Biraz önce hastanedeydim. Doktor iyi olduğumu söyledi. Kalıcı bir hasar yokmuş. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمستشفى و قال الطبيب أنني بخير لا يوجد ضرر دائم |
Seni arayıp iyi olduğumu söylemeliydim. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أتصل بك و أعلمُك أنني بخير |
"Sevgili anne ve baba size bu mektubu yazmama ve iyi olduğumu söylememe izin verdiler. | Open Subtitles | أبي وأمي الأعزاء لقد قالوا بأني أستطيع الكتابة لكم وأخبركم أني بخير |
Eğer bu kadar uzun süre gitmiş olduğumu bilseydim, arardım ışınlanırdım ya da bir şekilde iyi olduğumu bildirirdim. | Open Subtitles | لو عرفت بأنني غبت طويلاً، لقُمتُ بالإتصال أو انتقلت إليكم أو بطريقة ما أخبركم بأنني بخير |
Hepsini açıklayıp kontrolden filan çıkmadığımı ve çok iyi olduğumu anlatabilirim. | Open Subtitles | و كان باستطاعتي تفسيره و إعلامها أنّي لستُ فاقد السيطرة و أنّي بخير في الواقع |
Yeteri kadar iyi olduğumu ispatlamak istemiştim. | Open Subtitles | ولم أرد أن اجرح مشاعرك لكن 00 كنت أريد أن اثبت أنني جيدة بما يكفي |
Biraz süre verdiler,ve geri geldim, yüzüme gülücük koydum, ve herkes iyi olduğumu zanneti. | Open Subtitles | أعطونياجازةلبعضالوقت, وعندماعدت,وضعت بسمة علىوجهي, و الجميع ظن أنني بخير |
İyi olduğumu söyleyemeceğim, ama yapabildiğim her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لا أستطيع ان أقول أنني بخير لكن سوف أفعل ما بوسعي |
Tekrar dövüşerek buradaki insanlara iyi olduğumu kanıtlamam gerek. | Open Subtitles | أنوي التنافس من جديد لأثبت للجميع أنني بخير ولم أصب |
Yetimhanedeyken bakıcılara hep şarkı söylerdim, böylece iyi olduğumu bilirlerdi. | Open Subtitles | يمكنني أن أغني لك لقد اعتدتُ أن أغني للراهبات في الملجأ حتى يعلموا أنني بخير |
Bu sabah çocukları, sakin olmaları ve benim de iyi olduğumu söylemek için aramıştım. | Open Subtitles | سابقاً اليوم , كنت أهاتف أبنائي لأؤكد لهم بطمأنينة أنني بخير هذه ربما آخر مرة أتكلم معك |
Ben birkaç saat önce Dr Brightman tarafından incelendim. İyi olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد تم فحصي بواسطة الدكتوره برينجتون قبل ساعتين مضت , لقد قالت أني بخير |
Aslında eve bir telefon açıp aileme iyi olduğumu söylemek isterim. | Open Subtitles | حسنا، أود أن أهاتف عائلتي لأخبرهم أني بخير |
O kağıdı imzalayıp hakime iyi olduğumu söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكِ أن توقعي تلك المستندات و تقولين للقاضي بأنني بخير |
Ailemi görmek, iyi olduğumu göstermek için ne olsa yapardım. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيءٍ لأرى والديّ، واعلمهما أنّي بخير. |
Yani, Sam her zaman bana göz kulak oldu ve mutfakta iyi olduğumu biliyorum, ama... | Open Subtitles | أعني ، سام دائما تقوم برعايتي ، و اعلم أنني جيدة في المطبخ ، ولكن |
Ama biliyorsunuz eğer... bir süre burada takılı kalırsam, iyi olduğumu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لكننى .. قد أضطر للبقاء هنا لفترة أطول أريد أن تعلموا أننى بخير |
Pekala, sadece ona iyi olduğumu ve tekrar işe dönebileceğimi söyle. | Open Subtitles | حسنا فقط اعلمه انني بخير واستطيع العودة للعمل |
Beki onları arayıp iyi olduğumu haber vermeliyim. Bu da neyin nesi? | Open Subtitles | لكن ربما يجب ان اتصل به لأعلمه اننى بخير |
İyi olduğumu söylemek için aradım. Ve bu hafta sana, bir miktar para yollayacağım. | Open Subtitles | أنا فقط أكلمك لأخبرك بأني بخير وسوف أرسل لك بعض المال قريبا |
Anneme git ve iyi olduğumu söyle. | Open Subtitles | أذهبى إلى أمى و أخبرها أنى بخير |
Hayır, işimle ilgili. Yaptığım işte iyi olduğumu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | بخصوص عملي ، أريدك أن تخبرني أني جيد فيما أفعله |
Dönüp gitme konusunda iyi olduğumu biliyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أن كلانا يعلم أنني جيد في الانسحاب |
Daha öncede iyi olduğumu söyledin. | Open Subtitles | ربّما تكون على ما يرام. قلتِ أنّني بخير من قبل، هيّا. |
Ama bana çok daha iyi olduğumu söylemesi her şeye değdi. | Open Subtitles | لكن عندما أخبرتني أنني أفضل منك بكثير عوضني هذا عن الصدمة |
İngiltereden onca yolu beni işe alabilmek için ne kadar iyi olduğumu görmeye gelmediniz. | Open Subtitles | أنتم لم تأتوا من ذلك الطريق الطويل لتقرروا ما إذا كنت جيدة بمافيه الكفاية لتدخلوني بينكم |