Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
Zihinsel uyarı için bir kitap iyidir ama nefret ettiğim bir şey varsa o da çok miktarda nüsha ile sokaklarda uğraşmaktır. | Open Subtitles | ان الكتاب شئ جيد لتنبيه العقل لكن, لو كان هنا شيئا احتقره , هو المعاناة فى الشوارع حاملا كميات كبيرة من المطبوعات |
Umarım, her neredeyse iyidir ve yeni arkadaşları vardır. Geceleri uyumakta zorlanıyorum. | Open Subtitles | وأمل أينما يكون أن يكون بخير و أن يكون له أصدقاء جدد |
ancak bu demek değildir ki daha fazla seçim bazı seçimlerden daha iyidir. | TED | لكن لا يتبع ذلك أن وجود خيارات أكثر أفضل من وجود ختارات محدودة. |
- Piyano çalıp, tenis oynayabiliyorum. - Evet, çok iyidir. | Open Subtitles | واستطيع العزف على البيانو ولعب التنس نعم، هي جيدة حقيقية |
Doğru anladıysam, beyefendi; yalan söylemek, yalan söylenmesine izin vermekten daha iyidir. | Open Subtitles | فهمتك يا سيدي من الأفضل أن تكذب على أن نسمح بإنتشار الأكاذيب |
Sevimli sayılır. Havadan sudan sohbeti es geçmek iyidir belki de. | Open Subtitles | إنه لطيف , من الجيد إنه يتغيب عن كل ذلك الحديث |
Eski kocandan iyidir. En azından iyi bir işi var. | Open Subtitles | هو أفضل من زوجكِ السابق هو حصل على عمل جيد |
Onu dinleme, oğlum. O tekne iyidir. Benim ilk teknemdi. | Open Subtitles | لا تصدقه ,هذا القارب جيد لقد كان أول قارب لي |
- Tanrım. - Endişelenecek bir şey yok. Eminim tatları iyidir. | Open Subtitles | لا شئ تقلق حياله أنا متأكد أن المذاق ما زال جيد |
Belki o iyidir, ahbap. Belki de 911'i aramalıyız ya da-- | Open Subtitles | ربما كانت بخير يا صديقي ..ربما علينا الاتصال بالرقم 911 أو |
Durumu iyidir, kendine dikkat edebilir. | Open Subtitles | انه بخير, انه يمكنه ان يعتنى بنفسه لا يوجد ما تقلقى بشأنه |
Ama ilkinden daha iyidir... Çünkü aynı hisleri hala duyuyorsundur... | Open Subtitles | و لكنها أفضل من الأولى لأنك مازلت تشعرين بنفس الإحساس |
Nasıl biri? İyi biri. Onun için deliriyor, yani sanırım bu iyidir. | Open Subtitles | إنها جيدة , أعني أنها مجنونة به لذا أعتقد بأن ذلك جيد |
İhtiyacınız olduğunda, vardiyanızda sizin yerinize kalır. Müşterilere karşı çok iyidir. | Open Subtitles | قد تتولى ورديتك لو احتجت إلى ذلك جيدة التعامل مع الزبائن |
Bazen kaybetmek daha iyidir ellerinde o kadar çok kan olmasından. | Open Subtitles | أحيانا من الأفضل فقد الدمّ من على يديك أكثر من إكثارة |
Söylediğin hiçbirşeye inanmıyorum. - Belki de böyle daha iyidir. | Open Subtitles | لم أصدق أي شيئ قلته من الأفضل إتباع تلك الطريقة |
Klasiklerin baska bir dostuna sahip olmak her zaman iyidir. | Open Subtitles | من الجيد دائماً الحصول على صديق .آخر من الأدب الكلاسيكي |
Verici iliği ile alıcının DNA'ları aynı ise olasılıklar daha iyidir. | Open Subtitles | يكون الوضع افضل اذا كان المتبرع بالنخاع يملك نفس الجينات الوراثية |
etrafınızdaki dünyayının fazlasını anlayabilmeniz için sadece daha iyidir. ve sizin iletişim kurdugunuz insanları, ve öğrendiklerinizi hatırlamanız | TED | إنّّه لأمْرٌ جيّد أن تكون قادراً على فهم العالم من حولك بصورة أكبر والناس الذين تتواصل معهم، وتذكُّر ما تعلّمته. |
Zafer günlerinde yaşamak onlar hiç olmamış gibi davranmaktan daha iyidir. | Open Subtitles | من الافضل ان نتصرف ولو لم يكن شيء في الماضي لنا |
Çok sabırlıdır. Oyuncuların eksiklerini analiz etmekte de çok iyidir. | Open Subtitles | و هو صبور جداً و بارع في تحليل أخطاء اللاعبين |
Hiç olmamasındansa kısa süreli olması daha iyidir, değil mi? | Open Subtitles | أن تختبره بشكل عابر خير من ألا تختبره أبداً، صحيح؟ |
Ama gerçek şu ki, doğa, ölüm işinde gerçekten iyidir. | TED | لكنّ الحقيقة هي أنّ الطبيعة جيّدة، جيّدة جدًا في الموت. |
Basit bırakmak her zaman iyidir. | Open Subtitles | الاشياء تبدو دائما جيده لو اتخذت منحى ابسط |
Annem bir şeyler almada iyidir ama iş satmaya gelince hiç iyi değildir. | Open Subtitles | كانت أمّي بارعة في شراء الأغراض و لكنها فاشلة في بيعها |
Federallerin dişçisi çok iyidir. | Open Subtitles | إنّ المحقّقين الإتّحاديين جيدون حول عملِ الأسنانِ. |