"itiraf etmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • للإعتراف
        
    • للاعتراف
        
    • الاعتراف
        
    • الإعتراف
        
    • أن تعترف
        
    • لأعترف
        
    • لتعترف
        
    Mahkûmlar, diğer adamın bedeninin parçalara ayrıldığını görünce, itiraf etmeye meyilli olurlarmış. Open Subtitles و بمجرد أن يرى السجين جسد الآخر يتمزق إلى قطع يكونون على أتم استعداد للإعتراف
    Buraya hep bunları itiraf etmeye gelirim. Open Subtitles أنا آتِ إلى هنا دائماً للإعتراف بخطيئتي الأصلية
    Ama senin Alaska'da yaptıklarınızı itiraf etmeye cesaretin var, öyle mi? Open Subtitles ولكن هل انت تملكين الجرأة للاعتراف عن ما تفعلونه في ألاسكا
    Kovboy filmlerini sevdiğimi itiraf etmeye alışık değilim. Open Subtitles حسناً ، أنا لست معتادة على الاعتراف لكني أحب الافلام الغربية
    Bu, daha önce hissettiğimi itiraf etmeye cesaret edemeyeceğim türden bir şey. Open Subtitles شيء لا أجرؤ على الإعتراف أني شعرت به سابقاً
    Aldığını biliyorsun ama itiraf etmeye korkacak kadar soysuz musun? Open Subtitles هل تعلم أنه اشتراها لكنك كالجبان تخشى أن تعترف ؟
    Lütfen sayın yargıç! Buraya itiraf etmeye geldim. O adam masum! Open Subtitles من فضل سيادتكم, أنا هنا لأعترف, هذا الرجل بريء
    Sonunda olduğunda, yükleme gerçekleştiğinde hata ettiğimizi itiraf etmeye hazır olacaktık. Open Subtitles عندمايُعادتحملينا, لنكُن مُستعدين للإعتراف أننا قد أخطائنا
    Eşinden ayrıldığını söylediği bölüm onu itiraf etmeye zorladığınız bölüm gerçek bir itirafa. Open Subtitles هل كان يبدو أنه يتركها أم كنت تدفعه للإعتراف.. إعتراف حقيقي؟
    Bunu itiraf etmeye utanıyorum ama bu yarışmayı kazanıp kıçlarına tekmeyi basmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا محرجة للإعتراف بذلك لكنني مصممة للفوز بهذا الشيء والتميز به
    İtiraf etmeye utanıyorum ama liseden mezun olmayı gerçekten istiyorum. Open Subtitles رائع أنا خجل نوعا ما للإعتراف بهذا الشئ ولكني حقا أريد التخرج من المدرسة
    Size itiraf etmeye geldi çünkü size âşıktı. Open Subtitles لقد جاء إليكِ للإعتراف ، لأنّه كان واقعاً في غرامكِ.
    Kocanız Emil Breton'u öldürdüğünüzü itiraf etmeye hazır mısınız? Sizi uyarıyorum. Open Subtitles أمستعدة للإعتراف بقتلكِ لزوجكِ "إيميل بريتون"؟
    Her şeyi itiraf etmeye karar verdiğinde bana haber ver. Open Subtitles أعلمني حين تغدو مستعدّاً للاعتراف بكلِّ شيء
    Onu gördüğünü itiraf etmeye meyilli tek insan Tre isimli genç. Open Subtitles والشخص الوحيد المستعد للاعتراف أنهم رؤوه
    Hollis'i alaşağı etmeye çalışırken seçim hilesinin ortaya çıkmasına da, her şeyi itiraf etmeye de hazırdım. Open Subtitles حين كنا نحاول التخلص من هوليس، كنت جاهزة للاعتراف بكل شيء، كل شيء فيما خص تزوير الانتخابات.
    Baksana, çok güzel. Bence çok yoruldun ve itiraf etmeye korkuyorsun. Open Subtitles اظن انك منهك لكنك خائف من الاعتراف بذلك؟
    Kimse narsist ve öfkeli bir genci alıp ondan bir Superman yaratmaya çalıştığını itiraf etmeye yanaşmıyor. Open Subtitles لا احد يريد الاعتراف بانه آوى مراهق مريض ونرجسي وأنهم حاولوا صنع رجل خارق آخر
    Belki sen istiyorsun ama itiraf etmeye korkuyorsun. Open Subtitles ربما و انت كذلك لكنك خائف من الإعتراف بذلك
    İtiraf etmeye utanıyorum ancak çok sarhoştum. Open Subtitles أخجل من الإعتراف بذلك ولكني كنت ثمل جداً.
    ...yalnızca geyikleri öldürmeyi sevdiğini itiraf etmeye de hevesli olman gerek. Open Subtitles -فعليك أن تعترف -أتريدُ بعضاً من هذا؟ أنّك تحب قتل الغزلان.
    Buraya Tanrıların ve kullarının huzurunda ihanetimi itiraf etmeye geldim. Open Subtitles أتيت أمامكم لأعترف بخيانتي يشهد علي الآلهة والناس
    Bunu itiraf etmeye bile cesaretin yok. Open Subtitles ليس لديك شجاعة لتعترف بهذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more