"itibarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • سمعة
        
    • سمعتك
        
    • سمعته
        
    • كرامته
        
    • سمعتها
        
    • بسمعة
        
    • بسمعتك
        
    • كرامة
        
    • كرامتك
        
    • الفضل
        
    • السمعة
        
    • بسمعته
        
    • سُمعتك
        
    • لسمعة
        
    • علي ماء وجهك
        
    Asılsız bir suçlama yüzünden iyi bir askerin itibarını lekelemek istemedim. Open Subtitles لاأريد أن ألطخ سمعة زميل جندي . بسبب إدعاءات لاأساس لها
    Benim veya ailemin itibarını tehlikeye atacak hiçbir şey yapmam. Open Subtitles ما كُنت لأفعل أى شيء يُشوه سمعتي أو سمعة عائلتي
    Böyle bir şey Manchester"daki itibarını mahvedebilir. Open Subtitles شيء ما مثل هذا يمكن أن يحطّم سمعتك النّظيفة في مانشستر.
    Böcek uzmanı olarak şöhretin bu suç laboratuarının itibarını arttırıyor. Open Subtitles سمعتك كعالم حشرات هي التي رفعت من قيمة مختبر الجرائم هذا مما يزيد من منزلتي كزميل
    Benim arkadaşımın peşinden gidip, itibarını kirletip sonrada çekip gidemezsin. Open Subtitles لا تستطيع ملاحقة أحد أصدقائي تلطخ سمعته ثم ترحل
    Yoksa mahremiyetine saygı duymalı, itibarını korumalı ve onu rahat mı bırakmalıyız? TED أم علينا أن نحترم خصوصيته ، نحفظ له كرامته ونتركه وشأنه ؟
    Bu onun itibarını falan sarsabilirdi, hepsi bu. Open Subtitles ربما ضرت سمعتها او شيء من هذا, هذا كل شي
    O belgelerde, kocamın itibarını zedeleyip, şirketi yıkacak bir şeylerin olduğundan emindi. Open Subtitles كان متيقناً من وجود شيء في المستندات سيلطخ سمعة زوجي وسيدمر عملنا
    Polisin itibarını düşüreceksinmiz ve mahkemenin onları aklamakla suçlanacakları için. Open Subtitles سوف تشوه سمعة البوليس و القصر الذى سيتم توجيه اللوم له لتركه الأمور تسير بهذا الشكل
    Evime gelip, birkaç soru sorup altında çalıştığım insanların itibarını yok edeceğimi düşünüyor ve saygı mı bekliyorsunuz? Open Subtitles تظنون بإمكانكم أن تأتو إلى منزلي و تطرحوا بعض الأسئلة و تجعلوني أدمر سمعة الرجال الذين أعمل معهم و أحترمهم؟
    İcabına baktım. Bu tür bir parti itibarını artırır veya yıkar. Open Subtitles هذا النوع من الحفلات يحقق سمعة طيبة أو يحطم سمعتك
    Elbette. ama sanırım her şeyi plâna göre uygularsak, tüm bunlar bittikten sonra bekâretini ve itibarını sana geri kazandırabiliriz. Open Subtitles بالطبع، لكن أظن أنه إن سار كل شئ كما هو مخطط له يمكنا أن نعيد لكِ سمعتك و عذوريتك
    Hala bu davadan çekilecek vaktin var, yoksa geriye kalan itibarını da yitireceksin. Open Subtitles لايزال الوقت أمامك لتنسحب من هذه القضية قبل أن تدمر ما تبقى من سمعتك
    Yoksa tüm projeler size kalsın diye onun itibarını sarsmanın bir yolu olmasın bu? Open Subtitles أم أنها وسيلة جيدة لتشويه سمعته بحيث يكون لديكِ كل المشروع لنفسك؟
    İnsan kendi itibarını zedeleyip suçlu damgasını yiyince, tıpkı bir hayvan gibi ormanda yaşamak zorunda kalır böyle. Open Subtitles لقد قام بتدمير سمعته لذا، أجبر أن يعيش في الغابة كالحيوان مع العار لكونه مجرم
    İtibarını geri kazanmalıydı, o da öyle yaptı ve başta hayal kırıklığına uğramış olsam da, zamanla bu tutumunu takdir ettim. TED كان عليه أن يسترد كرامته وفي البداية، مع أنني كنت محبطًا إلا أن هذا الموقف أعجبني
    İtibarını korumak için şu ara her şeyi yapabilir. Open Subtitles سوف تفعل أي شيء للحفاظ على سمعتها في الوقت الراهن.
    Bir beyefendi asla bir hanımefendinin itibarını tehlikeye atmaz. Open Subtitles وهو جدا قلق بخصوص صحتها الرجل المحترم لن يخاطر بسمعة سيدة
    İtibarını, kariyerini riske atmaya hazır mısın? Open Subtitles أجل أنتى مستعدة للمخاطرة بسمعتك ووظيفتك ؟
    Ben olsam, babamın itibarını düşünüp derhal sessiz sakin çeker giderdim. Open Subtitles لو كنت مكانك , بالتفكير فى كرامة والدك كنت ساغادر بهدوء
    Bir kadın olarak itibarımı bana verirken bir öğretmen olarak bütün itibarını yitirmiştin. Open Subtitles لاعطائي كرامتي كأمرأة فَقدت كُل كرامتك كمعلم
    Çoktan hak etmiş olduğu itibarını kendisine iade etmek adına Amerika Elektrik Mühendisleri Enstitüsü Tesla'yı, seçkin ödülleri olan Edison Madalyası ile ödüllendirmeye karar verdi. Open Subtitles في محاوله لنسب بعض الفضل اليه المعهد الامريكي لعلماء الكهرباء قرر منح تيسلا اعي وسام لديهم وهو ميداليه أديسون
    Ben, kişisel itibarını küresel bir ölçekte neredeyse aniden kaybeden ilk vakaydım. TED كنت الحالة الأولى لفقدان السمعة الشخصية على نطاق عالمي على الأغلب ، فورا .
    Böyle bir ortamda itibarını tehlikeye atmayacaktır. Open Subtitles و أعلم أنه لن يقامر بسمعته في مناسبه كتلك
    İtibarını düzeltirsek yaptığımız her şeyi sürdürme şansımız olur. Open Subtitles ، إذا عالجنا سُمعتك فسنُحافظ على كل ما فعلناه
    İki ateş arasında kalıp başarılarımı veya ailemin itibarını kaybetmek istemem. Open Subtitles أو لسمعة عائلتي أن تُصاب بأذي فى رُحىَ الحرب الدائرة بينكما
    Sen de itibarını kurtarırsın. Open Subtitles وانت حافظت علي ماء وجهك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more