"izin vermeyecektir" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن يسمح
        
    • لن تسمح لك
        
    • لن يدع
        
    • يسمح بأن
        
    • ولن تسمح
        
    • لن يدعنا
        
    • لن تدعك
        
    Kızının o yerde bir dakika bile kalmasına izin vermeyecektir. Open Subtitles لن يسمح لأبنته أن تبقى فى ذلك المكان لدقيقة أخرى
    Hastane deneysel veya test edilmemiş bir teknolojinin kullanımına izin vermeyecektir. Open Subtitles المستشفى لن يسمح باستخدام تقنية تجريبية أو غير مُختبرة.
    Onu hastaneye götürmene izin vermeyecektir. Biraz inatçıdır da. Open Subtitles لن تسمح لك بإعادتها إلى المُستشفى، فإنّها عنيدة.
    - Sende biliyorsun,Kitty bu kampanyadan çekilmene izin vermeyecektir. - Çekilmiyorum. Open Subtitles أنت تدرك أن "كيتي" لن تسمح لك بالإنسحاب من هذة الحملة - لم أنسحب -
    Ve bir daha bana öyle bir şey olmasına asla izin vermeyecektir. Open Subtitles ..و ...وأعلم أنه لن يدع شيئا ً كهذا يتكرر
    Kendi projesinin araştırılmasının bir utanç kaynağı haline gelmesini izin vermeyecektir. Open Subtitles لذا فلن يسمح بأن يكون مجرد تحقيق من قٍبَل تلك الوحدة الصغيرة يصبح مصدراً للحرج
    Komite programın yayınlanmasına izin vermeyecektir. Open Subtitles اللجنة لن تسمح بحدوث مثل هذا التجاوز .. ولن تسمح بفضح برنامجهـا
    Daha çok test yapmamıza izin vermeyecektir. Open Subtitles سيظن الوغد العنيد أنه محق لن يدعنا نقوم بفحوصات أخرى
    ABC en az altı ay boyunca ruhsat almana izin vermeyecektir. Open Subtitles آي.بي.سي لن تدعك تحصل على رخصة ثانية لستة أشهر على الأقل
    Çoklu evren içinde başka bir Hızcı daha olmasına asla izin vermeyecektir. Open Subtitles لن يسمح بأن يكون هناك سريع آخر في العوالم المتعدد وسيرسل
    Tahta layık olduğumu ispatlayana kadar Konsey oturmama izin vermeyecektir. Open Subtitles لن يسمح لي المجلس بالتربُّع على العرش، إلّا حين أتمكّن من إثبات جدارتي.
    Oraya yaklaşmana bile izin vermeyecektir. Open Subtitles لن يسمح لك بالإقراب من هذا المكان
    Tanrı başına kötü bir şey gelmesine izin vermeyecektir. Open Subtitles الرب لن يسمح بأن يصيبك مكروهاً
    Ama sorun şu ki, editörün buna izin vermeyecektir. Open Subtitles ... المشكلة هي أنَّ رئيس التحرير لن يسمح لكِ بذلك
    Baines bunu yapmana izin vermeyecektir. Open Subtitles بينز لن تسمح لك القيام بذلك.
    Koskoca bir medeniyetin yok olmasına izin vermeyecektir. Open Subtitles هو لن يدع حضارة كاملة تصبح متدمرة
    Super Baba kimsenin Ona dokunmasına izin vermeyecektir. Open Subtitles الأب الخارق هناك لن يدع أي شخص يلمسها.
    O da bunu izin vermeyecektir. Open Subtitles ولن تسمح بحدوث هذا، ستفعل المستحيل لحماية نفسها
    Düğünü bizim ödememize asla izin vermeyecektir. Open Subtitles لن يدعنا أن ندفع تصاريف زفافه
    Neyse, annem gitmene asla izin vermeyecektir. Open Subtitles لا شيء، لم أقل أي شيء على كل حال، هي لن تدعك تذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more