"istilacı" - Translation from Turkish to Arabic

    • غزاة
        
    • الغازية
        
    • الغزاة
        
    • غازي
        
    • قوة غازية
        
    Bunlar istilacı. Tatlılarını çıktıklarında alırlar. Open Subtitles هؤلاء هم غزاة المنزل يمكنهم الحصول على فطيرة والذهاب
    Bu istilacı karıncaları buraya insanlar getirdi. Open Subtitles جلب البشر غزاة النمل هؤلاء الى هنا،
    Balık ve AvcıIık Şubesi, istilacı türler ile ilgili rastgele denetim yapıyor. Open Subtitles بلح البحر الوحشي. الأسماك واللعبة تقوم بتشغيل عمليات التفتيش العشوائية للأنواع الغازية.
    Yanıp kül olmuş ve istilacı türler tarafından ele geçirilmiş bir yağmur ormanını düşünün. TED تصوروا غابة استوائية حرقت تمامًا واستولت عليها بعض الأنواع الغازية.
    Bu ayrıca istilacı madde ve hasarlı hücreleri kullanan fagositleri de çeker. TED يجذب ذلك أيضًا خلايا البلعمة، التي تلتهم الغزاة والخلايا التالفة.
    İki istilacı tarafından zorla alıkonuldu. Open Subtitles اقتيد رغم إرادته على يد اثنين مِن الغزاة.
    Ama sana kurtarıcı değil de istilacı gözüyle bakılıyorken bu iş biraz zor. Open Subtitles لكن من الصعب قليلاً عندما يرونك كـ غازي بدلاً من محرر
    Bu gezegende ve ya başka bir yerde istilacı mısın? Open Subtitles أي قوة غازية على هذا الكوكب أو في أي مكان آخر؟
    Hepsinde görünmez istilacı varlıkların saldırıya geçtikleri rapor edildi." Open Subtitles كلها أبلغت عن غزاة غير مرئيين ينفذون استراتيجية هجوم عدائية سكايلر) كان محقاً)
    - Benim insanlarım istilacı değildir. Open Subtitles -جماعتي ليسوا غزاة
    İstilacı ordular ve toplu yıkım söylentileri histeriye dayanmaktadır ve kesin olarak yanlıştırlar. Open Subtitles الشائعات عن الجيوش الغازية والدمار الشامل اللتي تستند على الهستيريا ، هي كاذبة تماما.
    Sembolik istilacı toplarından uzaklaşıp kadın çalışmaları sınıfına gidiyoruz. Open Subtitles بعيداً عن كراتك الغازية إلى فصل النساء الدراسي
    Anneler ve babalar yürekleri istilacı ordunun korkusuyla atarken ellerinde bıçaklar ve sopalarla kapıda bekliyordu. Open Subtitles أمهات وآباء وقفوا قرب الباب حاملين مضارب البيسبول وسكاكين المطبخ وهو يرتعبون من الحشود الغازية
    Bu süreç fagositlerin kullandıkları istilacı unsurun antijenini tanımlamasını ve bu bilgiyi savunmayı düzenleyen ikinci temel hücre grubuna iletir, yani limpositlere. TED يسمح ذلك لخلايا البلعمة بتحديد المستضَد الموجود على الغزاة الذين تناولتهم للتو ونقل هذه المعلومات إلى مجموعة الخلايا الرئيسية الثانية التي تنسق الدفاع، الخلايا الليمفية.
    B hücreleri bunlardan milyonlarca üretebilir, sonra bu antikorlar vücudu dolaşarak en kötü tehdit ortadan kalkana kadar istilacı maddelere saldırırlar. TED بإمكان الخلايا البائية إنتاج الملايين منها، والتي بدورها تنتشر في أنحاء الجسم وتهاجم الغزاة إلى أن تقضي على الجزء الأسوأ من التهديد.
    Ama istilacı kavimler güçlendiler. Open Subtitles ولكن مع الزمن إزدادت قوة الغزاة
    Yani vücudu tümörü bir istilacı gibi görüyor ve ona saldırıyor beyni de bu savaşta zarar görüyor. Open Subtitles عمليا، جسدها يشاهد الورم على أنه جسم غازي ويهاجمه، ودماغها يتأذى في بين الاثنين.
    Ama sana kurtarıcı değil de istilacı gözüyle bakılıyorken bu iş biraz zor. Open Subtitles لكن من الصعب قليلاً عندما يرونك كـ غازي بدلاً من محرر
    Sonra istilacı güçler tarafından ele geçirildi seni karanlık yola sürüklemek isteyen güçler... Open Subtitles ثم تم القبض عليها من قبل قوة غازية طوعت لتحويلك للطريقة المظلمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more