ |
| Dinle. Beni hayal kırıklığına uğratma, adamım. Pekala, bunu yapmak istemiyorsun. | Open Subtitles | إسمع، لاتخيب ظني فيك يارجل حسناً، أنت لا تريد فعل ذلك |
| Yani annemle yaşamam için beni tehdit ettiğini onun bilmesini istemiyorsun. | Open Subtitles | هل لا تريد أن تعرف أمى أنك تبتزنى للعيش معها ؟ |
| Sen gerçekten sen bunu konuşmayı istemiyorsun değil mi, huh, Michael? | Open Subtitles | أنت حقا لا تريد هذه المحادثة ، أليس كذلك يا مايكل؟ |
| Ya sen? O esnada burada olmak istemiyorsun galiba, öyle mi? | Open Subtitles | و انت لا تريد ان تكون هنا عندما يصلون اليس كذلك؟ |
| Gurpreet'in sponsorluğundan sonra sana sponsor olabilirmiş neden buraya gelmek istemiyorsun? | Open Subtitles | قال بعد ضمان غربريت المالي هو سيتبنّاك لماذا تريد المجيء هنا؟ |
| JN: Yani herşeyi duymak istemiyorsun? | TED | ج.ن : إذا كنت لا تريدين أن تسمعي كل ما هو في الخارج؟ |
| Ve gitmek istemiyorsun. Burada kalmak istiyorsun | Open Subtitles | وأنتِ لا تريدين الذهاب أنت تريدين البقاء هنا ، أيضاً |
| Çiftlik hanımı olmak istiyorsun ama bir çiftçi ile evlenmek istemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تريدين أن تكوني زوجة في مزرعة لكنّك لا تريدين الزواج بمزارع |
| Dolap çevirmek istemiyorsun ama haksız kazanca itirazın yok. | Open Subtitles | لا تريد أن تغش فى اللعب وأيضا لاتريد أن تكسب بالباطل |
| Hala anlayabilmiş değilim, neden göğsüne bir lazer silahı ekleme mi istemiyorsun? | Open Subtitles | مازلت لا أفهم لماذا لا تريدني أن أزرع مدفعاً ليزرياً في صدرك؟ |
| Ekibinde vücudunun ve beyninin kontrolünü yavaş yavaş kaybeden bir doktor istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا ترغب بطبيبة في فريقك تفقد تحكمها ببطء في جسدها وعقلها |
| Harika bir düğün salonu yaptılar ve sen kullanmak istemiyorsun. | Open Subtitles | لقد أنشأوا قصر لحفلات الزفاف, وأنتِ لا ترغبين حتى باستخدامه. |
| biliyorum, beni burada istemiyorsun anneannemin evini satmıyoruz. | Open Subtitles | أعلم أنكِ لاتريدين تواجدي هنا لن نبيع منزل جدتنا |
| Hadi ama, aslında bu insanların hiçbirini incitmek istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | بربك، أنت لا تود إيذاء كل هؤلاء الناس الآن، أليس كذلك؟ |
| Sadece almamı istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتطلب مني أن أشتري لك فقط. أنت تطلب شيئاً آخر |
| Onu zorlamak istemiyorsun bu yüzden daha çok sevgi veriyorsun. | Open Subtitles | وأنت لا تُريدُ لدَفْعه، لذا أنت فقط تَعطيه حبّ أكثر. |
| Söylediğin gibi, lavuklara aşık olan tiplerden olmak istemiyorsun. Evet. | Open Subtitles | كما قلتِ، لا تريدي أن تكوني الفتاه التي تُعجب بالحمقى. |
| İzin ver tahmin edeyim. Sen bu geleneği devam ettirmek istemiyorsun? | Open Subtitles | دعني أخمّن، أنتَ لا تُريد بأن تُكمل على هذا التّقليد صحيح؟ |
| - Yani aslında onu asla çıkartmak istemiyorsun. - Asla... | Open Subtitles | ـ أنت تعنى أنك فى الحقيقة لا تريده أن يخرج أبدا ـ أبدا |
| Sen konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تودين أن تعطيني نسختك المتعلقة بلماذا يجدر بي أن أستقيل |
| O çok kıskançtır.Benden senin büyük bir aşifte olduğunu söylememi istemiyorsun yani? | Open Subtitles | لأنه غيور للغاية وأنت لا تريدينني أن أخبره إلى درجة كنتِ عاهرة؟ |