| Hepimiz kalbimizde bir acının olmasının ne anlama geldiğini ve iyileşmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. | TED | نحن جميعا نعرف ما يكون عليه الألم في قلوبنا، وكلنا نعلم كم أنّ الشفاء مهم. |
| Şimdi, kımıldama. Acı çekme, iyileşmenin göstergesidir. | Open Subtitles | إستلقي ثابتاً الآن فالشعور بالألم هو علامة على الشفاء |
| Doğrusunu yaptın. Affetmek iyileşmenin ilk adımıdır. | Open Subtitles | فعلتِ الصواب, التسامح هو أول خطوة في طريق الشفاء |
| Sadece dönmek için en kısa zamanda iyileşmenin yolunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كل ما أفكر فيه هو التعافي للرجوع بأقصى سرعة ممكنة |
| Travmadan iyileşmenin saldırganın yanlışını kabul ettiğinde başladığını biliyoruz. | TED | ونعلم من الصدمة أن التعافي بدأ عندما يعترف الجاني بذنبه |
| Göreceli olarak hızlı bir iyileşmenin ardından toplulukta büyük bir değişim görebilirsiniz. | TED | ما ترونه هو تغير كبير في طبيعة المجتمع ، يتبعه تمثال للشفاء بشكل سريع نسبيا. |
| Hayır, iyileşmenin yemek zamanı olacağını düşünüyordum.. | Open Subtitles | لا، في الواقع كنتُ أفكر بأن الشفاء يجب أن يحدث في العشاء |
| İyileşmenin ve bağışlamanın böylesine önemli olduğu bir şeyin parçası olduğum için öyle minnettarım ki. | Open Subtitles | انا مُمتنٌ لكون جزءاً من شئ ما حيثُ يكون الشفاء والمسامحة مُهمين |
| Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez. | TED | لأن شفاءك لا يبدأ بنهاية عملية الشفاء. |
| Hanımefendi, hızlı iyileşmenin anahtarı, daha az sızlanma, daha fazla inlemedir. | Open Subtitles | سيدتي, مفتاح الشفاء العاجل هو أنين أقل, جماع أكثر! |
| Zor olduğunu biliyorum, ama acı verdiğiniz insanlarla uzlaşma, iyileşmenin yoludur. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل ولكن يجب اتخاذ تلك الخطوة من أجل تحقيق المصالح مع أكثر الناس المتضررين من ادمانكم ذلك الباب من اجل الشفاء |
| İyileşmenin zamanını yarıya indiririm ve bu sırada antrenman da yapabilirsin. | Open Subtitles | هذا سيحتصر وقت الشفاء إلى النصف - و بامكانك التدرب في الوقت الراهن |
| Ama eğer ilk haftaları ve ayları atlatabilmişseniz ve iyileşmenin mümkün olduğuna inanabilmişseniz o zaman hayatınıza devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | الأولى والأشهر الأسابيع تجاوز من تمكّنت إذا ولكن ... الشفاء بإمكانية وآمنت ... حياتكتستعيدأن يمكنكفعندها |
| "Kabul etme", iyileşmenin ilk adımıdır. | Open Subtitles | الإعتراف هو الخطوة الأولى في الشفاء. |
| Başarılı bir iyileşmenin en önemli noktası hayatın hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını anlamaktır. | Open Subtitles | إن أهم نواحي الشفاء الناجح هو ... معرفة أن الحياة لن تظل دوماً نفسها |
| Şimdi iyileşmenin üstesinden gelmek gerek! | Open Subtitles | والآن كيف انسى الشفاء |
| Mucizevi bir iyileşmenin vakti geldi mi? | Open Subtitles | وقت الشفاء الإعجازي؟ |
| İyileşmenin bir parçası da hastaları cesaretlendirmek. Cinayet fantezileri için. | Open Subtitles | ذلك جزء من التعافي نحن نشجع هذا النوع من |
| Uygun bir şekilde bakımı yapıldıktan sonra tamamen zihinsel ve fiziksel iyileşmenin aksini düşünmeye gerek yok. | Open Subtitles | وبتوفير العناية اللائقة، يمكننا التأكد من التعافي التام جسدياً وعقلياً |
| Eğer kaslarını çok fazla zorlarsa, kaslarının iflas etmesi ve iyileşmenin ötesinde bir durumun olması ihtimali var | Open Subtitles | يتمكنوا من مساعدته وستكون جراحه غير قابلة للشفاء |
| İyileşmenin erken döneminde güven çok önemlidir. Gerçekten başka sebeplerle kilo aldı. | Open Subtitles | الثقة أمر هام للشفاء العاحل لقد زاد وزنه بشكل عادي حقاً |