"itici güç" - Translation from Turkish to Arabic

    • القوة الدافعة
        
    • قوة الدفع
        
    • الدفع الرئيسي
        
    Komuta/Manevra: En kısa sürede itici güç harekete geçirilecek. Peki, efendim. Open Subtitles من المحركات للتحكم إستعادة القوة الدافعة بأقصى سرعة ، حاضر سيدي
    Skor, yaptığınız katkının somut bir hâl almış bu ışık bazlı modellerin ardındaki itici güç. TED وتلك النتيجة هي القوة الدافعة وراء هذه المنحوتات الضوئية التي تمثّل تجسيدات مادية لإسهامك.
    Bayanlar ve baylar, İşte karşınızda Katolizmin ardındaki itici güç! Kardinal Glick. Open Subtitles السيدات والسادة معنا الكاردينال جليك القوة الدافعة وراء نجاح الكاثوليكية الباهر
    Destiny onun burada olduğunu bilmediği için yıldızın çekim kuyusu bizim itici güç sistemlerimizi aksattı. Open Subtitles لأن القدر لم تكن تعلم انه هنا ولكن جاذبية النجوم كانت تفعل قامت بتعطيل قوة الدفع لدينا
    Birşey Knightmare'in itici güç sistemindeki Sakuradite reaksiyonunu engelliyor. Open Subtitles شيء ما يتدخل في عملية تفاعل الساكوردايت داخل نظام الدفع الرئيسي للنايتماير
    Emoto, bütün bunlardaki itici güç olan düşünce veya niyete işaret eder. Open Subtitles و الآن , السيد إيموتو يتحدث عن قوة الفكرة أو النيّة بأنها القوة الدافعة لكل ذلك.
    Tüm bu topluluğun arkasındaki itici güç mercan resifleridir. Open Subtitles القوة الدافعة وراء هذا المجتمع الكامل هو الشقّ المرجاني.
    Bu projenin arkasındaki itici güç meslektaşım Shumulik London ve görüyorsunuz ki, tıpkı Salman’ın 90 yıl önce yaptığı gibi işin sırrı etrafınızı parlak insanlarla çevrelemek. Çünkü en sonunda, her şey insanlarla ilgili. TED القوة الدافعة وراء هذا المشروع هو زميلي شموليك لندن، وتشاهد تماما، مثل سلمان منذ حوالي 90 عاماً، البراعة أن تحيط نفسك بأشخاص أذكياء، لأنه في النهاية، أنها كلها بخصوص البشر.
    Aslında, bunun merkezinde olan ve gerçekten bunun arkasında itici güç olan bir teknoloji varsa o da makine öğrenimidir. Bu, inanılmaz güçlü, ortalığı karıştıran, ölçeklenebilir bir teknoloji. TED في الواقع، إذا كان هناك تقنيةً واحدةً يتمحور حولها كل هذا وأصبحت القوة الدافعة وراء ذلك. فهي تعلم الآلات، والتي أصبحت تقنيةً قويةً بشكل لا يصدق كما أنها مربكة وقابلة للتطوير.
    Sadece onların etrafındayken dili kullanmak gerekiyordu, çünkü dil ediniminde itici güç sizin için önemli olan insanların size ne söylediklerini anlayabilmek. TED ولكن ببساطة ان نستخدمها حولهم، لأن القوة الدافعة لإمتلاك اللغة هي في فهم ما يقوله الأخرون - المهمون لك- لك انت.
    Bütün insanların içindeki itici güç bu. Open Subtitles هذه هي القوة الدافعة في . جوهر كل إنسان
    Ne var ki grup içinde farklı kişilikler olur ve genellikle olayla ilgilenen bir kişi vardır, itici güç odur. Open Subtitles \u200fمع ذلك، حين تكون وسط مجموعة، \u200fتوجد شخصيات مختلفة \u200fوعادة يوجد شخص يتولى زمام المسؤولية، \u200fويصير القوة الدافعة.
    İtici güç normal, uçuş. Open Subtitles قوة الدفع تبدوة جيدة يا قيادة الرحلة
    Efendim, itici güç onarıldı. Open Subtitles سيدي ، لقد تم إستعادة قوة الدفع
    Bana 5 saniyelik, 1/4 itici güç hamlesi ver. Open Subtitles أعطني ربع قوة الدفع لمدة خمس ثوانٍ
    Yanlızca itici güç sistemi hala çalışıyor olmalı. Open Subtitles كل شيء تعطل ما عدا نظام الدفع الرئيسي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more