"izin vermiş" - Translation from Turkish to Arabic

• سمح
• سمحوا
• وسمح
• إعطاءَه

Bu mahallenin haracını yemesi için Fanucci'ye bizzat, Maranzalla izin vermiş. Polislerle de bağlantıları var ayrıca.
مارينزا نفسة سمح لفانوشى بادارة هذا الحى

Bir el cihazı ve baş adamı için bir enerji silahına izin vermiş.
سمح بأداة يدوية وسلاح واحد من الناس لبدايته الأولى.

Jacob, Sarah Jean'in yalnızca temizliğe gittiği ailelerle yakınlaşmasına izin vermiş.
الناس الوحيدون الذين سمح جيكوب لسارة جين بالتعرف اليهم هم العائلات التي نظفت بيوتهم

Nedense senin gibi tedbirli biri silahlı bir saldırganın inanılmaz derecede yaklaşmasına izin vermiş.
ولسبب ما، رجل حذر مثلك سمح لمهاجم مسلّح بأن يقترب كثيرا.

Ve işin doğrusu onların dışarıdaki piyasayla rekabete dayanabilmek için aldatılmalarına izin vermiş olmaları asıl üzücü nokta.
و بصراحة كيف سمحوا لأنفسهم أن يخدعوا قصة حزينة عن طبيعة الحياة في الخارج

Oğlanların gitmesine izin vermiş, ama kızları içeride, yanında tutmuş.
لقد سمح للأولاد بالرحيل، لكنه احتفظ بالفتيات بالداخل معه.

O da kızın gece onda kalmasına izin vermiş.
ولكنّه كان قد إختفى، وبالتالي سمح لها بالبقاء في تلكَ الليلة

Buna daha önce izin vermiş olmasına rağmen öğrendiğinde, kendini kaybetti.
وعلى الرغم من أنّه سمح ليّ بذلك لكنه صار غاضباً عندما إكتشف الأمر

Hastaymış. Kendisi iyileşirken, bu iki aktrisin evinde kalmasına izin vermiş.
لقد سمح لهاتين الممثلتان بالبقاء في منزله بينما هو يتعافى

Reşat şeyden birkaç gün önce birilerinin evinde kalmasına izin vermiş... 11 Eylül'den birkaç gün önce.
رشاد سمح لأحد الأشخاص الإقامة في منزله لعدة أيام قبل أيام قليلة من أحداث الحادي عشر من سبتمبر

Sorun şu ki, iş arkadaşım sana şampanyalar için yüz bin doları karttan ödemene izin vermiş ve kartın karşılıksız çıkmış.
المشكلة هي زميلي هنا سمح لك حاسبك بي مائة ألف على الشمبانيا، و بطاقة إئتمانك تم رفضها.

Pataklamış gibi yapmış ve senin haberin olmadan istediğim her şeyi yapmama izin vermiş.
هو تظاهر بالأمر فقط ثم سمح لي بفعل ما أريد من وراء ظهركِ

Kendi uçuş pistini şu iki Amerikalı pilotun kullanmasına izin vermiş.
{\cHDBC643}و قد سمح لهذين الطيارين الامريكيين بالهبوط والاقلاع من مهبط طائراته

Bu iki Amerikalı pilotun, kendi hava sahasından havalanmasına izin vermiş.
{\cHDBC643}و قد سمح لهذين الطيارين الامريكيين بالهبوط والاقلاع من مهبط طائراته

Bakıyorum da Ferrante, Napoli'nin en güzel tarafını görmenize sonunda izin vermiş.
ارى ان الملك فرنتي اخيرا سمح لضيوفه.. للتمتع بأفضل جوانب نيبولي

Çünkü Colin'in babası gölde tek başına jet ski sürmesine izin vermiş.
لأن كولين قال انه ذهب الى بحيرة و أبوه سمح له بقيادة الجت سكي

Bak, babam orduya satın aldığı araziden geçmeleri için izin vermiş.
أبي سمح للجيش بالعبور على أرضه

Sana bir şey söyleyeyim. Biri onun kaçmasına izin vermiş.
ولكن ثمّة شئ مؤكد ثمّة من سمح له بالهرب

Oradakiler sanki birinin onlara bunu yapmasına izin vermiş gibi.
هؤلاء الرجال يبدوا كأنهم سمحوا لشخصً ما اَن يُقطعهّم.

Ayrıca, mülkünde esrar depolamalarına izin vermiş.
وسمح لهم بخزن المخدرات في ملكيته

Kutlama için komutanı ona ve arkadaşlarına bu gece izin vermiş.
فقرر الضابط المشرف عليه إعطاءَه هو وأصدقاءَه جزءًا من الليل للاحتفال