daha büyük bir iyiliğe ulaşmak için bir taraf gerçeği çarpıtabilir. | Open Subtitles | عند واحد يجب التحايل على الحقيقة من أجل خدمة الصالح العام. |
Hayır, lanet bir iyiliğe ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | ثم ، تقول ، دعني أرى إبنتي؟ لقد كنت تريد خدمة لعينة، ومرة أخرى |
Çok kötü değil, ama biraz pahalı, bu yüzden bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | ليس سيئاً، ولكنه ربما غالياً، ولهذا أحتاج لمعروف ما |
Size yapmakta olduğum iyiliğe karşılık bana bu iyiliği yapacaksınız. | Open Subtitles | هذا معروف ستقدمه لي مقابل المعروف الذي أقدمه لك بالفعل. |
Hey, dostum, başka bir iyiliğe ihtiyacım var. Aah. Aah. | Open Subtitles | مرحبا, يا صديقي , أحتاج معروفاً آخر لحسن حظك الرصاصة |
Ona yaptığım bir iyiliğe karşı bana bunu vermişti. | Open Subtitles | كانت وصيته أن تكون الولاعة لى وذلك لخدمة قد أديتها له |
Daha yeni tanıştığımızı biliyorum ama büyük bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | انظري,أعلم أننا تقابلنا للتو,لكني أريد منكِ خدمه.. خدمة كبيره |
Yine de Küçük bir iyiliğe ücretimi düşürebilirim. | Open Subtitles | ثم سأقوم بتغيير قراراتي المعتادة مقابل خدمة صغيرة |
İyiliğe ihtiyacı var. Bir kız var. | Open Subtitles | يحتاج إلى خدمة هناك فتاة، إحدى المعاونات |
Neyse, bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | اللعنة , على أي حال , أنا أحتاج منكم خدمة |
Şimdi bir iyiliğe daha ihtiyacım var. | Open Subtitles | مقطوراتك وأكون شاكرة والآن كل ما أحتاج خدمة |
Bir iyiliğe ihtiyacım var. Bir dostumu işe alman lazım. Maaşını ben öderim. | Open Subtitles | اسمع، أنا بحاجة إلى خدمة منك، أريد منك أن توظف صديقة لي، سأدفع أنا مرتبها |
Belki idare edebilirim, Ama sizden küçük bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | لربّما أستطيع استبدالها، لكنّي سأحتاج لمعروف صغير منكِ. |
- Elbette benim durumumda bir hanımın zaman zaman iyiliğe ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال سيدة بمنصبي ستحتاج لمعروف من أنٍ لأخر |
-Bir iyiliğe ihtiyacım var. Bana bir tek sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أريد معروف, و أنت الوحيدة التي يمكنها مساعدتي, هل ستراقبين الطفل عني الليلة؟ |
- Bir iyiliğe ihtiyacım var. - Hayır. | Open Subtitles | أريد معروف لا, لن أساعدك للحصول على موعد |
Ama babacığının, bir iyiliğe ihtiyacı var. Anneye bir mesaj iletmeni istiyorum, olur mu? | Open Subtitles | لكن أبوك يريدك أن تسدي له معروفاً أريدكِ أن توصلي رسالي إلى أمكِ ، حسناً؟ |
- Dinle, bana geldin ve iyiliğe ihtiyacın olduğunda dostum olduğunu söyledin. | Open Subtitles | اسمع، أتيتَ إليّ وقلتَ أنّي صديقك عندما احتجت لخدمة |
Dur tahmin edeyim, bir iyiliğe daha ihtiyacınız var. | Open Subtitles | دعني اخمّن، تحتاج لمعروفٍ آخر. |
Senden gelecek hiçbir iyiliğe ihtiyacı yok onun. | Open Subtitles | انا اقدم له خدمه حسناً ، انه لا يريد اي خدمةٍ منكِ |
Bir iyiliğe ihtiyacım var. Bunu güvenli bir yere koy. | Open Subtitles | أريد معروفا منكِ ضعي هذه في مكان آمن لفترة |
Hey, hazır senle burdayken küçük bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | اسمع، بما أنّكَ هُنا، فلربّما أحتاج معروفًا منكَ. |
Oysa mütevazilik ve hakiki sevgi ile, en büyük en kuvvetli güç, iyiliğe hizmet eden bir araç olacaktır. | TED | من خلال التواضع والحب القويّ، بشكلٍ آخر، تصبح السلطة، العليا والأقوى، خدمةً ودافعاً للخير. |
Ann, bir iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً، "آن" أحتاج لصنيع |
Tam anlamıyla eşit, iyiliğe karşı iyilik. | Open Subtitles | بالتساوي، صنيع مقابل صنيع، |
Onu iyiliğe bağlayan, içindeki insan yanını uyandıran tek şeyi çıkararak: | Open Subtitles | سنُبعِد الشيء الوحيد الذي يُضعِف نصفه البشري الشيء الذي جعله يتمسك بالخير: |
Sen iyi olansın ve hayatımda biraz olsun iyiliğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنت صالحة، وإنّي أحتاج قليلًا من الصلاح في حياتي. |