"jesti" - Translation from Turkish to Arabic

    • بادرة
        
    • لفتة
        
    • البادرة
        
    • كبادرة
        
    • اللفتة
        
    • سهوا
        
    Varlıklı biri olduğunu bildiğimi biliyorsun, bu sadece küçük bir saygı jesti. Open Subtitles أنا وأنت نعلم انك رجل له قيمه هذه فقط بادرة من الاحترام
    Tıpkı rüyamdaki gibiydi. Her jesti, her sözü. Tüyler ürperticiydi. Open Subtitles إنه كان مثل حلمى , كل بادرة كل كلمة , إنه كان مخيف جداً
    jesti anlıyorum ama çok hızlı oluyor her şey. Open Subtitles أفهم بأنها بادرة لكن , أمي هذه نقلة سريعة جداً
    Daha iyi bir fikrim var. Bir veda jesti yapalım. Open Subtitles أنا لدي فكرة أفضل نوع من لفتة وداع
    Bir veda jesti yapalım. Open Subtitles نوع من لفتة وداع.
    O bencil olmayan jesti hatırlıyorum. Teşekkürler. Open Subtitles سأتذكر تلك البادرة الناكرة الذات شكرا لك
    Teknik olarak kırmızı bölgede, ...ama bunu Valinin vatandaşa yaptığı iyi niyet jesti olarak gösterebiliriz. Open Subtitles حسناً, في المنطقة الحمراء, فعلياً لكن سنعتبرها كبادرة طيبة من محافظ لمواطن
    Umarım bu jesti iyi niyet gösterisi olarak algılarsın. Open Subtitles آمل أن تأخذ هذه اللفتة باللطف الذي نويت له.
    Yoksa o cömert, arkadaş canlısı jesti görmeyi mi başaramamıştı? Open Subtitles أم أنه قد فشل سهوا فى فهمه لتلك الإيماءة الإجتماعية السمحة؟
    Bu şeffaflık jesti ihtiyacınız olan oyları size kazandırmayacak. Open Subtitles بادرة الشفافية هذه لن تحقق لك الأصوات التي تحتاجها.
    Hayır, bak, kadın seni uzun zamandır böyle korurken, şimdi de senden küçük bir güven jesti isterken neden tek yaptığının yalnızca kendisini korumak olduğunu düşünüyorsun onu sormaya geldim. Open Subtitles لا, انظر انا قدمت لأعرف لماذا عندما تكون المرآة التي تحميك منذ فترة و تطلب منك بادرة بسيطة من الثقة
    jesti kaptığımızı biliyorum ama yine de... Open Subtitles اعني أنني اعرف أن لدينا بادرة طيبة، ولكن مازال.
    Kutsal bir davetsiz misafirin, acemice bir jesti de diyebiliriz. Open Subtitles فلنسمها بادرة خرقاء لدخيل روحاني
    Onlara o silahları satacağız. Bu bir iyi niyet jesti olacak. Open Subtitles ببيعهم الأسلحة تكون بادرة حسن نية
    Howard'ın jesti çok güzeldi. Open Subtitles انها بادرة جميلة من هاوارد
    Matty'nin jesti neredeyse kahramancaydı ve bunu ona söylemek istedim ama Gabby benden önce davrandı. Open Subtitles لفتة (ماتي) تكاد تكون بطولية و أردتُ أن أخبره لكن (غابي) سبقتني لذلك.
    Babalık jesti olarak? Open Subtitles لفتة من الأب
    Neden böyle harika bir jesti kabul etmeyip beni üzüyorsun? Open Subtitles لماذا افسدت هذه البادرة الجميلة عن طريق جعلي اشعر بالسوء ؟
    Bu gerçekleşirken, bir iyi niyet jesti olarak sizden gemilerinizin ilerleyişini durdurmanızı istiyorum. Open Subtitles وريثما يحصل ذلك، أطلب منك كبادرة على حسن النية... أن توقف تقدمك البحري.
    Ücreti düşük ama jesti çok büyüktür. TED التكلفة عرضية ولكن تاثير اللفتة ضخم.
    Shaolin keşişinin amacı Pai Mei'ye hakaret etmek miydi yoksa bu cömert toplumsal jesti göremedi mi? Open Subtitles فهل كان هدف كاهن الشاولين هو أن يوجه الإهانة إلى باي ماي عن عمد؟ أم أنه قد فشل سهوا فى فهمه لتلك الإيماءة الإجتماعية السمحة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more