Hırsız Milis harekatıydı toplumun istihbaratını dışarı taşıyordu. | Open Subtitles | كانت شبه عملية عسكرية شريرة تم ترتيبها من خارج مجتمع الاستخبارات |
Ancak bu ülke para için bütün istihbaratını satan insanlarla dolu. | Open Subtitles | ولكن هذا البلد يغص بالناس الذين لن يترددوا لبيع الاستخبارات في البلاد مقابل المال |
Bana Ürdün istihbaratını anlatmana gerek yok. | Open Subtitles | . ليس عليك إخباري عن الإستخبارات الأردنيّة، مفهوم؟ |
NCI'dan randevu alıp bütün istihbaratını onlarla paylaşabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أخذُ معلوماتك إلى الإستخبارات عندما استجوابهم لـك |
İlk uydu istihbaratını ve adli verileri inceliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون على معلومات القمر الصناعى الأولية وبيانات الطب الشرعى |
Mutabakat'ın Kingsley ve çipi ele geçirmek için harekete geçtiği istihbaratını aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا معلومة أن ( الكوفنانت ) قد يتحركون لكييعترضوا(كينجسلي) والحصول على الرقاقة |
MI6'teki bağlantınızdan bu konuyla ilgili sınırsız istihbaratını kullanmasını istediniz. | Open Subtitles | سألت معارفك في الاستخبارات البريطانية لاستعمال جهاز إستخباراته الواسعة لتلك المشكلة |
Alman istihbaratını şuanda çatlatmalıyız. | Open Subtitles | الاستخبارات الألمانية ، في الحال |
Caledonia'dan füze atıldığının görsel istihbaratını aldık. | Open Subtitles | أفادتنا الاستخبارات برؤية صاروخ.. ينطلق من "(كاليدونيا)" |
İngiliz istihbaratını, karanlık çağlardan aydınlığa çıkaracağız. | Open Subtitles | نحن على وشك إخراج الإستخبارات البريطانية من الظلمات إلى النور |
Sadiq'ı bulmak için CIA istihbaratını kullandım. | Open Subtitles | لقد إستخدمت وكالة الإستخبارات المركزية لأجد صادق |
Ama Ürdün istihbaratını bu işe bulaştırmak bence operasyonun bütünlüğünü tehlikeye atmaktır. | Open Subtitles | لكن لديّ إحساس أنّ توريط الإستخبارات الأردنيّة... لهو خرق لسلامة العملية... |
Ayrıca Doğu Çin Donanması'yla ilgili tüm istihbaratını da. | Open Subtitles | وأيضاً كل الإستخبارات السرّية التي على" أسطولالصينالشرقية". |
Yani CIA istihbaratını çalan bu çocuk diyelim ki Calvin, hala dışarıda ve bilgi satmaya devam ediyor. | Open Subtitles | ما يعني أنّ الرجل الذي سرق معلومات الإستخبارات المركزية... ربّما (كالفن)، حر طليق وينشر المزيد من المعلومات. |
Radar istihbaratını alma, iz bırakmama ve sağ salim kurtulma şansımız sıfıra çok yakın. | Open Subtitles | على معلومات الرادر، وبدون ترك اي اثار والخروج من هناك سالمين هي فرصة معدومة |
JSOC istihbaratını ve ekibin yakalandığı bölgenin son termal görüntülerini topladık. | Open Subtitles | "بناءً على معلومات الـ"جي إس او سي واخرُ تصويرٍ حراريٍ |
Şangay'a gittiği istihbaratını aldık. | Open Subtitles | -لقد تلقينا معلومة أن (هادام سليم باهار) في شنغهاي |