"iyi çocuk" - Translation from Turkish to Arabic

• ولد جيد
• فتى جيد
• فتى طيب
• فتى مطيع
• ولد جيّد
• ولد مطيع
• فتى صالح
• شاب جيد
• الفتى الجيد
• فتى لطيف
• رجل لطيف
• ولد طيب
• كلب مطيع
• فتي مطيع
• الولد الجيد

Sen iyi çocuk musun? Evet, sen iyi bir çocuksun. İşte sana balık.
هَلْ أنت ولد جيد نعم،أنت ولد جيد وأنت ستَحْصلُ على سمكة

Belki de tamamen yanılıyorumdur. Bu işin arkasında iyi çocuk olabilir.
رما كنت ابحث بشكل خاطئ ربما فتى جيد كان خلف الأمر

İyi çocuk. Chan, başını eğ. O kadar da zor değil.
فتى طيب ، احنى راسك يا شان هذا ليس صعبا ابطئ

İyi çocuk olup, biraz araştırırsın, değil mi?
يمكنك أن تصبح " فتى مطيع " وتسأل عنى .. صحيح؟

- İyi çocuk. - İyi bir yakalamaydı.
ولد جيّد - إلتقاطة رائعة -

Şimdi bana bir öpücük ver ve iyi çocuk ol.
و الآن اعطني قبلة و كن ولد مطيع

- Ve size karşı minnettar, efendim. - İyi çocuk.
وممتن جداً إليك في الحقيقة، سيدي ولد جيد

İyi çocuk! Söz dinleme dersleri işe yaradı
ولد جيد تدريب جيدِ لإطاعة الأوامر

Gel buraya. Kim iyi çocuk bakayım?
تعالي هنا.يا لة من ولد جيد

Evet, iyi çocuk. Ama metamfetamin işini sevmiyorum.
نعم، إنه فتى جيد لكن لا يعجبني هذا التوتر العصبي

Nathan Williams, iyi bir öğrenci, iyi çocuk, melek değil ama herkes onu severmiş, ve Müdür Yardımcısı onun ölümüne çok üzülmüş.
ناثان وليامز، طالب جيد,فتى جيد لَرُبَّمَا لَيسَ ملاكاً لكن مِنْ الذي أَسْمعُه كُلّ شخص أحبَّه

İyi çocuk! Şimdi şu şampiyonumuza bir bakalım.
فتى جيد , والآن لنلق نظرة الى الفائز

İyi çocuk. Sor bakalım üniformasını çıkartacak mıymış.
حسناً، فتى طيب للغاية اسأله ماذا سيفعل بزيّه العسكريّ

Evet. Benim de erkek kardeşim var. Aslında iyi çocuk ama beladan uzak duramıyor.
أجل, لدى أخُ صغير إنه فتى طيب, إنما

İyi çocuk olup bana bir sopa getirirsin değil mi?
كن فتى مطيع وأحضر لي عصا، هلا فعلت؟

İyi çocuk. Çok iyi eğitilmiş.
فتى مطيع إنه مدرب بشكل جيد

İyi çocuk.
ولد جيّد.

İyi çocuk. Sıktığım için özür dilerim.
هذا ولد مطيع اسف لاننى كنت اجذبك

Onun mekanı değil. O iyi çocuk.
لم يكن يريد الحضور انه ليس من هذا النوع انه فتى صالح

İyi çocuk, beladan uzak duruyor, ama geçen gün bir kavgaya karışmış.
شاب جيد.. يبتعد عن المشاكل لكن تورط بمشاجرة ذلك اليوم

Hadi, aşağıda iyi çocuk olabilirsin, ama burada gerek yok.
هيا، بإمكانك أن تكون الفتى الجيد بالأسفل، ليس هنا بالأعلى

İyi çocuk sanmıştım seni.
اعتقدت انك فتى لطيف

And Dağları'ndan dört aylık zorlu bir yolcuktan dönmüş. İyi çocuk.
عاد من رحلة مدتها 4 شهور في الانديز رجل لطيف

Annem sana iyi çocuk dediği için geldim buraya.
كلا , أنا هنا لأن والدتي قالت لي أنك ولد طيب جداً

İyi çocuk. İyi çocuk.
يالك من كلب مطيع

İyi çocuk, değil mi?
فتي مطيع ، صحيح ؟

İyi çocuk.
الولد الجيد