"izin vermezler" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن يسمحوا
        
    • لن يدعوك
        
    • يسمحوا لي
        
    • لن يدعوا
        
    • لن يدعونا
        
    • لن يدعوني
        
    • يسمحوا لك
        
    • لن يتركوك
        
    • لن يدعونني
        
    • لا يسمحون
        
    • البعض في موقف
        
    • يسمحو لي
        
    • يسمحوا بذلك
        
    • يسمحوا لنا
        
    • يدعونك
        
    Yurt dışına çıkmamıza izin vermezler ve muhtemelen hapse atarlar. Open Subtitles و بالتأكيد لن يسمحوا لنا بالسفر للخارج و ربما يضعونا فى السجن
    Burda bir iki hafta çalışmadan büyük ihtimalle tüplerle çalışmana izin vermezler. Open Subtitles على الأرجح لن يسمحوا لك بالعمل هنا حتى يمر عليك أسبوع أو اثنان
    Eğer burada kalırsan asla babanın yaptıklarını unutmana izin vermezler. Open Subtitles اذابقيتهنا.. لن يدعوك تنسي ما فعله والدك أبداً
    İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لي بوضع قدمي في الوحدة حتى لو اردت هذا.
    Tatlım, adına çalıştığım adamlar patronundan istediklerini almadıkça gitmene izin vermezler. Open Subtitles حبيبتي الناس الذين أعمل معهم لن يدعوا أي أحد يذهب حتى يحصلوا على ما يريدون من رئيسك
    Devam et kazmaya! Silahımız olmadan, orduya katılmamıza izin vermezler. Open Subtitles هيا ، تابع الحفر ، لن يدعونا . نشارك اذا لم نحصل على اسلحة
    St. Anthony'deki o yılanlar annemi beslememe izin vermezler. Open Subtitles تلك الأفاعي في مركز القديس أنثوني لن يدعوني أدخل لأطعمها
    Ama eğer mahkeme burada olduğunu anlarsa, bir daha eve gelmene izin vermezler. Open Subtitles لكن إذا علمت المحكمة أنك تواجدت هنا فلن يسمحوا لك بالعودة للبيت أبداً
    Luthor'lar bizim kadar yakın olursanız bunu öğrenirsiniz, öylece çıkıp gitmenize izin vermezler. Open Subtitles انت ستجد انك بأعماق آلوثر هم لن يتركوك تمشي بعيداُ
    - İçeri girmenize izin vermezler. - Göreceğiz. Open Subtitles ـ لن يسمحوا لك بالدخول ـ سوف نحاول التصرف
    Yani eğer doktorlar gitmeme izin verirlerse, ama korkarım ki izin vermezler. Open Subtitles هذا لو سمح لى الأطباء بالذهاب. أخشى أنهم لن يسمحوا.
    Benim içeri girmeme izin vermezler, ama tıbbi geçmişin sayesinde sana geçiş kodu alabildim. Open Subtitles هم لن يسمحوا لني بالدخول، لكن طبيينك تحصل الخلفية عليك رمز ترخيص. أريد رأيك.
    Bu favorilerle uzaya çıkmana izin vermezler bak. Open Subtitles عزيزي، لن يدعوك تذهب إلى الفضاء بهذا الإختراع
    Barikatı aşmana asla izin vermezler. Open Subtitles تعلم انهم لن يدعوك تخرج من هنا هل لديك خطه لذلك؟
    İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لي بالدخول إلى الوحدة حتى لو كنت أريد هذا
    Bakın, onlar iki aceminin gelip onları yenmesine izin vermezler. Open Subtitles أنظري , إنهم لن يدعوا مستجدين يدخلوا ويأخذوا كل ما لديهم
    İngilizler silahlarla talim yapmamıza izin vermezler, onun için biz de taşlarla yapıyoruz. Open Subtitles الإنجليز لن يدعونا نتدرب بالسلاح, لذا فسنفعلها بالأحجار.
    Onu, rızası dışında alıkoyuyorlar. Onu görmeme izin vermezler. Open Subtitles لقد وضعوها رغماً عن إرادتها لن يدعوني أراها
    Hiç şansın yok. Onu saklamana izin vermezler. Open Subtitles لا مجال لن يتركوك تحتفظ به
    - izin vermezler. Open Subtitles - لن يدعونني أفعَل ذلك
    Hayır, karantina devam ederken insanların giriş çıkışına izin vermezler. Open Subtitles لا، إنهم لا يسمحون للناس بالدخول أو الخروج أثناء العزل
    Ama dostlar birbirlerine yalan söylemezler ve onların aşağılanmalarına izin vermezler, Jake. Open Subtitles - الأصدقاء لا يكذبون على بعضهم البعض ... ويضعون بعضهم البعض في موقف مهين كذاك يا جاك
    Kulüple olan bağlantım yüzünden izin vermezler. Open Subtitles بعلاقتي مع النادي, لن يسمحو لي بالاقتراب منه
    Sen istesen de izin vermezler ki. Kurallarda olamayacağını söyleyen bir şey yok. Open Subtitles وحتى لو اردنا, فانهم لن يسمحوا بذلك لا يوجد شيء في القوانين يمنع ذلك
    Bilirsiniz, yoksa bunu yapmanıza izin vermezler. Open Subtitles أنت تعرفين، أنهم لا يدعونك تفعلينها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more