Erkekler basketbol, beyzbol ve futbol oynuyorlardı ama kızlara izin verilmiyordu. | TED | ولعب الأولاد كرة القاعدة وكرة السلة، وكرة القدم الأمريكية، ولم يسمح للفتيات بذلك. |
Orada kalmalarına izin verilmiyordu artık, Viyana'ya dönmek zorundalardı. söylediğim gibi oldukça uzun bir yol. | TED | ولم يسمح لهم بالبقاء هناك بعد ذلك، بل كان لا بد لهم من العودة الى فيينا -- وكما كنت أقول فالطريق كان بعيدا وغير ممكن في تلك الايام |
Ve internet kullanmasına da izin verilmiyordu. | Open Subtitles | و لم يكن مسموح لها بإستخدام الانترنت ايضاً |
- Ziyaretçiye izin verilmiyordu. | Open Subtitles | -ليس مسموح لها بالزيارت |
"Ki bu ölüm demekti." "Eğilmemize izin verilmiyordu. | Open Subtitles | تلك كانت النهاية لم يكن مسموحاً لنا بالإنحناء |
Ama evde, ırkçılığa değinmemize, izin verilmiyordu. | Open Subtitles | ولكن لم يكن مسموحاً لنا أن نجيء على ذكر أي مسألة عرقية في المنزل. |