"izin veriliyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • مسموح
        
    • يُسمح
        
    • يسمحون
        
    • المسموح
        
    Bana bir komutanın karar verme durumunda ne kadar ileri gidebileceğini... ya da cesaret edeceğini... ya da Tanrı rolüne soyunmasına izin veriliyor mu diye soruyorsan... sana cevap veremem. Open Subtitles لكن لو سألتنى إلى أى مدى مسموح للقائد بأن يذهب أو يجرؤ على الذهاب أو يسمح لة بممارسة دور الله
    Aşağı ışınlanmaya izin veriliyor. Open Subtitles الإرسال بالأشعة إلى أسفل السطح مسموح به.
    Gördüğünüz gibi günde beş kere namaz kılmasına izin veriliyor. Open Subtitles ستريان أنه مسموح له بالصلاة خمس مرات باليوم.
    Üst düzey güvenlik altında. Yalnızca ailesinin girişine izin veriliyor. Open Subtitles إنه تحت حراسة مشدّدة، أفراد عائلتهِ فقط يُسمح لهم بالزيارة
    Burada köpeklere izin veriliyor anlaşılan. Open Subtitles بدا وأنّهم يسمحون للكلاب بالدخول.
    Etkileri devasa ve neredeyse evrensel olduğu hâlde, bu liderleri sadece ufak bir grup insanın seçmesine izin veriliyor. TED عدد قليل فقط من الأشخاص هم المسموح لهم بالتصويت لهؤلاء القادة، بالرغم من أن تأثيرهم هائل ويكاد يكون عالمياً.
    Masanın üstünde ellerimizi tutmamıza ve dokunmamıza izin veriliyor. Open Subtitles مسموح لنا مشابكة الأيدي فوق الطاولة .و التلامس و التحدث
    Afedersiniz ama her yolcu için sadece 20 kg izin veriliyor. Open Subtitles مسموح للركاب بحمل 20 كيلو جرام فقط لكل واحد
    Keşişlerin ilişki kurmalarına izin veriliyor mu? Open Subtitles هل مسموح للقساوسة أن يكون لديهم علاقات مع الآخر؟
    Bu yüzden mi sadece plastik bıçaklara izin veriliyor? Open Subtitles هل لهذا السبب مسموح ليّ فقط أستخدام السكاكين البلاستيكية؟
    Sanki izin verilmiyormuş gibi. Artık izin veriliyor. Open Subtitles كما لو كان الأمر غير مسموحاً إنه مسموح الآن
    Diğer bütün akıl hocaları da bir şekilde sahada çalışmış ama teknik olarak, evet, buna izin veriliyor. Open Subtitles كما أن الجميع عمل ميدانياً، بطريقة أو بأخرى، لكن تقنياً، أجل، هذا مسموح
    Burada cep telefonuna izin veriliyor mu? Open Subtitles هل مسموح بالهواتف الخلوية هنا؟
    Evlendikten sonra ziyaret öncesi ve sonrası ona sarılmama ve öpmeme izin veriliyor. Open Subtitles .نعم في الوقت الحالي - ,بعد زواجنا .أصبح مسموح لي معانقتها كما هو مسموح لي أن أقبلها .قبل و بعد الزيارة
    Hücresinde satranç tahtası bulundurmasına izin veriliyor mu? Open Subtitles مسموح له لوح شطرنج في زنزانته ؟
    Spa gününde puding yemelerine izin veriliyor. Open Subtitles مسموح أن يأكلوا الحلوى في يوم الاستجمام
    Buraya girmene nasıl izin veriliyor? Open Subtitles أقصد كيف حتى مسموح لك بالدخول هنا ؟
    Mürettebat tıbbi açıdan düzelene kadar sadece aile yakınlarının görüşmesine izin veriliyor. Open Subtitles حسنا، حتى يحصل الطاقم على تصريح طبي، يُسمح بدخول أفراد العائلة فقط.
    Burada sarhoş olmalarına izin veriliyor, kontrolü kaybediyorlar, siz de onları kendilerinden korumak için şutluyorsunuz. Open Subtitles يُسمح لهم أن يشربوا هنا لذا سيفقدون السيطرة، وثمّ تطردهم ليعتمدوا على أنفسهم.
    Bu yüzden çocukları dövüyorlar. Ben kendim gördüm. Günde iki defa kuru ekmek ve su ile besleniyorlar. Çok nadiren oyun oynamalarına izin veriliyor. onlara günde sekiz saat boyunca kuran okumaları gerektiği tekrarlanıyor. TED لذا يقومون بضرب أؤلئك الأطفال. لقد رأيت هذا. يقومون باطعامهم مرتين في اليوم خبز جاف وماء. ونادراً ما يسمحون لهم بلعب لعبة. إنهم يخبرونهم أنه، لمدة ثمان ساعات في كل مرة، كل ما ينبغي عليهم فعله هو تلاوة القرآن.
    Kapatmalarına izin veriliyor mu? Open Subtitles هل يسمحون بألإغلاق؟
    Geceleri şehir mutant araçlarla kaynıyor, arazide sadece bu araçlara izin veriliyor. TED وفي المساء، تحاط المدينة بمركبات متحولة، السيارات الوحيدة المسموح بها للتجول في الساحة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more