"izafi" - Translation from Turkish to Arabic

    • النسبي
        
    • النسبية
        
    • صِلة
        
    • نسبي
        
    Çok komik, çünkü izafi konumumuz hakkında, önceki tartışmamızın konusu olan durumsal ahlaka gönderme yapan bir espiri yaptın. Open Subtitles هذا مضحك لأنك قمت بمحة بناءاً على الموضع النسبي و الذي يناسب موضوعياً
    Uzayda zaman ve izafi boyutlar. Evet, buydu. Open Subtitles "الزمن و البعد النسبي في الفضاء" نعم، هذا هو ..
    Bilim adamları buna izafi sayı çokluğu diyor. Open Subtitles يُطلق عليه العلماء التناسق النسبي
    T-A-R-D-I-S. Uzaydaki zaman ve izafi boyut. Open Subtitles إنها الحروف الأولى من جملة الزمن والأبعاد النسبية فى الفضاء
    Genç Einstein için bile tüm bu izafi hareketleri hesaplayabilmek için mutlak bir ölçü hayal edebilmek oldukça güçtü. Open Subtitles كان من الصعب حتى على آينشتاين الشاب تخيُل ثابت مطلق لقياس كل هذه الحركات النسبية في مقابله
    "Gerçek" izafi olsa bile iyi ve kötü izafi değildir. Open Subtitles حتّى لو الصدق كما أسميتها بـ"ذا صِلة"، الجيّد والسيّء ليسا ذا صِلة.
    Kızınızın kimliği olan yüzünü çıkarmak ve onu size izafi olarak yabancı birine transfer etmek... her ikiniz için de, Hannah'ı yalnız bırakmanıza yol açacak bir felaket olabilir. Open Subtitles إزالة وجهِ بنتِكِ، هويتها، ويُحوّلُه إلى غريب نسبي يُمكنُ أَنْ يَكُونَ كارثة لَك كلتا، ناهيك عن هانا.
    Zaman ve Uzaydaki İzafi Boyut. Open Subtitles الوقت و البعد النسبي في الفضاء
    Zaman ve Uzaydaki İzafi Boyut. Open Subtitles الزمن و البعد النسبي في الفضاء
    Uzaydaki zaman ve izafi boyut. Open Subtitles الوقت والبعد النسبي في الفضاء
    Uzaydaki zaman ve izafi boyut. Open Subtitles الزمن و البعد النسبي في الفضاء "تارديس"
    ...ve Uzaydaki İzafi Boyut. Open Subtitles و البعد النسبي في الفضاء
    Einstein dünya için, kozmosun tüm devinimleri içerisindeki tüm izafi devinimler arasında sağlam sütunu oluşturan mutlak sistemi bulmuştu. Open Subtitles وجد آينشتاين إطاره المطلق للعالم عمود قوي وسط كل الحركات النسبية من بين حركات الكون
    Zaman genleşmesi diye bilinen izafi bir etki nedeniyle olsa bile, galaktik zamana göre saatlerimiz yavaşlıyor gibi görünebilirdi, galaksinin evriminin hızlandırılıp bizi vurması gibi görünüyor olabilirdi, kara delik tarafından ezilip ölüme mahkum edilmeden hemen önce. TED و رغم أنه، نتيجة لمفعول نسبي يعرف بتمدد الوقت، سيبدو و كأن ساعاتنا تبطئ بالنسبة للوقت المجري، سيبدو و كأن تطور المجرة قد تسرع ثم قذف إلينا، قبيل سحقنا المميت من قبل الثقب الأسود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more