"izin vermeliydin" - Translation from Turkish to Arabic

    • عليك أن تدعني
        
    • يجب أن تدعه
        
    • يجب أن تدعني
        
    • كان عليك أن تتركني
        
    • لتدعني
        
    • عليك أن تجعلني
        
    • عليك أن تدعيني
        
    • عليك تركي
        
    • ان تدعني
        
    Onu görmeme izin vermeliydin, Kaptan. Open Subtitles كان عليك أن تدعني أراها يا كابتن
    Yapmama izin vermeliydin. Open Subtitles كان ينبغي عليك أن تدعني أقوم بها،
    Kendisinin dövüşmesine izin vermeliydin. Open Subtitles كان يجب أن تدعه يقاتل بنفسه
    Onu öldürmeme izin vermeliydin, Sarang. Open Subtitles كان يجب أن تدعني اقتله يا سارنغ
    Yıllar önce imkanı varken onu vurmama izin vermeliydin. Open Subtitles كان عليك أن تتركني أقتله قبل سنوات عندما سنحت لي الفرصة
    Beni ızgarada bırakmalıydın Stefan. Kendi yaptıklarımın sonuçlarıyla uğraşmama izin vermeliydin. Open Subtitles حرى أن تتركني في المطعم يا (ستيفان) لتدعني أتحمّل عواقب أفعالي، لكن لا
    - Sonuçlara katlanmama izin vermeliydin. Open Subtitles اخترت هذا، كان عليك أن تجعلني أتحمل العواقب
    Bu şerefsizi öldürmeme izin vermeliydin. Open Subtitles كان عليك أن تدعيني أقتل ذلك المُتعجرِف السّافِل
    Sabırsızlanıyorum. Onları durdurmama izin vermeliydin. Open Subtitles لا أستطيع الانتظار كان يجب عليك تركي أوقفهم
    Sana söyledim, bu şeyin uçuş fonksiyonunu düzeltmeme izin vermeliydin. Open Subtitles لقد أخبرتك، أن عليك ان تدعني أصلح وظيفة الطيران في هذه السيارة
    - Kalabalığa karışmama izin vermeliydin. Open Subtitles كان ينبغي عليك أن تدعني أدخل بين الحشد.
    Bunu benim yapmama izin vermeliydin. Open Subtitles كان ينبغي عليك أن تدعني أقوم بهذا
    Amanda'yı aramama izin vermeliydin. Open Subtitles كان عليك أن تدعني أتصل بــ (أماندا ) لما رغبت في ذلك حسنا، أتعلم؟
    Füzenin beni vurmasına izin vermeliydin Jack. Orada ölmeye hazırdım. Open Subtitles كان عليك أن تدعني أتلقى الضربة يا (جاك)، كنتُ مستعداً للموت هناك.
    Füzenin beni vurmasına izin vermeliydin Jack. Orada ölmeye hazırdım. Open Subtitles كان عليك أن تدعني أتلقى الضربة يا (جاك)، كنتُ مستعداً للموت هناك.
    Kendisinin dövüşmesine izin vermeliydin. Open Subtitles كان يجب أن تدعه يقاتل بنفسه
    Suçlamasına izin vermeliydin... Open Subtitles يجب أن تدعه يتلقى اللوم
    Önce bitirmesine izin vermeliydin, Harry. Open Subtitles (كان يجب أن تدعه ينتهي أولا يا (آري
    İtiraf etmeme izin vermeliydin... İkiz olduğumuzu ve... tüm diğer şeyleri. Open Subtitles كان يجب أن تدعني أعترف فحسب أن ثمّة توأم، و...
    Ölmeme izin vermeliydin. - Merhaba. - Merhaba. Open Subtitles كان يجب أن تدعني أموت أنتِ بخير ؟
    Ne olursa olsun, kendi bildiğim gibi çözmeme izin vermeliydin! Open Subtitles كان عليك أن تتركني أحل الأمر مهما حدث!
    Beni ızgarada bırakmalıydın Stefan. Kendi yaptıklarımın sonuçlarıyla uğraşmama izin vermeliydin. Open Subtitles حرى أن تتركني في المطعم يا (ستيفان) لتدعني أتحمّل عواقب أفعالي، لكن لا
    Benim yapmama izin vermeliydin. Open Subtitles عليك أن تجعلني أٌقوم بهذا
    - Benim sürmeme izin vermeliydin, abla. Open Subtitles كان عليك أن تدعيني أقود, أختي.
    Sabırsızlanıyorum. Onları durdurmama izin vermeliydin. Open Subtitles لا أستطيع الانتظار كان يجب عليك تركي أوقفهم
    Onlara bunun senin fikrin olduğunu söylememe izin vermeliydin. Open Subtitles . كان يجب ان تدعني اخبره انه كانت فكرتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more