"izin verelim" - Translation from Turkish to Arabic

• أن نترك
• أن ندعه
• دعوا
• ندعهم
• لندع
• لنتركهم
• ان مو تشى
• وندعه

Böyle şeylerin olmasına izin verelim ve hiçbir sik yapmayalım.
يجب أن نترك هذه الأشياء تحدث ولا نفعل شىء حيالها

Yavrularını korumak istiyor, derim ki yapmasına izin verelim.
يريد أن يحمي صغاره علينا أن ندعه يفعل ذلك

Amerikanın yüzsüz kollektif canavarının bu şehirdeki güzel olan her şeyi yok etmesine izin verelim.
دعوا الوحوش الضارية المتحدة الأمريكية تدمر كل ما هو جميل بهذه البلدة

Oraya bir biyolog ekibi gönderip onların karar vermesine izin verelim.
حَسناً، دعنا نُرسل فريق من علماء الأحياء هناك ندعهم يكتشفون ذلك

Bu gece odun yığınları yandığında alevlerin her birimizin kalplerini saflaştırıp arındırmasına izin verelim.
عندما توقد المحرقة هذه الليلة لندع النيران تُطهر كل واحدٍ منا داخل قلبه

Hadi. İzin verelim de çalışsınlar, tamam mı?
هيا بنا، لنتركهم يعملون، إتفقنا؟

Bu arsıza izin verelim.
ان هذا هو ان مو تشى ( خزى و اذلال)

Bir süreliğine dışarı çıkmasına ve kendini unutmasına izin verelim.
وندعه يرى العالم وينسى نفسه لفترة من الوقت

Lieber bu yükseltici konvertörün ona ait olmadığını söylerse Fargo'ya izin verelim, bir kafes karşılaşması ayarlasın derim.
إذا كان ليبر يقول أن هذا المحول ليس له , أقول أن نترك لفارجو تسويته في مباراة القفص.

Phyanın adamlarına biraz izin verelim dinlensin.
أعتقد أنه يجب أن نترك أولئك . الرجال يرتاحوا قليلاً

Bence bir süre inzivaya çekilip başka grupların ilgi çekmesine izin verelim.
أعتقد أنه ينبغي أن نترك معاونينا يجذبوا بعض الانتباه ونهدأ قليلاً.

Tamam, bu zalimce, kafası patlamadan bitirmesine izin verelim.
حسنا إن هذا قاسٍ ، من الأفضل أن ندعه يكمل قبل أن ينفجر رأسه

Sadece birkaç hafta daha yaşamasına izin verelim diyorum.
ما أقوله فقط أن ندعه يعيش لمدة بضعة أسابيع أخرى

Bu gece bir zamanlar yaşadığımız dağlarda gerçekte özümüze dönmek için doğanın bizi şereflendirmesine izin verelim.
لذا في هذه الليلة، دعوا الطبيعة تشرّفنا لنعود إلى من نكون في الحقيقة

Sonraki 10 yıla baktığımda, emin olduğum iki şey var, hayal ettiğimiz herhangi bir geleceği yaratabileceğimiz, ve istediğimiz oyunu oynayabileceğimiz. Diyorum ki, dünyayı-değiştiren oyunların başlamasına izin verelim.
حين أنظر إلى العقد القادم، أوقن بأمرين، بأننا نستطيع صنع أي مستقبل نتخيله، وأننا نستطيع لعب الألعاب التي نرغب بها. إذاً، أقول دعوا الألعاب المغيرة للعالم تبدأ.

Ön kapıya yönelmelerine izin verelim ve sonra kafalarının arkasına silahlarımızı sıkıştırırız.
ندعهم يعبرون الباب الأمامي. وثمّ نهرس مسدساتنا في خلفية رؤوسهم.

Birbirlerini öldürmelerine izin verelim.
ندعهم يقطعون بعضهم أربا ؟

Bu gecenin bizi garip ve... şehvetli bir yolculuğa çıkarmasına izin verelim.
لندع الليل يأخذنا إلى رحلة غريبة وعاطفية

Tamam çocuklar. İzin verelim de doktorlar babanızı iyileştirsinler.
حسنا يا أولاد لندع الأطباء يعالجون والدكم

İzin verelim de çalışsınlar, tamam mı?
هيا بنا، لنتركهم يعملون، إتفقنا؟

Peki, niye onu ziyaret etmiyoruz? Kanıtlamasına izin verelim.
لما لا نجلبه الى هنا وندعه يثبت ذلك؟