Çalışma izinleri yok, yerleşim izinleri yok. | Open Subtitles | لا يوجد تصريح عمل لا يوجد تصريح إقامة والرجل وزوجته |
Binanın 50 yıl önceki orijinal haline ekleme yapmamışlar. İzinleri yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك تصاريح للبناء خلال ال 50 سنة الماضية. |
Burada gördüğünüz herşey, izinleri almak için harcadıkları dört yıldan sonra, yine dört yılda inşa edildi. | TED | كل ما تراه هناك تم بناؤه في اربعة سنين, بعد ان امضو اربعة سنين حصلوا على التصاريح |
İzleme izinleri. Bugün perşembe olmalı. | Open Subtitles | تصريحات المراقبة لابد انه يوم الخميس |
Marvin'le izinleri farklı olan, aynı güvenlik kartını mı taşıyorsunuz? | Open Subtitles | هل يحمل نفس البطاقة الأمنيّة مثلك، وإنّما مع التصريح المطلوب؟ |
Bazı geçiş izinleri uydurmam gerekiyor. 30 ila 40 dakika arası sürer. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بتلفيق بعض التصريحات من 30 الى 40 دقيقة |
İzinleri ayarlıyor, dekorları boyuyor ve yine de üç çocuğu ve kocasıyla ilgilenecek vakti bulabiliyor. | Open Subtitles | تتولى التراخيص و تدهن المسرح و رغم هذا لازال أمامها الوقت لتعتني بأولادها الثلاث و بزوجها |
Her kimseler, güvenli bölgede olma izinleri yok. | Open Subtitles | مهما كانوا فليس ليديهم تصريح ليكونوا في المنطقة الآمنة |
Şimdi ise şirket serverine giriş izinleri var. | Open Subtitles | يحصلون على تصريح الدخول الى خادم الشركة |
- Bunun için izinleri olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل إن كان لديه تصريح لفعل ذلك |
Ben mahkeme kaleminin yanına gidiyorum arazi konusunda izinleri çeken kimse var mı bakayım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتوجه إلى مكتب . كاتب العدل في المقاطعة . لأرى إن أخرج أحدٌ ما تصاريح لأيّ أرض |
Şehir kayıtlarını inceledim. Kamyonların hala izinleri var. | Open Subtitles | راجعتُ الأمر، تبيّن أن الشاحنات تملك تصاريح حاليّة. |
Unutmayın, bunu sağlamanız gerekir Tüm seyahat izinleri alınır, Tüm nerede olduğu hesaplandı. | Open Subtitles | لا تنسي أن تتأكد بأن تصاريح السفر تم الحصول عليها، جميع الأماكن مسموح السفر لها |
Bu şeyi inşa etmen gerekiyor. Sırf gerekli izinleri almak bile insanı çıldırtmaya yeter. | Open Subtitles | والحصول على تلك التصاريح الملعونة الكافيه لجنونك |
Lanet kamp inşa edilecek ya, gerekli izinleri almak bile adamı çıldırtmaya yeter! | Open Subtitles | عليك بناء ذلك الشئ والحصول على تلك التصاريح الملعونة الكافيه لجنونك |
Bana bakma. Gerekli izinleri vardı. | Open Subtitles | لا تنظرو إلي، كانت لديهم التصاريح اللازمه |
İzleme izinleri. Bugün perşembe olmalı. | Open Subtitles | تصريحات المراقبة لابد انه يوم الخميس |
Burada kod adları, departman unvanları ve güvenlik izinleri var. | Open Subtitles | هذا الشئ يحتوي على الأسماء مستعارة وأسماء الأقسام, و درجة التصريح الأمني |
Ama uygun izinleri, yetkileri almamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكن علينا الحصول على التصريحات المناسبة، ترخيصات. |
Susan Harper'in dosyalarına erişmen için gereken izinleri vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | ووافق على توقيع التراخيص التي ستحتاجها للحصول على ملفات "سوزان هاربر". |
Buna ödeme izinleri de dahil mi, veya ona ne imzaladığın konusunda güvenir misin? | Open Subtitles | هل هذا يشمل تراخيص الدفع أم أنك اعتمدت عليها فيما توقعه؟ هيا لنتحرك |
Herhangi bir otel kumarhanesi için tüm lisanslar ve inşaat izinleri uygun olarak alınacak. | Open Subtitles | كل الرخص المناسبة وتصاريح البناء. لأي فندقٍ بداخله كازينو، |
Direnmedi. Belgeleri ve izinleri hazırlayacağımı söyledim. | Open Subtitles | لم يقاوم ما عرضته عليه للحصول على الرخصة و التفويضات |
Tabi ki, sıradan insanların , İmparatora bakmaya izinleri yoktur. | Open Subtitles | بالطبع .. الناس العاديون لا يسمح لهم بالنظر إلى الإمبراطور |
Kendi hükümetlerinden korktuklarını söyleyen insanlar gerçekten umarım ki, anlarlar [Çevre teknisyeni] kendi hükümetlerine katılma izinleri vardır şirketlerin yaptığı hiç bir şeye katılmalarına izin yoktur. | Open Subtitles | بأنه مسموح لهم أن يشاركوا بحكومتهم لم يسمح لهم بالمشاركة في أيّ شئ المؤسسات تفعل ذلك. |