"isveç'te" - Translation from Turkish to Arabic

    • في السويد
        
    • بالسويد
        
    Bugün, İsveç'te ve diğer zengin ülkelerde, insanlar pek çok farklı makineler kullanıyorlar. TED اليوم .. في السويد .. وفي الدول الغنية الناس تستخدم العديد من الآلات
    Ama İsveç'te böyle bir alışkanlışımız vardı, çocuklar ölürken engellemek için birşey yapmasak da tüm ölen çocukları sayıyorduk. TED ولكن في السويد هذه هي عادتنا .. نحن نحسب معدل وفيات الاطفال حتى لو كنا لن نقوم بشيء حيالها
    Sana İsveç'te bir iş bulacağıma söz veriyorum. Andrei ile konuşacağım. Open Subtitles أعدك بأن أجد لك عمل في السويد ، سأتحدث الى أندري
    Dün gece karıma ve kızlarıma yalan söyledim. Onlara ailesi İsveç'te tren kazasında ölmüş bir yetim olduğunu söyledim. Open Subtitles لقد كذبت على زوجتي وبناتي الليلة الماضيه, وأخبرتهم بأنك يتيم وأن والديك قد قتلوا في حادث قطارالرصاصة في السويد
    Ben İsveç'te yaşıyorum, orada çalışıyorum. Burada yalnızca tatildeyim. Open Subtitles أنا أعيش بالسويد ، أعمل هناك أنا هنا فقط للعطله
    İsveç'te çok ünlü bir yazardı, ama iyi bir aile adamı değildi. Open Subtitles كان روائي شهير للغاية في السويد لكن لم يكن رجل عائلة جيد
    İstediklerinin, benim anneannemin istediğinden bir farkı yok. Bakın, iki nesil önce İsveç'te de -- TED وامنيتهم تلك لا تختلف عن امنية جدتي انظروا .. منذوا جيلين في السويد ..
    İsveçli bir kimsenin başına gelen köpek balığı saldırısı haftalarca başlıkları süsleyecektir İsveç'te. TED هجوم سمك القرش على شخص سويدي تتصدر عناوين الصحف لأسابيع في السويد.
    İsveç'te daha önce olduğu kadar fahişelik var. TED يوجد الكثير من الدعارة في السويد كما كان من قبل.
    Artık, endüstriyel ölçekte, İsrail'de nanoselüloz üretiyoruz. Çok yakında, İsveç'te. TED الآن، نحن نقوم بإنتاج النانوسيلولوز بمعايير صناعية في إسرائيل وقريباً جداً، في السويد.
    İsveç'te yaşıyorum, çok öğrenciyle tanışıyorum. TED في السويد حيث أعيش، لقد كنت أقابل عدداً من الطلاب.
    Bakın, İsveç'te oranların düşmesi çok hızlı olmadı. TED انظروا الى نسبة الانخفاض في السويد لم تكن سريعة جداً
    Herhalde İsveç'te de öyledir. Doğru mu? Open Subtitles راهنت بأنّك لا تملكهم في السويد, هلْ أنا محقّ؟
    İsveç'te şöyle deriz: "Lütfen." Ama senin gibi bir pisliği memnun etmek istemiyorum. Open Subtitles في السويد نقول رجاءا, لكن انا لن اترجاك, حمار
    İsveç'te bir cenaze törenine davetliydim. Open Subtitles عن ذلك في السابق لقد كنتُ مدعواً لجنازة في السويد
    Bu... ailesi İsveç'te tren kazasında ölmüş bir yetim. Open Subtitles هذا يتيم قتل والداه في حادث قطار الرصاصة في السويد
    İsveç'te gerçekten bakire olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles انا لااعتقد حقا انا هناك عذارى في السويد
    Hastanın İsveç'te tacizci bir üvey babası vardı. Open Subtitles المريض كان قد أُسيء له من قبل زوج أمه في السويد
    Iraj ve Meryem Fransa'da idi, Nasser İsveç'te ve Aziz Almanya'da. Open Subtitles ايراج و ميريام كانو بفرنسا , ناصر في السويد
    İsveç'te işlerden bahsediyor, ama sadece seninle yatmak istiyor. Open Subtitles يتحدث عن الوظيفه بالسويد ، ولكنه فقط يرغب بالنوم معكِ
    Evet, bende İsveç'te bir villa diye duydum. Open Subtitles أجل,لقد سمعت أنه كان في فيلا بالسويد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more