Sherek'ı yakaladığımız sırada eğer elindeki istihbaratın hâlâ değerli olduğunu düşünüyordun ise niçin yinelemedin? | Open Subtitles | بمجرد أن اعتقلنا شاريك لو كنت تعتقدين أن معلوماتك لازالت لها قيمة لماذا لم تعيدي طرحها عليَّ؟ |
İstihbaratın sağlammış yüzbaşı. | Open Subtitles | يبدو أن معلوماتك الاستخباراتية قد كانت مصيبة يا أيها القائد. |
Masa başındaki General Vassili. Askeri İstihbaratın Şefi. | Open Subtitles | رئيس المجلس هو الجنرال فاسيلى مدير المخابرات العسكريه |
Bana askeri istihbaratın kutsallığı martavalını okuma. | Open Subtitles | لذلك لا تحدثني عن قداسة المخابرات الحربية |
Açıkça belli ki bu işler istihbaratın hünerinde yapılan şeyler. | Open Subtitles | ومن الواضح أن مهارتهم تنسبهم إلى شبكة الإستخبارات |
İstihbaratın gösterdiğine göre Honduraslı hükümet karşıtı devrimciler olabilir. | Open Subtitles | انتل يشير الى اننا نتعامل مع الثوريين المعارضين للحكومة هندوراس |
İstihbaratın verdiği bilgiye göre Ramsey'in nakli Kafkasya Dağları üzerinden silahlı bir konvoy ile yapılacakmış. | Open Subtitles | تشير معلوماتنا الإستخبارية ...أنّ (رمزي) سينقل من قبل موكب مسلح من خلال سلسلة جبال القوقاز |
İstihbaratın kirli işlerini yaptırdığı biri sadece. | Open Subtitles | إنّه سفاح محلي يستعينون به في مهامّهم التي تستدعي ذراعًا قوية |
İstihbaratın düşüncesine göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı. | Open Subtitles | تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة. |
Bu noktalar sadece tahminden ibaret. Senin kötü istihbaratın. | Open Subtitles | هذه المواقع مجرد تخمينات كما هي معلوماتك السيئة |
Anlaşıldı. Çeçen bağlantısı hakkındaki istihbaratın doğru çıktı. | Open Subtitles | معلوماتك حول الاتصال الشيشاني صحيحة. |
İstihbaratın doğru çıktı... | Open Subtitles | اذن, معلوماتك كانت صحيحة بالفعل |
İstihbaratın etkileyici ama eksik. | Open Subtitles | معلوماتك رائعة، لكن ناقصة |
İstihbaratın doğruydu, Tony. | Open Subtitles | معلوماتك كانت صحيحة ، توني |
Eğer Ladin hakkındaki istihbaratın doğruysa, yerini gizli tutabilirsin. | Open Subtitles | إن كانت معلوماتك عن (أبن لادن) صحيحة، لعلك الآن تعرف موقعه. |
İstihbaratın belirttiğine göre bu kodlar ele geçirildi, ...ve ABD askeri güçleri DEFCON-3 durumuna getirildi. | Open Subtitles | المخابرات تفيد الأن أن الثوار حصلوا على شفرات الأطلاق الجيش الأمريكي رفع درجة الإستعداد إلى المرحلة الثالثة |
Bu istihbaratın geçerli olmadığını mı söylüyorsun? Hayır, efendim. | Open Subtitles | هل تحاولين إخبارى أن المخابرات ليست صالحة ؟ |
Burada istihbaratın tarihimizdeki önemini görebilirsiniz. | Open Subtitles | هنا يمكنكم رؤية أهمية الإستكشاف و الإستخبارات فى التاريخ |
Bu dosyayı iki kişiye göstermem yeterli. Gösterdikten sonra istihbaratın başına asla geçemezsin. | Open Subtitles | أحتاج لتقديم هذا الملف لشخصين، ولن تستحوذ على كرسي لجنة الإستخبارات |
İstihbaratın yeterince iyiyse, şu anda bir tuzağa çekiliyor olabiliriz. | Open Subtitles | إذا انتل الخاص بك هو جيد، ونحن يمكن أن نسير الى فخ. |
İstihbaratın kirli işlerini yaptırdığı biri sadece. | Open Subtitles | إنّه سفاح محلي يستعينون به في مهامّهم التي تستدعي ذراعًا قوية |
Ellerindeki tek prototip o şişeyse ve istihbaratın belirttiği gibi çalındıysa hırsızlar, Ruslar'ın silah programını onlarca yıl geriye götürmüş oldu. | Open Subtitles | إذا تلك القارورة نموذجهم الوحيد، بينما تظهر إنتيل لتأييد، وضعت سرقتها إعلانهم المبوّب تبرمج الأسلحة عقود خلفية. |
Demek National City'deki uzaylılarla ilgili tüm istihbaratın buradan geliyor. | Open Subtitles | إذًا هنا حيث تحصلي على كل معلوماتكِ "عن الفضائيين بمدينة "ناشونال |
Bu istihbaratın birazını paylaştı mı? | Open Subtitles | هل شارككم أي من هذه المعلومات الإستخباراتية |