"iyi şeylerin" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأشياء الجيدة
        
    • اشياء افضل
        
    Bob Kelso söz konusu olduğunda,... yaptığı iyi şeylerin bile... sebebinin kötü olduğunu biliyorum. Open Subtitles على قدر الذي ذهب معه ذلك الوم أعلم أحياناً حتى الأشياء الجيدة التي يفعلها للاشخاص الخطأ
    Efendim, bazen iyi şeylerin gerçekleşmesi için bir başkan yardımcısının kötü şeyleri yapması gerekir. Open Subtitles سيدتي، نائبة الرئيس أحياناً يَجِبُ أَنْ نعمل الأشياء السيئة لجَعْل الأشياء الجيدة تَحْدثُ.
    Maalesef ki kabul etmeliyim, tüm iyi şeylerin bir sonu vardır. Open Subtitles للأسف , توجب علي قبول أن لكل الأشياء الجيدة نهاية
    Hikâyem hayatımdaki bütün iyi şeylerin başladığı yerde başlıyor. Open Subtitles وبدأت في مكان كل الأشياء الجيدة في حياتي يبدأ.
    Kamyonetin kasasına oturup saçmalıklarımı dinlemek yerine yapacak daha iyi şeylerin vardır kesin. Open Subtitles انا متأكد انه لديك اشياء افضل لفعلها افضل من الجلوس خلف شاحنة وفقط تسمعين ثرثرتي
    Düşünecekleri daha iyi şeylerin olduğunu. Open Subtitles بأن لديهم اشياء افضل ليفكروا بها
    Yaptığı iyi şeylerin hatırlanmasını istiyorum çünkü o söyledikleri kötü şeyleri yapmadı. Open Subtitles اريد أن نتذكر الأشياء الجيدة التي فعلها لأنه لم يرتكب الأشياء السيئة التي يقولون إنه فعلها
    Ben şahsen, iyi şeylerin, iyi insanların başına geldiğine inanmak istiyorum. Open Subtitles شخصيًا, أحب أن أعتقد أن الأشياء الجيدة تحدث للبشر الطيبون
    Ben iki hayvanla birlikte tek olarak... iyi şeylerin yaklaştığına anlamına geliyormuş. Open Subtitles أنا كنت حيوانين مجموعين كواحد... اعنى ان الأشياء الجيدة تأتي.
    Sadece iyi şeylerin olacağına inanan iyimserler ve kötü şeylerin olacağına inanan kötümserler var. Durumu iyi olanlar da kötü olanlar da bunun daha önceden ayarlanmış, paylaştırılmış ve son derece değiştirilebilir bir güç paylaşımı olduğundan ziyade ellerindekilerin hakettikleri olduğunu düşünüyorlar. TED وهناك السذج الذين يؤمنون أن الأشياء الجيدة تحدث هكذا وهناك الساخرون الذين يؤمنون أن الأشياء السلبية تحدث هكذا، والمحظوظون والتعساء بالمقابل من يظنون أن حظهم ببساطة هو ما يستحقونه عوضا عن نتيجة واضحة قابلة للتغيير لترتيب مسبق، أو توزيع موروث للقوة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more