"izin vermiyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا نسمح
        
    • لا ندع
        
    • لا ندعها
        
    • لن نسمح
        
    • لن ندعك
        
    • لا ندعه
        
    • لا نتركها
        
    Biz Dodge City'de kimsenin silah taşımasına izin vermiyoruz. Duymadınız mı? Open Subtitles نحن لا نسمح لأي شخص بحمل السلاح هنا في "دودج سيتي".
    Dışarıdan gelen şurup reçel veya soslara restoranda izin vermiyoruz. Open Subtitles لا نسمح بأي مشروبات خارجية، أو مربات أو توابل داخل المطعم
    Muayene odasında kimsenin telefonu kullanmasına izin vermiyoruz diyelim sadece. Open Subtitles لذلك لكي تكن على بصيرة نحن لا نسمح لأي أحد أن يستخدم الهاتف في غرف الفحص الطبي
    Neden bu aptal herifin çocuklarımıza bu çılgın sporu öğretmesine izin vermiyoruz? Open Subtitles مهلا , لماذا لا ندع ذلك الغريب يُعلم أولادنا تلك الرياضة المجنونة؟
    Hey, Amerika, neden iş yükünün bir kısmını da diğer ülkelerin taşımasına izin vermiyoruz? Open Subtitles لم لا ندع بعض الدول الأخرى تحمل حصتها من العبء؟
    Dosyaları görmesine neden izin vermiyoruz? Open Subtitles لماذا لا ندعها ترى الملفات؟
    Üzgünüm bayım, serserilerin bu gece spor salonunda uyumasına izin vermiyoruz. Ama ıvır zıvır şeyleri arka kapıya koyacağız. Open Subtitles آسف سيدي ، لن نسمح للمتشردين بالنوم في غرفة الرياضة الليلة لكن سنضع بعض الوجبات المنزلية في الباب الخلفي
    Hayır, bütün paramızı kumarda kaybetmene izin vermiyoruz. Open Subtitles أظن بإمكانى كسب هذا المبلغ لا، لن ندعك تقامر باموالنا
    Yatakta yemesine izin vermiyoruz. Open Subtitles نحن لا ندعه يأكل في سريره
    Çok gerçekçi, sadece ölüme izin vermiyoruz. Open Subtitles إنه حقيقي للغاية إلا بأننا لا نسمح بالموت
    Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Kaplıca alanında cep telefonlarına izin vermiyoruz. Open Subtitles أعتذر عن التطفل نحن لا نسمح بدخول الهواتف الخليوية في المنتجع
    Üzgünüm ama evin içinde köpeğe izin vermiyoruz. Open Subtitles أنا آسفة, لكننا عادةً لا نسمح بالكلاب في المنزل إنها طاعنةٌ في السن, تقريبا فاقدة للبصر
    Kim olduğunuzu biliyorum Bayan Greenleaf ama acil bir sağlık durumu olmadığı sürece ziyarete izin vermiyoruz. Open Subtitles أنا أعرف من أنت يا آنسة جرينليف ولكن ماعدا الدواء والطوارئ نحن لا نسمح بالزيارة
    Kim olduğunuzu biliyorum Bayan Greenleaf ama acil bir sağlık durumu olmadığı sürece ziyarete izin vermiyoruz. Open Subtitles أنا أعرف من أنت يا آنسة جرينليف ولكن ماعدا الدواء والطوارئ نحن لا نسمح بالزيارة
    Eşkıyaların ekrana ne koymamızı söylemesine izin vermiyoruz. Open Subtitles نحن لا نسمح لقطاع الطرق بأن يعطونا أوامر
    Neden dostlarımızın yemek getirmesine izin vermiyoruz? Open Subtitles لماذا لا ندع أصدقائنا يجلبون لنا الطعام؟
    Ailelerin izlemesine izin vermiyoruz. Fazla duygusal bir durum yaratıyor. Open Subtitles لا ندع العائلات يشاهدون هذا ملهب للعواطف
    Neden Jang Hyun Gyu'un Sochi'ye gitmesine izin vermiyoruz? Open Subtitles لماذا لا ندع فقط جانغ هيون كيو يذهب إلى سوتشي ؟
    Dosyaları görmesine neden izin vermiyoruz? Open Subtitles لماذا لا ندعها ترى الملفات؟
    Makas kullanmasına izin vermiyoruz. Open Subtitles لا ندعها تستخدم المقصات
    Ve yetenek yarışmasında performans sergilemene izin vermiyoruz. Open Subtitles ولكي اتأكد من ذلك نحن لن نسمح لك بالقيام بدورك والمشاركة في برنامج المواهب
    Seni suçlamıyoruz ama tam olarak gitmene de izin vermiyoruz. Open Subtitles ، نحنُ لن نتهمك بشيء لكن لن ندعك ترحل فحسب أيضاً
    Yatakta yemesine izin vermiyoruz. Open Subtitles نحن لا ندعه يأكل في سريره
    İletişim sistemini düzeltip, gemiyi döndürür döndürmez gideceğiz. Havaya uçmasına neden izin vermiyoruz? Open Subtitles سنذهب حالما نصلح نظام الإتصلات ونغير مسار المحطة لما لا نتركها نحترق ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more