İnanmıyorum, gerçekten eski karının seninle, bizimle kalmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لا أصدّق حقاً أنّك تسمح لزوجتك السابقة بالمكوث معك، معنا. |
Çünkü 85 milyon cinmısırı tüketicisinin seni yönlendirmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | لانك تسمح لــ 85 مليون اكل فيشار بان يوجهوك الى هذا الطريق او ذاك |
Bu kadar tepki göstermeni anlayamıyorum. Aldığımız iyi haberin gölgede kalmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لا أفهم ردة فعلك هذه أنت تدع الخبر السيء يطغى على الخبر الجيد |
Bir sorum var. Eğer bu kadar iyiysen, neden kötü şeyler olmasına izin veriyorsun? | Open Subtitles | عندي سؤال، إن كنت محسنة فلماذا تسمحين بحدوث أمور كريهة؟ |
Çocuğunun pornografi okumasına neden izin veriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تدعين ابنتك تقرأ المجلات الاباحية؟ |
Seni yenmesine izin veriyorsun. Bunu yapamazsın şampiyon. Hadi. | Open Subtitles | تتركه يضربك لا تستطيع فعل ذلك, يا بطل , هيا |
Ve bu gerizekalı aptalların seni ezmesine ve ellemesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | ثم تسمح لهؤلاء الأوغاد يتحرشون بك ويتحسسون جسدك؟ |
Durarak yetkililerin sana ulaşmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | من خلال التوقف ، فانك تسمح للسلطات أن تصل إليك |
Sigara içiyor ve sen onun eve girmesine izin veriyorsun... sırf çocuklara bir şeyler vereceğini söyledi diye. | Open Subtitles | انه يدخن و انت تسمح له بالدخول للمنزل لانه قال ان لديه شئ لاطفالك |
Başkalarının senin adına karar vermelerine izin veriyorsun Finn. | Open Subtitles | كنت تسمح للآخرين إختيار هذه الاختيارات بالنسبة لك , فين. |
Benim okumama izin vermiyorsun da o adamın okumasına mı izin veriyorsun? | Open Subtitles | لم تسمح لي بأن أقرأ روايتك لكنك سمحت لذلك الشخص بأن يقرأ روايتك |
- Doğal bir yeteneğin var ama çok sık duygularının kaçmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لديك موهبة طبيعية ولكن في كثير من الأحيان أن تدع عواطفك تذهب معك |
Kaçıyor olmalıydın, 007, karşı tarafın sana yaklaşmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لابد انك تنحرف ، يا 007 تدع عدوك يقترب منك هكذا |
insanlarin sana "efendim" demesine izin veriyorsun. Bunu asla yapmazsin. | Open Subtitles | أنت تدع الناس ينادونك بسيدي أنت لم تفعل ذالك من قبل |
Sana nasıl baktığını gördüm, sana eski moda kur yapıyor, ve sen ona izin veriyorsun. | Open Subtitles | لقد لاحظت طريقة نظرها إليك إنها تتودد لك بشكل واضح، وأنت تسمحين لها بذلك |
Bauer yasadışı bir şekilde bir şüpheliyi vuruyor ve sen de tekrar sahaya dönmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | باور يطلق النار على مشتبه به والاّن تسمحين له بالعودة إلى العمل الميداني |
Tamamen yabancı birinin cinsel hayatını kaydetmesine izin veriyorsun ama kendi kardeşine anlatmıyor musun? | Open Subtitles | تدعين غريباً يسجّل حياتكِ الجنسية على شريط فيديو ولكن لن تخبري أختكِ؟ |
Seni yenmesine izin veriyorsun. Bunu yapamazsın şampiyon. Hadi. | Open Subtitles | تتركه يضربك لا تستطيع فعل ذلك, يا بطل , هيا |
Çocukların o bilgisayar ve video oyunlarını oynamasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | أنتي تتركين الأطفال يلعبون بالكمبيوتر, والفيديو, والأعاب |
Seninle olmalarına izin veriyorsun ve sonra onlardan hoşlandığını sanıyorlar. | Open Subtitles | تتركهم يضاجعونك وبعدها تأتيهم فكرة أنك تحبهم. |
Benimle böyle konuşmasına nasıl izin veriyorsun? | Open Subtitles | كيف سمحت لها التحدث لي هكذا يا رجل؟ ماذا؟ |
Hâlâ onun olay üstünde çalışmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | و مع ذلك تتركها تستمرّ في العمل على قضيّتك. |
Duygularının seni ele geçirmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | ولكن عليكِ تحديد الأولويّات، إنّكِ تجعلين عواطفكِ تتحكّم بكِ |
Neden ortalıkta böyle dolaşmasına izin veriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تدعها تتجول في البيت هكذا؟ |
- Hepimizi kandırdın. - Neden bunu yapmalarına izin veriyorsun? | Open Subtitles | تلاعبتي بنا جميعا - لما تدعهم يقومون بهذا ؟ |
Henüz dokuz yaşındayken sokakta yapayalnız gezmesine, izin veriyorsun öyle mi? | Open Subtitles | هل تدعيه يمشي على الرصي بوحده و بعمر التاسعة؟ |
O salakların senle dalga geçmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | لقد تركتِ البلهاءَ يَفرُون جاعِلينَكَ تُخْفِق |
Neden bunları yapmasına izin veriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تَتْركُها تَعمَلُ هذا الشيء؟ |