| Pekala sen dürüst oldun ben de iyiliğinin karşılığını vereceğim. | Open Subtitles | حسنًا، لقد كنتِ صريحة، لذا سأقوم بردّ المعروف. |
| Bana her zaman baktın. Bu iyiliğinin karşılığını vermeme izin ver. | Open Subtitles | لطالما اعتنيت بي، فاسمح لي بردّ المعروف. |
| İyiliğinin karşılığını vermek istedim. | Open Subtitles | بالطبع . أنا أردت أن أرد الجميل |
| İyiliğinin karşılığını veriyorum, tabii vaktin varsa. | Open Subtitles | وأنا أرد الجميل إن كان لديك وقت |
| Hayır, bu dev beni öldürmeye çalıştı. İyiliğinin karşılığını vermeliyim. | Open Subtitles | لا، حاول هذا الغول قتلي ويجب أنْ أردّ له الصنيع |
| Ne yaptığını bilmiyorum ama iyiliğinin karşılığını vermek isterim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عنك لكنّي أودّ أن أردّ عليك الجميل |
| İyiliğinin karşılığını veririm. | Open Subtitles | لكنني سأخبرك إن سألتني أستردّ لي الجميل؟ |
| Pekala sen dürüst oldun ben de iyiliğinin karşılığını vereceğim. | Open Subtitles | حسنًا، لقد كنتِ صريحة، لذا سأقوم بردّ المعروف. |
| Bana her zaman baktın. Bu iyiliğinin karşılığını vermeme izin ver. | Open Subtitles | لطالما اعتنيت بي، فاسمح لي بردّ المعروف. |
| İyiliğinin karşılığını vereyim. | Open Subtitles | دعني أرد الجميل لا أستطيع التصديق أنكَ (كونراد هيلتون) |
| - Bir ara bu iyiliğinin karşılığını vermek isterim. | Open Subtitles | -أود أن أرد الجميل في وقت ما |
| Bugün birden çıkageldin ben de iyiliğinin karşılığını ödeyeyim istedim. | Open Subtitles | زرتني اليوم دون سابق إنذار، أردّ لك الجميل |
| En azından bu iyiliğinin karşılığını verebilirim. | Open Subtitles | أقلّ ما يمكنني فعله هو أنْ أردّ الصنيع |
| Bana sataştıklarında yardım etmiştin bana. Sadece iyiliğinin karşılığını veriyorum, Sean. | Open Subtitles | -ساعدتني في محنتي، وأنا أردّ لك المعروف |
| İyiliğinin karşılığını veririm. | Open Subtitles | لكنني سأخبرك إن سألتني أستردّ لي الجميل؟ |