"iyidir" - Translation from Turkish to Arabic

• جيد
• بخير
• أفضل من
• جيدة
• الأفضل
• الجيد
• افضل
• جيّد
• الافضل
• بارع
• خير
• جيّدة
• جيده
• بارعة
• جيدون

Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız.
و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر

Zihinsel uyarı için bir kitap iyidir ama nefret ettiğim bir şey varsa o da çok miktarda nüsha ile sokaklarda uğraşmaktır.
ان الكتاب شئ جيد لتنبيه العقل لكن, لو كان هنا شيئا احتقره , هو المعاناة فى الشوارع حاملا كميات كبيرة من المطبوعات

Umarım, her neredeyse iyidir ve yeni arkadaşları vardır. Geceleri uyumakta zorlanıyorum.
وأمل أينما يكون أن يكون بخير و أن يكون له أصدقاء جدد

ancak bu demek değildir ki daha fazla seçim bazı seçimlerden daha iyidir.
لكن لا يتبع ذلك أن وجود خيارات أكثر أفضل من وجود ختارات محدودة.

- Piyano çalıp, tenis oynayabiliyorum. - Evet, çok iyidir.
واستطيع العزف على البيانو ولعب التنس نعم، هي جيدة حقيقية

Doğru anladıysam, beyefendi; yalan söylemek, yalan söylenmesine izin vermekten daha iyidir.
فهمتك يا سيدي من الأفضل أن تكذب على أن نسمح بإنتشار الأكاذيب

Sevimli sayılır. Havadan sudan sohbeti es geçmek iyidir belki de.
إنه لطيف , من الجيد إنه يتغيب عن كل ذلك الحديث

Eski kocandan iyidir. En azından iyi bir işi var.
هو أفضل من زوجكِ السابق هو حصل على عمل جيد

Onu dinleme, oğlum. O tekne iyidir. Benim ilk teknemdi.
لا تصدقه ,هذا القارب جيد لقد كان أول قارب لي

- Tanrım. - Endişelenecek bir şey yok. Eminim tatları iyidir.
لا شئ تقلق حياله أنا متأكد أن المذاق ما زال جيد

Belki o iyidir, ahbap. Belki de 911'i aramalıyız ya da--
ربما كانت بخير يا صديقي ..ربما علينا الاتصال بالرقم 911 أو

Durumu iyidir, kendine dikkat edebilir.
انه بخير, انه يمكنه ان يعتنى بنفسه لا يوجد ما تقلقى بشأنه

Ama ilkinden daha iyidir... Çünkü aynı hisleri hala duyuyorsundur...
و لكنها أفضل من الأولى لأنك مازلت تشعرين بنفس الإحساس

Nasıl biri? İyi biri. Onun için deliriyor, yani sanırım bu iyidir.
إنها جيدة , أعني أنها مجنونة به لذا أعتقد بأن ذلك جيد

İhtiyacınız olduğunda, vardiyanızda sizin yerinize kalır. Müşterilere karşı çok iyidir.
قد تتولى ورديتك لو احتجت إلى ذلك جيدة التعامل مع الزبائن

Bazen kaybetmek daha iyidir ellerinde o kadar çok kan olmasından.
أحيانا من الأفضل فقد الدمّ من على يديك أكثر من إكثارة

Söylediğin hiçbirşeye inanmıyorum. - Belki de böyle daha iyidir.
لم أصدق أي شيئ قلته من الأفضل إتباع تلك الطريقة

Klasiklerin baska bir dostuna sahip olmak her zaman iyidir.
من الجيد دائماً الحصول على صديق .آخر من الأدب الكلاسيكي

Verici iliği ile alıcının DNA'ları aynı ise olasılıklar daha iyidir.
يكون الوضع افضل اذا كان المتبرع بالنخاع يملك نفس الجينات الوراثية

etrafınızdaki dünyayının fazlasını anlayabilmeniz için sadece daha iyidir. ve sizin iletişim kurdugunuz insanları, ve öğrendiklerinizi hatırlamanız
إنّّه لأمْرٌ جيّد أن تكون قادراً على فهم العالم من حولك بصورة أكبر والناس الذين تتواصل معهم، وتذكُّر ما تعلّمته.

Zafer günlerinde yaşamak onlar hiç olmamış gibi davranmaktan daha iyidir.
من الافضل ان نتصرف ولو لم يكن شيء في الماضي لنا

Çok sabırlıdır. Oyuncuların eksiklerini analiz etmekte de çok iyidir.
و هو صبور جداً و بارع في تحليل أخطاء اللاعبين

Hiç olmamasındansa kısa süreli olması daha iyidir, değil mi?
أن تختبره بشكل عابر خير من ألا تختبره أبداً، صحيح؟

Ama gerçek şu ki, doğa, ölüm işinde gerçekten iyidir.
لكنّ الحقيقة هي أنّ الطبيعة جيّدة، جيّدة جدًا في الموت.

Basit bırakmak her zaman iyidir.
الاشياء تبدو دائما جيده لو اتخذت منحى ابسط

Annem bir şeyler almada iyidir ama iş satmaya gelince hiç iyi değildir.
كانت أمّي بارعة في شراء الأغراض و لكنها فاشلة في بيعها

Federallerin dişçisi çok iyidir.
إنّ المحقّقين الإتّحاديين جيدون حول عملِ الأسنانِ.